BR> Sarkozy, genellikle netameli işlerde kullandığı Lelouche’un ön
hazırlığını yaptığı bu “acil sorunu çözmek için”, Fransız yurttaşı olmayan ama
sonuçta AB yurttaşı olanları sınırdışı etmekle yetinemezdi. Daha gösterişli bir
şeyler yapılmasına ihtiyacı vardı. Bu nedenle Romların veya “seyahat
insanlarının” kentlerin çeperlerinde yerleştikleri kamu arazilerinden
kovulmalarına, kamplarının yıkımına hız verildi. İki hafta içinde Fransa’nın
dört bir yanında 40’tan fazla Rom kampı güvenlik güçleri tarafından yıkıldı.
Yüzlerce kişi sokağa döküldü. İçişleri Bakanlığı varolan 600 Rom kampının
önümüzdeki üç ay içinde yıkılacağını ilan etti. Bu arada Paris’in
banliyölerinden birinde, içinde 20 civarında kişinin yaşadığı bir gecekondu kamp
yanıverdi. Görgü tanıkları yangının kasıtlı çıkarıldığını iddia ediyor.
Bütün bunlar gösterişli güvenlik devleti politikasına yetmemiş olacak
ki, Nicolas Sarkozy Temmuz sonunda, polis veya jandarma öldürenlerin Fransız
vatandaşlıklarının geri alınacağını ilan etti. Vatandaşlığın geri alınmasını en
son Vichy hükümeti uygulamıştı! Ardından, “halkın güvenliği konusuna lakayt
kalan” belediye başkanlarını cezalandırma tehdidini dile getirdi hükümet
sözcüsü. Bu “sorumsuz yönetimlerin” nasıl tespit edileceği ve nasıl
cezalandırılacakları meçhul. Sorumsuz yerel yönetimlerden kast edilen ise göçer
kamplarını yıkmayan, başlarını sokacak bir deliğe sahip olmayanları geçici
olarak spor salonlarında ağırlamaya çalışan sol partilerin belediyeleri elbette.
Sarkozy’nin politikasını en iyi tanımlayan kişi, Yeşiller hareketinin
liderlerinden Avrupa Parlamentosu milletvekili Cohn-Bendit
oldu. Sarkozy’nin Fransızları “budala yerine koyduğunu” belirtip polis öldürenin
zaten müebbet hapse çarptırıldığını, vatandaşlıktan atma cezasının bu durumda
hiçbir anlam ifade etmediğini hatırlattı. Ardından Sarkozy’nin “küçük
bir adam” olduğunu belirtti. Bunun cumhurbaşkanının boyuyla ilgili
olmadığını, kişiliğinin küçük olduğunu, insanların korkularını tetikleyerek
siyaset yapmanın küçük insanlara özgü olduğunu vurguladı.
Fransa’da
cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir buçuk yıl kaldı. Görünen o ki sağ seçmen
tarafından da terk edilmeye başlanan Sarkozy, cafcaflı değişim sloganları
yerine, yaşlanan ve geleceği konusunda karamsarlaşan Fransa’nın küçük
adamlarının korkularını tetiklemeyi tercih edecek. Bu politikanın kamuoyu
tarafından desteklendiğini iddia edenlere karşı hatırlatmakta yarar var: Eğer
II. Dünya Savaşı sırasında kamuoyu araştırmaları yapılıyor olsaydı, Mareşal
Petain’in Hitler’le işbirliği yapmasına Fransa’da geniş bir kamuoyu desteği
olduğu ortaya çıkardı! İşbirlikçi hükümet sonradan Fransız vatandaşlığına geçmiş
onbinlerce kişiyi, esas olarak Yahudileri vatandaşlıktan atmış ve önemli bir
kısmını Almanlara teslim etmişti.
Aman dikkat! Fransa’ya giderseniz bu tespiti çok fazla dile getirmeyin.
İçişleri Bakanlığı son haftalarda hükümetin politikalarını Vichy hükümetinin
politikalarına benzetenlere karşı dava açmaya başladı. Küçük adam olmak tam da
böyle bir şey değil midir?
|