Gaziantep’te Millet Bahçesi Projesine İtiraz Var

Gaziantep’te şehir merkezinde bulunan ve yıkılan Kamil Ocak Stadının yeri ve çevresi, AKP’nin seçim vaadi olan millet bahçesi projesine çevrildi. Projeye itiraz edenlerden Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Hasan Özgür Girişken, projenin şeffaf ve bütünlüklü olmadığını, her şeyden önce kamu israfı yapılacağını, maliyetin 1 milyarı bulacağını belirterek, buna karşı kamuoyundan güçlü sesin çıkmasını istedi.

Evrensel’den Cengiz Anıl Bölükbaş’ın haberine göre; Gaziantep’te şehir merkezinde bulunan ve yıllardır tartışılan, “yıkılan Kamil Ocak Stadının yeri ne olacak” sorusu yanıt aramaya devam ediyor. Antep kamuoyunda söz konusu yerin meydan yapılması yaygın olarak istenirken, son yerel seçimlerde AKP’nin seçim vaatleri arasında bulunan millet bahçesi projesi için harekete geçildi. Ancak projeye Antep’ten itiraz var. Mimarlar Odası, Makina Mühendisleri Odası, Gaziantep Kent Konseyi, Gaziantep Kulübü, Eczacılar Odasının yanı sıra birçok kurum ve isim projeye itiraz etti.

“Her şeyden önce kamu israfı”
Gaziantep Büyükşehir Belediyesinde askıda olan ve 30 Ekim’de ihaleye çıkması beklenen projeyle ilgili yaptıkları itiraza dair açıklama yapan Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Hasan Özgür Girişken, proje sürecinin Gaziantep dışından ve kentlileri hiçbir şekilde sürece katmayan, şeffaf olmayan bir şekilde gelişen bir süreç olduğunu söyledi. Girişken, “Proje ani bir imar planıyla karşımıza çıktı. Planın gerçekleştiği yer, yıkılan Kamil Ocak Stadyumu, kapalı spor salonu, halen faaliyette olan valilik binası ve Demokrasi Meydanı’nı içeren bir yer. Valilik binası yeni diyebileceğimiz 25 yıllık bir bina. Bu plana göre Valilik binası depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkılacak ve başka bir yere taşınacak. Her şeyden önce bu bir kamu israfı. Yapı depreme dayanıklı değilse bile güçlendirme yollarının araştırılması gerek. Bütünlüklü bir kentsel tasarım yok. Gaziantep’in en merkezi yerine yapılacak olan bu proje bütünlüklü düşünülmemiş.” diye konuştu.

Süreci geri çevirmek açısından dava açılmasının tek başına yetmediğini, kamuoyunun güçlü bir ses çıkarması gerektiğini dile getiren Girişken, “Özellikle işin çok yüklü bir maliyet getirmesi, ekonomik kriz döneminde bir baraj maliyetini aşan bir faturası olması. Tek başına yapılacak olan caminin maliyeti 100 milyon dolar civarında. Bu planın maliyeti dolaylı şeylerle beraber 1 milyar lirayı buluyor. Bunlar halkta bir tepkiye yol açıyor. Bu tarz durumlarda camiye karşı olmak suçlaması geliyor. Sonuçta halkın kimi hassasiyetleri var. Cami ya da bir başka şey de olsa kimse ihtiyaç fazlası yüklü maliyet getiren, insanların hayatını zorlayan şeyleri istemiyor.” dedi.

Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.