Doğu Karadeniz sahil şeridi, geçtiğimiz günlerde yine dev dalgalara teslim oldu. Deniz suları, bazı bölgelerde şehirlerin içine kadar inerken, bazı bölgelerde de karayoluna taştı. Karadeniz'in hırçın dalgaları Karadeniz Sahil Yolu üzerinde ağır tahribat yarattı. Yapım aşamasında tartışmaya neden olan Karadeniz Sahil Yolu yeniden gündeme taşındı.
Sözcü’den Elif Çavuş’un haberine göre; yolun yapım aşamasında hukuki ve eylemsel mücadeleler veren isimler dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Başından soruna kadar katliamdır ‘Denizi doldurmak bir katliamdır' diyen Jeoloji Profesörü İlyas Yılmazer, “Karadeniz'de yol, güneydeki yamaçlar boyunca gitmeliydi. Ama maalesef yol, kıyı şeridinden gitti. O dönem ‘Denizde canlı yaşamı, kıyı boyunca besin zincirini öldürüyorsunuz' dedik, dinletemedik. Karadeniz Sahil Yolu başından sonuna kadar katliamdır. Onda bir maliyetine yol içeriden yapılması gerekiyordu. Sadece deniz dalgalarıyla tahribat oluşmuyor, heyelanlarla, dağdan gelen sularla, sellerle gelen taşkınlarla da ağır tahribat oluşuyor. İnsanların denizle bağını da kopardılar. Daha zararsız çözüm olmasına rağmen yapmadılar.” dedi.
Biz yolun güneyden yapılması için proje hazırlattık Yolun yapımı öncesinde Karadeniz Sahil Yolu'na alternatif yol projesi hazırlattıklarını söyleyen Arhavi Sahillerini Koruma Platformu üyelerinden Hasan Sıtkı Özkazanç, “Karadeniz'in yola ihtiyacı vardı. Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde bu yol gündeme geldi. Biz yola karşı çıkmadık. Biz kıyıların doldurulmasına karşı çıktık. Paneller düzenledik, eylemler yaptık. Arhavi ve Ardeşen için Karadeniz Sahil Yolu'na alternatif projeler hazırlattık. Ankara'da bir panelle bunu duyurduk. Yolun güneyden yapılmasının daha sağlıklı olacağını anlattık. Ama yol tüm itirazlara rağmen yapıldı. 2007 yılında da yine denizin yoldaki tahribatı çok büyük olmuştu. Tahkimatlarla duvar ördüler, düzelttiler. Tabi bunlar çok pahalı çözümler. Çayeli-Hopa yolu 77 kilometrelik bir yol. 240 milyon dolara ihale edildi ama yaklaşık 1,2 milyar dolara mal edildi.” diye konuştu.
Mahkeme kararları hiçe sayıldı Karadeniz Sahil Yolu yapımı aşamasında birçok dava sürecini yürüten Avukat Yakup Okumuşoğlu, “Biz ne kadar dava açtıysak, kazandığımız davalar sonrasında projeyi yenilediler ve deniz tarafına yolu 20-30 metre ötelemek suretiyle dava açtığımız yerlerde yola devam ettiler. Mahkeme kararının arkasından dolanma yöntemiyle bu yol yapılmış oldu. Yolun üzerinde kazandığımız davalar nedeniyle kaçak olan bölümler var. Ne kadar dava açtığımızın, ne kadar dava kazandığımızın bir önemi yok. Yöneticiler eğer bir projeyi gerçekleştirmek istiyorsa her türlü gerçekleştiriyor. Denetim mekanizmaları maalesef hiçbir işe yaramıyor.” dedi.
Karadeniz sahil yolu diye bir yol kalmayacak Alternatif ulaşım ağlarının geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Okumuşoğlu, “Gelecekte Karadeniz Sahil Yolu diye bir yol kalmayacak. İklim krizi nedeniyle fırtınalar sıklaşacak ve şiddeti artacak. Bilim bize bunu gösteriyor. Dolayısıyla sahil yolu sürekli onarım ve tadilat yapılması gereken bir yol haline gelecek ya da bir süre sonra deniz yolu alacak ve eski yatağına geri dönecek. Dağdan ve denizden gelen sularla o yolun çökmesi söz konusu olacak. 2040'lara kadar çok fazla zarar göreceğini düşünüyorum. Ulaşım sorununun karayolu ile çözüleceğine inanan bir mantıkla karşı karşıyayız. Hâlbuki ulaşım bir bütündür, deniz yolu ve tren yolu da var. Karadeniz'de tren yolu yok ve deniz yolu kullanılamıyor. 2023 yılındayız Karadeniz'de deniz taşımacılığı yok. Bunu sağlamak lazım.” dedi.
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.
|