Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’yla
ilgili iki haber, Hürriyet’te aynı gün (2 Haziran) yayımlandı.
Biri, Şehir Plancıları Odası’nın “Hızlı Tren Garı Nazım
Planı”na eleştirisi, diğeri, “Gökçek’e şehircilik
ödülü”...
Planlı ‘Belirsizlik’!
İmar Yasası, ilgililerin öğrenmesi ve olası itirazların
yapılabilmesi için, imar planlarının yürürlüğe girmeden önce “ilan” edilmesini
öngörüyor. “Bu sayede” tren garı planını inceleme olanağı bulan şehircilerimiz,
“kent için tehlikeli” bir düzenleme olduğunu görmüşler. Gökçek’in onayladığı
plana itiraz gerekçesinde özetle diyorlar ki: “Plan kararlarındaki belirsizlik
nedeniyle, özel proje alanı olarak gösterilen kısımda plansızlık ve keyfilik
devreye girecektir...”
Neredeyse “kuşaktan kuşağa” belediye başkanlığı yapan Gökçek,
“kararları belirsiz planlar” olamayacağını bilmiyor mu?
Böylesine açık bir şehircilik yanlışını onaylaması, akla ister istemez şu soruyu
getiriyor: “Acaba, uygulamada istediği gibi davranmasına olanak sağladığı için
mi ‘belirsiz’liği yeğliyor?..”
Nitekim başta kent kültürü yoksunu “katlı kavşak”lar olmak üzere birçok sözde
“çağdaş”(!) imar uygulaması “şehircilik ilkelerine aykırı” bulunarak
mahkemelerce durduruldu. Denebilir ki Ankara’nın belediye başkanı, ülkede
şehirciliği “yok sayan” yerel yönetim anlayışının simgesi haline gelmiştir.
Hüzün verici olan, böylesi bir talihsizliğin yıllardır “başkentimiz”de
yaşanmasıdır…
Üç ‘Park’ Uğruna...
İkinci haberi de birlikte okuyalım: “Melih Gökçek’e Kars, Ardahan, Iğdır
Dernekleri Federasyonu (KAI) tarafından, ‘Şehircilik Hizmet Ödülü’
verildi...”
Ankara’daki “bu” Karslıların “şehircilik uzmanı”
olduklarından haberim yoktu… “Jüri”leri olup olmadığını da öğrenemedim.
Gökçek’in, “teşekkür ederek” aldığı ödülün gerekçesini, KAI Başkanı Erdoğan
Yıldırım bakın nasıl açıklamış: “Kars, Ardahan ve Iğdır’a birer park yapılmasını
istedik. Başkan da belediye meclisi kararıyla olabileceğini; karar alınamazsa
malzeme yardımında bulunabileceklerini kaydetti...”
KAI istediği kişiye dilediği nedenle ödüller, plaketler vermekte elbette
özgürdür; ancak, “şehircilik bilimi” adına payeler sunmaya, üstelik bunu
şehircilerle sürekli kavgalı birisi için yapmaya ne hakları var, ne de böylesi
bir “densiz”lik “Karslı”lara yakışır. O Kars ki “planlı gelişme” geleneği en
eski kentimizdir. O Kars ki “çağdaşlık kentin kimliğini korumaktır..” diyerek
bugünlere gelmiştir. Ankara’nın kent kimliğini yok eden birine, böyle bir töreni
Karslıların düzenlemesine inanasım gelmiyor. KAI yöneticilerinin, Türkiye
Cumhuriyeti’nden yıllar önce “Cenub-i Garbi Kafkas Cumhuriyeti”ni kuran
“aydınlanma devrimcileri”nin aziz anılarına da saygısızlık yaptıklarını bilmem
ki nasıl anlatabilsem...
Kars’taki Azeriler bu gibilere “gıloyşa” derler; hakarete
girmez ama “yağcı”lığın en pespayeliğini tanımlar...
...Ve ‘Metrobüs Ödülü’!..
Ankara’daki Karslıların düştüğü duruma üzülürken İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı’na da “Metrobüs Ödülü” verildiğini
duymayalım mı? Yanlış yazmadım; “ceza”sı değil, “ödül”ü... Gülmeyin, okuyalım:
“Hollanda’dan Phileas araçlarını aldığı için Kadir Topbaş’a Amsterdam RAI
Firması Direktörü Theo Lingmont ödül verdi...” (Vatan-28 Mayıs 2009)
Gazetecilere tanıtım turunda bile bozulan otobüslere 1.2’şer milyon Avro
ödenmesine duyulan bu “hayran”lık nasıl adlandırılabilir? Haber, “çalışmayan”
otobüsleri alan İETT Genel Müdürü ve 18 yöneticisi hakkında 3 yıla kadar hapis
istemiyle kamu davası açıldığını da anımsatıyor. Hollandalılar ise “alın size
ödül” diyorlar. Dahası, B.B. Genel Sekreter Yardımcısı Muzaffer Hacımustafaoğlu,
herhalde “sağ olun” diyerek, Topbaş adına ödülü alabilmiş...
Bu yazının “edep dahili”nde noktalanması zor görünüyor...
|