üneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) yaşama geçirilmesinden sonra, kısa sürede sağlanan gelişmeyle Anadolu’nun batısı ile doğusundaki sosyoekonomik farklılığın giderek azaldığı ve GAP’taki verilerin Türkiye’nin batısının 1980’li yıllarına tekabül ettiği bildirildi.
Hacettepe Üniversitesi (H.Ü.) Nüfus Etütleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Atilla Hancıoğlu, “8. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi”nin ikinci oturumunda, son yapılan nüfus sayımının sosyoekonomik sonuçlarının henüz ortaya çıkmadığını belirtti.
Son sayımlara göre GAP’taki illerde 1990 yılında yüzde 56 olan kentli nüfusun yüzde 64’e yükseldiğini ve nüfusun en fazla Şanlıurfa’da arttığını anlatan Hancıoğlu, Şırnak’ta 5,1 olan doğurganlık hızının 5,8’e, Şanlıurfa’da ise 4,4’den 4,8’e çıktığını bildirdi.
GAP’taki illerin bazılarında doğurganlık hızının düştüğünü, bazılarında da yükseldiğini kaydeden Hancıoğlu, bu durumu şöyle değerlendirdi:
“Son 10 yılda bazı illerde doğurganlık hızı arttı. GAP’taki doğurganlık hızı, eğitim, nüfus gibi veriler, Türkiye’nin batısının 1970 ve 1980’li yıllarına tekabül ediyor. Türkiye’de binde 30 olan bebek ölümleri, GAP’ta binde 35’tir. Hatta bazı illerde bu oran binde 63’e kadar çıkmaktadır. Okuryazar oranı ise son 10 yıl içerisinde erkeklerde yüzde 75’ten yüzde 85’e, kadınlarda da yüzde 44’ten yüzde 60’a çıktı.”
Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selahaddin Erhan ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki toplumsal yapının “feodalizm” olarak değerlendirildiğini, ancak bu görüşe katılmadığını dile getirdi.
Bölgede feodal bir yapının bulunmadığını ve feodal bir yapı için kan bağının olması gerektiğini anlatan Erhan, şöyle dedi:
“Avrupa’daki feodal yapıda halkla ilişkiler yok. Ekonomi yapısı çok farklı. Avrupa’daki feodal sistemde üst sınıf üretime karışmaz. Sadece üretimden sonra vergi toplar. Ancak bölgede böyle değil. Bölgede aşiret yapısı hakim. Bölgedeki aşiretler direkt üretimin içerisindedir. En alt sınıfta bulunan halkla iletişimleri vardır.”
|