BR> 'Kentleri
Yenileyerek Canlandırmak – Eskiyle Yeni Nasıl
Birleşir' 'Kentleri Yenileyerek Canlandırmak – Eskiyle
Yeni Nasıl Birleşir' başlıklı paralel oturumun konuşmacılarından Nuri
Çolakoğlu, şehirlerin geleceğinin doğru planlanmasının önemini, şehrin
nereye doğru gittiğini, nasıl büyüyeceğini düşünerek akıllı planlamasının
gerektiğini tarihsel süreç içerisinde verdiği örneklerle dinleyenlerle paylaştı.
Oturumun diğer konuşmacılarından Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
Dr. Asım Güzelbey, Gaziantep’te lahmacun ve kebap kültüründen
tarih kültürüne değişim sürecini anlattı. Gaziantep’teki kültürel değerlerin,
yapıların, çarşıların yedi sene önceki harap edilmiş hallerini görsel bir şovla
anlattı; yedi sene sonrasında şehrin ulaştığı noktayı gösterdi. Şehrin
restorasyonu öncesinde ilk iki sene içerisinde önemli ve doğru isimler ile
öncelikle planlama yaptıklarını ve şehrin merkezini Gaziantep Kalesi olarak
belirlediklerini ve şehri kalenin çevresine doğru yeniden yapılandırdıklarını
belirtti. Bu kalenin çevresindeki çarpık yapıların temizlenmesi için yüze yakın
yapıyı yıktıklarını, 200’e yakın yapıyı da restore ettiklerini ve tüm bu
yeninden yapılanma çalışmalarında belediye bütçesini değil AB fonundan kaynak
aktardıklarını da sözlerine ekledi.
'Türkiye Yatırım Yapmak:
AVM, Ofis veya?'
'Türkiye Yatırım Yapmak: AVM, Ofis veya ?'
başlıklı paralel oturum konuşmacılarından ECE Türkiye Genel Müdür Yardımcısı
Nuri Şapkacı, Türkiye’de 35 şehirde hala AVM bulunmadığını
belirtti. Bu sebeple potansiyelin hala canlı olduğunu ve fırsatları
değerlendirmek için yabancıların Türkiye’ye yatırım yapması gerektiğini
belirterek sözlerini tamamladı. Oturumun diğer konuşmacısı olan Extensa Group
CEO’su Kris Verhellen, İstanbul’da demografik ve ekonomik
büyümenin inanılmaz boyutlarda olduğunu belirterek söze başladı. Orta sınıf
şartlarının iyileşmesi, ülkenin ekonomik büyüme kararındaki istikrarına
inandığını ve konut piyasalarındaki gelişimi dikkatle izlediğini belirtti.
Türkiye’de daha fazla haneye ihtiyaç olduğunu da vurgulayan Verhellen,
İstanbul’da konut satışında dayanıklı bina kriterlerinin önemli bir araç
olduğunu belirtti. Kris Verhellen konuşmasını, “Türkiye büyümekte olan bir
pazar. Büyük bir potansiyeli var. Ancak bazı düzenlemelere ihtiyaç var. Türkiye
için artık gelişmekte olan Pazar demek yerine uyum sürecinde olan bir pazar
demeliyiz” diyerek tamamladı.
Oturumun diğer konuşmacısı olan Union
Investment Avrupa Varlık Yönetimi Yatırım Başkanı Peter
Hegemann ise, Türkiye’de şeffaf bir pazar olduğunu ancak bu pazara
penetrasyon konusunda bir takım sıkıntılar yaşandığını belirtti. Türkiye
pazarına girme konusunda uygun bir zaman olduğunu da ekleyen Hegemann, ticari
gayrimenkullere yatırım yaptıklarını vurguladı. Oturumun bir diğer konuşmacısı
Immofinanz AG Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Manfred Wiltschnigg,
henüz Türkiye’de bir yatırımları bulunmadığını fakat önümüzdeki dönemlerde
Türkiye’yi yatırım gündemlerine alabileceklerini belirtti. Pramerica Gayrimenkul
Yatırımları Türkiye Genel Müdürü Burhanettin Yurtseven,
Türkiye’de mülkiyetlerin el değiştirmesinin sıkıntılı olduğunun altını çizdi.
Gayrimenkul pazarının Türkiye’de henüz çok gelişmiş durumda olmadığını belirten
Yurtseven, Almanya gibi ülkelerde gayrimenkul şirketlerinin mülkleri alıp
geliştirerek başka bir gayrimenkul şirketine sattığını, böyle bir sistemin henüz
Türkiye’de bulunmadığını da sözlerine ekledi.
'Türkiye’de
Otel Yatırımlarının Zorlukları – Hangi Otel Yatırımları Daha
Mantıklı?'
