oğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye (WWF-Türkiye) Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, golf turizminin son yıllarda özellikle Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında giderek yaygınlaştığını belirterek, ülkede 6'sı Antalya Belek'te olmak üzere toplam 9 golf sahası bulunduğunu söyledi.
Yatırımcılar tarafından Türkiye'nin golf turizmi açısından bakir bir ülke olduğunun vurgulandığını ve yaklaşık 4 yıl içinde 100 golf sahasının daha
yapılmasının planlandığını ifade eden Demirayak, ''Golf sporu için çok büyük çimenlik ve açık alan, çimenlerin uygun koşullarda tutulabilmesi için de çok
fazla su gerekmektedir. Bu yüzden golf sporu İngiltere gibi bol yağışlı ülkelerde doğmuş ve daha sonra yine aynı yağış şartlarına sahip kuzey ülkelerinde yer bulmuştur'' dedi.
Demirayak, uygun iklim şartlarında yapılabilen golf sahalarının, Türkiye gibi suyu zaten kısıtlı olan ülkelerde yapılmasının, doğaya olumsuz etkileri de
beraberinde getirdiğini savunarak, ''Su kaynaklarının bu denli kısıtlı olduğu ülkemizde golf yatırımları planlanırken, doğaya verdikleri zarar ve bunun
maliyeti göz önüne alınmalıdır. Golf sahaları yer altı sularının tükenmesi ve kirlenmesi konusunda büyük tehdit oluşturmaktadır'' diye konuştu.
''Tarımdakinin 6 katı gübre kullanılıyor''
Filiz Demirayak, golf sahalarının çok fazla su gereksiniminin yanı sıra çimenlerin yıl boyunca golf oynanabilecek durumda tutulabilmesi için de çok fazla miktarda kimyasal gübre ve ilaç kullanıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Bir golf sahasının yıllık kimyasal gübre ve ilaç kullanımı, tarımda kullanılan miktarın altı katı daha fazladır. Bu kimyasal maddeler, daha sonra yer
altına sızarak su kaynaklarını ya da çevredeki yüzey su kaynaklarının kirlenmesine sebep olmaktadır. Bu durum uzun vadede zaten çok sınırlı olan su
kaynaklarımızın tükenmesine, kirlenmesine ve hatta içme suyu temini ve tarımsal sulamada ciddi sorunlar yaşamamıza neden olacaktır. Bir golf sahası için yılda hektar başına ortalama 10 bin ile 15 bin metreküp su gerekmektedir. 100 hektarlık bir golf sahasının bir yılda tüketeceği su miktarı yaklaşık 1 milyon metreküp olacaktır. Bu da 12 bin nüfuslu bir yerleşimin ortalama yıllık su tüketimine eşittir.''
Golf sahaları için günde 660 bin ton su kullanılıyor
BM verilerinin dünyada 1.5 milyardan fazla insanın sağlıklı içme suyuna ulaşamadığını gösterdiğini belirten Demirayak, ''Golf sahaları için dünyada bir günde tüketilen 660 bin tonu aşkın su, 4.7 milyar insanın günlük asgari su gereksinimine eşittir. Türkiye'nin yıllık kullanılabilir su miktarı 112 milyar metreküptür. Bu suyun yüzde 70'i tarımsal sulama amaçlı, yüzde 10'u içme ve kullanma suyu olarak, yüzde 20'si ise sanayi sektöründe kullanılmaktadır'' dedi.
Demirayak, Türkiye'nin kişi başına ortalama 1500 metreküplük yıllık kullanılabilir su miktarı ile ''su fakiri'' bir ülke olduğunu ifade ederek, ''2030 yılında nüfusu 80 milyona ulaşacak olan Türkiye, kişi başına düşen 1100 metreküp kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna
gelecektir. ABD gibi kişi başına yıllık kullanılabilir su miktarının 16 bin metreküp olduğu ülkelerde bile golf sahalarının su kaynakları ve doğa üzerindeki olumsuz etkileri tartışılırken, Türkiye'nin bu konuda daha dikkatli olması gerekmektedir'' diye konuştu.
Golfün ekonomiye katkısı var ama...
Demirayak, golf sahaları ve tesislerinin doğru planlandığında ekonomiye katkıları açısından önemli olduğunu dile getirerek şunları kaydetti:
''Ancak WWF-Türkiye'ye göre, su kaynakları ve ormanlar gibi doğal kaynaklar üzerindeki etkileri değerlendirilmeden planlanan golf sahaları ve tesisleri doğaya zarar vermektedir. Su kaynaklarını miktar ve kalite açısından olumsuz etkileyen golf sahaları ve tesisleri işletim aşamasında önemli çevre sorunlarına neden olmaktadır. Dolayısıyla, golf yatırımları yalnızca bir turistik ve ticari
yatırım konusu olarak düşünülmemeli, doğal kaynaklarımızın sürdürülebilir kullanımı açısından da değerlendirilmelidir. WWF-Türkiye, golf sahalarının yer seçiminde özellikle su kaynaklarının durumu, bölgenin ekolojik yapısı ve tarımsal potansiyelinin büyük önem taşıdığını belirtmektedir.''
|