Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Gül’ün Ağırnas Konuşması

Görünüyor ki “Sinan’dan ve tarihsel mimarimizden ders çıkarılması”nın temel sorumluluğu, ne bilim adamlarına ne de mimarlarımıza düşüyor… Bütün bu “aymazlıklar”ın ve “çarpıklıklar”ın temelinde yatan “kent yağması”na dönük imar düzeninin ve “emlak rantını yükseltmek”ten başka amaç taşımayan imar politikalarının “güvence”si olarak düzenlenmiş

Cumhuriyet Gazetesi
1 Gül’ün Ağırnas Konuşması

Ölümünün 423’üncü yılında Kayseri’deki geleneksel “Mimar Sinan’ı Anma” etkinliklerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı.

İlk gün (7 Nisan) açılış konuşmalarının yanı sıra, Mimarlar Odası Kayseri Şubesi’nin düzenlediği afiş yarışmasının ödül töreni ve sergi açılışları vardı... Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Eyüce’nin “Sinan ve Şehircilik” ilişkilerini ele aldığı tematik sunumu ise 2. gündü.. Eyüce, “Sinan yapıları”ndaki “yer seçimi”nin rastgele olmadığını, her yapıtında “kente olumlu katkılarını” da gözettiğini vurgulamıştı.

Eyüce’nin bu anımsatması, örneğin kentlerimize “heyula” gibi çöken “rant azmanları”na izin verenleri utandırdı mı bilemem ama benzer görüşleri Cumhurbaşkanı Gül’ün de paylaşıyor olması, mimarlarla yöneticiler arasındaki “az rastlanır fikir birliği” olarak kayıtlara geçti.

3. gün, Sinan’ın doğduğu ve gençliğini yaşadığı Ağırnas’taki kutlamalara da katılan Cumhurbaşkanı diyordu ki: “Bugün meydana getirdiğimiz eserleri görünce maalesef üzüntü verici manzaralar görüyoruz. Mimaride, şehircilikte, konut yapımında ‘yeni bir nefes’in ortaya çıkması gerekir...”

Belediye başkanlarının mimarlara olanaklar tanıması gerektiğini de vurgulayan Gül, şunları eklemişti: “500 yıl önce o köprüleri, camileri yapan insanların çocukları olarak bugün çevreye baktığımızda, yaptıklarımızı sorgulamamız gerekir... Değerli bilim adamlarına ve mimarlarımıza görevler düşüyor.” (Hürriyet-10 Nisan 2011)

Ender ‘fikir birliği’

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Mimarlar Odası Kayseri Şubesi, ÇEKÜL, Tarihi Kentler Birliği ve Ağırnas Belediyesi’nce gerçekleşen etkinliklere Cumhurbaşkanı katılmasaydı, eminim ki basında bu boyutta yer al(a)mayacaktı… zaten, “tema”tik sunumunda kutlamaların asıl “mana ve ehemmiyet”ini açıklayan Prof. Eyüce’nin “önemli uyarılar”ından bile tek bir satır ulusal basında yoktu!

Neyse ki Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri yaşadığımız “mimarisiz kentleşme”yi ve “şehircisiz şehirleşme”yi anımsatmış oldu da böylece Sinan Günü’nde asıl düşünülmesi gerekenler de gündeme gelebildi..

Aynı sorunları yıllardır anımsatmaktan yorulmayan ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in de Ağırnas’ın “bütünüyle korumaya alınması”nı önermesi, hiç değilse bu “çok özel” kentimizin Sinan’a saygı içinde “bozulmadan” yaşatılması için “manidar” bir vurgulamaydı...

Sorgulanmayanlar

Peki, bugün kentsel çevremize bakıp da yüzümüz kızardığında acaba Gül’ün sözünü ettiği “sorgulamamız gerekenler” nelerdir? Ya da mimaride, şehircilikte ve konut yapımında “yeni bir nefes”in ortaya çıkması nasıl sağlanabilecektir?

Öncelikle elbette ki yukarıda vurguladığım “az rastlanır” fikir birliğini artık “çok rastlanır” hale getirmek.. Belediye meclislerindeki imar planı değişiklikleri adedinin dünya rekoru kırmasına mimarların ve kente duyarlı kesimlerin itirazlarına karşı, “biz seçilmişiz, kararı da biz veririz” anlayışını terk etmek..

Benzer şekilde Özelleştirme İdaresi’nin, halka ait kamu arazilerini “pahalıya pazarlamak” için kente saygısızca yüksek yoğunluklu imar koşulları getirmesini eleştirenlere “Haklısınız, biraz ileri gittik galiba” diyebilecek siyasi yöneticilere kavuşabilmek..

Hele, şu “TOKİ ‘ucubeleri’nin tam da Gül’ün tanımladığı gibi ‘hayret edilecek’ uygunsuzlukta yaygınlaşmasına karşı çıkan meslek odalarına, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun ‘ama bunlar siyasetle uğraşıyorlar’..” raporları yazmasını ayıplamak..

Bütün bunların üstüne tüy dikecek biçimde “mahalle aralarında bile gökdelen”lerin yükselmesini sağlayan, böylece ne siluet, ne peyzaj, ne kimlik, ne toplumsal çıkar ne de altyapı dengesini önemseyen “kayırmaya açık” imar mevzuatından bir an önce kurtulmamızı sağlamak..

Hatta şu AVM denen “tüketim hangarları”nı gösterişli siyasi törenlerle açarak desteklemek yerine, sadece esnafımızı değil, tarihsel “kent yaşamı kültürü”müzü de “tarumar” eden, uluslararası sömürgeciliğin “kentin göbeğindeki şımarıklıklar”ını bir an önce “kent dışına” kovacak yasayı derhal devreye sokmak...

Kimler sorgulanmalı

Görünüyor ki “Sinan’dan ve tarihsel mimarimizden ders çıkarılması”nın temel sorumluluğu, ne bilim adamlarına ne de mimarlarımıza düşüyor… Bütün bu “aymazlıklar”ın ve “çarpıklıklar”ın temelinde yatan “kent yağması”na dönük imar düzeninin ve “emlak rantını yükseltmek”ten başka amaç taşımayan imar politikalarının “güvence”si olarak düzenlenmiş “yasaları acaba kimler yapıyor” ve önüne gelir gelmez de acaba “kim” onaylıyor?..

İşte Cumhurbaşkanı’nın Ağırnas’ta Sinan’ın Evi’ni ziyaret ederken “düşünelim” demesi üzerine ilk aklımıza gelenler… bilmem ki o pek umut veren ‘fikir birlikteliğimiz’ bu soruların yanıtlarında da sürebilecek mi?

ETİKETLER: kent
http://www.yapi.com.tr/haberler/gulun-agirnas-konusmasi_86788.html

Read Comment Section
1 Yorum Yorum Yaz
  • Sayın C.başkanı bir Kayserili olarak Sinan Usta'ya saygı ve minnetini ifade etmiş: Yerel yönetimlerin para babaları ile ortaklaşa yürüttükleri içler acısı oluşum demek ki gözlerden kaçmıyor. Ama asıl söz sahiplerinin hiçbir yaptırım gücü yok...."Mimarlarımız nerede?" demekle olmuyor. YANITLA
1 yorumdan 1 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!