'Türkiye’de Otel Yatırımlarının Zorlukları – Hangi
Otel Yatırımları Daha Mantıklı?' başlıklı panelin başkanı PKF hotelexperts
Yönetici Ortağı Michael Widmann’dı. Oturumun ilk konuşmacısı
Aareal Bank Genel Müdürü Şenay Azak – Matt, Türkiye’de genç ve
gelişmekte olan bir gayrimenkul pazarı olduğunu belirtti. Azak, “Önümüzdeki
dönemde çıkabilecek bir kriz durumunda, müşterilerimizin ellerindeki
gayrimenkulleri satacağını düşünmüyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı. Şenay
Azak – Matt’in ardından Amplio Hotel Investments Başkanı ve CEO’su
Alaedin Babaoğlu, yatırımcıların uzun vadede finansman
bulmalarının önemine dikkat çekti. Türkiye’de yatırımlarına 2007 yılında
başlayan Aleadin Babaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “ 2007 yılından sonra
kurumsal yatırımcılar kaynak bulmakta zorlandılar. Otel yatırımlarında önemli
olan araziyi bulabilmek ve markayı doğru yere konumlandırabilmektir” dedi.
Oturumun diğer konuşmacısı BLG Capital RE Private Equity Başkanı
Frank RoccoGrande ise İstanbul’un artık Avrupa düzeyinde
varlıklara sahip bir şehir olduğunu belirtti. Türkiye’deki banka ve sermaye
yapılarının Avrupa’ya oranla daha katı olduğuna vurgu yapan RoccoGrande,
sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’ye gelmenin avantajları var fakat
arazilerin düzgün bölgelerde olması gerekiyor. İstanbul’da arazi sahipleri m2
üzerinden hesap yaptıkları için rezidans projeleri çok daha kazançlı ve geri
dönüşü daha kolay oluyor”. Oturumun son konuşmacısı Motel One Geliştirme
Direktörü Stefan Shcnoor, kişilerin gayrimenkullerini satmak
istemediklerine dikkat çekti. Kriz dönemlerinde ise Taksim veya sahil bölgesi
dışında kalan alanların negatif etkilere daha açık olduğunu ve daha büyük
darbelere maruz kalabileceği uyarısında bulundu.
'Kriz Sonrası
Gayrimenkul Piyasaları Nereye Yöneliyor?'
'Kriz Sonrası
Gayrimenkul Piyasaları Nereye Yöneliyor?' başlıklı son oturumun başkanı GYODER
Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Feyzullah Yetgin’di. Oturumun ilk
konuşmacısı Servotel Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla
Heyfegil, kriz sonrası gayrimenkul fiyatlarının kriz öncesi fiyatların
üzerine çıktığını ve sektörde yeniden ciddi bir büyüme ve değerlenme başladığını
söyledi. Sözlerine, “Yabancı yatırımcılar önceleri düşük fiyatla önemli
yatırımlar yapabileceklerini düşünüyorlardı ancak zamanla Türkiye’de gayrimenkul
sektörünün reel değerler üzerinde oturduğunu gördüler. Bundan sonra da fiktif
enstrümanlar dışında arkasında gerçek pazar olan bir yere yatırım yapmak
isteyenler için gayrimenkul sektörü en önemli yatırım alanı olarak
gözükmektedir” şeklinde devam etti.
Oturumun diğer konuşmacısını TSKB
Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Işıl Dinçer ise, “Türk
kültüründeki ev alma geleneği ve artan nüfusun talebi dolayısıyla 2049
yılına kadar konut sektöründe hız kesilmeyecek. Özellikle Anadolu’nun gelişen
kentlerinde şehir otelciliği gelişim sürecek” dedi. Işıl Dinçer’den sonra söz
alan İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Levent Akgerman,
“Gayrimenkul sektöründeki büyümenin sürekliliği için, Türkiye’nin
kaldırabileceği oranda bir büyüme gerçekleşmesi ve aynı zamanda paralel
sektörlerin de büyümesi gerekiyor” dedi. Akgerman sözlerine, “Daha çok – önceden
sat sonradan yap – modelinin hakim olduğu sektörde teminatlar sayesinde
projelerin gerçekleştiği düşünüldüğünde satışın ve büyümenin düşmemesi de çok
önemli ancak sadece gayrimenkul sektörü tek başına tüm Türkiye’yi
taşıyamaz” diye devam etti.
Oturumun son konuşmacısı SUMMA İnşaat
Yönetim Kurulu Başkanı Selim Bora ise, dünyanın farklı
bölgelerinde yaşanan siyasi gelişmelere dikkat çekerek, özellikle yurtdışında
yatırımı olanların her zaman bir B planı olması gerektiğine vurgu yaptı. Bora,
“Şu anda Türkiye’nin etrafındaki 5000 km2lik alanda farklı kültürlerde uyumlu
çalışabilecek en avantajlı milletin Türkler olduğunu düşünüyorum. Özellikle
Ruslar ile bizim iş yapma biçimlerimiz birbirine çok benziyor ayrıca Afrika
ülkelerinde de Türk yatırımcılar için çok büyük fırsatlar bulunuyor”
dedi.
|