vrupalı bilim insanlarının yaptıkları yeni bir çalışmaya göre küresel iklim değişikliği Akdeniz’de de tayfunlar gibi tropikal fırtınaların oluşmasına neden olabilecek. Akdeniz kıyıları milyonlarca kişiye ev sahipliği yapıyor ve dünyanın en büyük turizm merkezi. Tehlike kapımızda.
Tayfunlar, tropikal enlemlerdeki okyanusların ılık suları üzerinde doğudan batıya doğru hareket eden dev azmanı fırtınalardır. Çok büyük bir alanı kaplayan ve bir Mevlevinin etekleri gibi kendi etrafında dönen bulut kümesinin ortasında, bu fırtınaların bir de gözü vardır. Tropiklerde maksimum rüzgárlar, hızları 60-110 km/saatlik bir hıza ulaştığında "tropikal fırtına"; 110 km/saati aştığında da "tropikal siklon" olarak adlandırılır. Tropikal siklonlar Pasifik Okyanusu’nun kuzeyinde "hurikeyn" (hurricanes); Kuzey Pasifik Okyanusu’nun batısında "tayfun" (typhoons); Avustralya’da "Willy-Willies"; Hint Okyanusu’nda "siklon" olarak adlandırılır. Bazı sözlükler tropikal siklonları Türkçe’ye yanlış bir şekilde "kasırga" olarak çeviriyor. Halbuki aynı sözcük Türkiye’de çok kuvvetli esen düz rüzgárlar için kullanılmakta. Sözlükler yanlış biçimde "tornado"ya (hortuma) da "kasırga" diyor. Bence Japonlar gibi tropikal siklonlara, "tayfun" demeliyiz...
Tayfuna yerel isim verilmeli
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) eskiden Japonya’da olsalar bile tayfunlara, Helene ya da Richard gibi İngiliz isimleri veriyordu. WMO, örneğin Kamboçya kıyısındaki tayfuna Emily gibi yabancı adlar verilmesi nedeniyle Kamboçyalıların tropikal fırtına uyarılarına karşı ilgisiz kaldığını fark ettikten sonra tayfunlara yerel isimler vermeye başladı.
Şu anda Atlantik Okyanusu’nun tropikal bölgesinde oluşan tayfunlar nadiren Avrupa’nın Batı kıyılarına ulaşabiliyor. Fakat Gaertner ve diğerlerinin yaptığı yeni bir bilimsel çalışmaya göre Akdeniz Bölgesi’nde ortalama hava sıcaklıklarındaki artış 3 santigrat olduğunda Akdeniz havzasında da tayfunların oluştuğunu görebileceğiz. Akdeniz’de nadiren oluşan tayfunlara benzer fırtınalara ait bir kaç makale okumuştum, ama ilk kez bir bilimsel çalışma bu tür fırtınaların Akdeniz’de yaygınlaşacağını belirliyor. Bu fırtınaları, deniz suyun seviyesindeki yükselme ile birlikte düşündüğünüzde kıyılardaki yerleşimler için çok kuvvetli rüzgár ve su baskınlarının büyük riskler oluşturacakları anlaşılabilir.
Tayfunların oluşumunu etkileyen faktörler arasında ılık deniz-yüzey sıcaklıkları ve atmosferik kararsızlık önemli rol oynuyor. Bu faktörler şimdiye kadar Kuzey Atlantik ve Kuzey Pasifik’teki belli başlı bölgelerde tayfunlara neden oluyordu. Ama son yıllarda tayfunlar alışık olunmadık yerlerde de oluşmaya başladı. Örneğin 2004 yılında Katrina adlı tayfun Güney Atlantik Okyanusu’nda oluştu ve Güney Brezilya’da karaya vurdu. Bir sene sonra Vince adlı tayfun Madeira Adaları civarında oluşarak İspanya’da karaya vuran tarihteki ilk tayfun oldu.
İlk tayfuna isim önerisi
Bilgisayar modelleriyle yapılan araştırma, küresel ısınmadan dolayı Akdeniz’de artan su yüzey sıcaklıklarının bu bölgede görülen fırtınaların şiddetini tayfunlar kadar artıracağını belirlemiş. Fakat Akdeniz’in hangi kısımlarının daha fazla etkileneceği açıklanmamış. Gaertner’e göre sera gazlarında azaltmaya gidersek bu problemi savuşturabiliriz...
Başta ABD, Avustralya, Çin, Hindistan ve Türkiye olmak üzere sera gazlarını azaltmaya niyetli olmayan ülkeler oldukça Akdeniz’de Katrina kadar süper olmasalar bile tropikal güçte fırtınaların olacağına kesin gözüyle bakabiliriz. Bu durumda dikkat edelim de kıyılarımızda oluşacak olan tayfunlara bari bizden isimler verilsin. Örneğin, meteorolojimiz hazırlayacağı listede isterse adımı kullanabilir. İlk tayfuna "Mikdat Tayfunu" adını verebilir!
|