adem bir önceki yazımda “Maksat üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil” dedim,
Tepebaşı’na yapılması düşünülen Suna Kıraç Sanat Merkezi ile
ilgili bu saatten sonra ne yapılabilir anlatmam farz oldu. Bir kere en başta
şunu söyleyeyim: 5 yıldır yılan hikâyesine dönen Frank Gehry
imzalı projenin önündeki tek engel TRT değil. Arazinin %20’sine sahip olan
TRT’nin tavrı bu sorunda aysbergin görünen yüzü, bir de görünmeyen yüzü var ki
onu birazdan anlatacağım.
TRT ile Suna-İnan Kıraç Vakfı
arasındaki sorun nasıl çözülebilir?
Her ne kadar geçen hafta TRT
Genel Müdürü İbrahim Şahin’le bir polemik yaşamış olsam da ne
onu ne de kurumunu ‘günah keçisi’ ilan ediyor değilim, benim
eleştirim TRT’nin bu konuda sergilediği tavır ve sonrasında gelişen üslupla
ilgiliydi. Zarfa takılıp mazrufu kaybetmek istemem. İbrahim Şahin diyor
ki:
1- TRT binasının bulunduğu alanın İnan
Kıraç tarafından İstanbul’a yakışır bir sanat merkezine dönüşmesini ben de çok
istiyorum. 2- Başbakan’ın göreve geldiğimde ilk halletmemi
istediği iş bu. 3- TRT KİT mevzuatına bağlı özerk bir kurum,
yani arsayı bedava veremem. 4- Ya vakıf bedelini ödeyip
burayı bizden satın alır ya da biz yeni bir stüdyo karşılığı buradaki hakkımızı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devrederiz.
Yazımın çıktığı gün bu
projeyi başından bu yana destekleyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay da aradı. Meğer o da Başbakan’la bu konuyu konuşmuş ve
Erdoğan’dan Şahin gibi “Bu proje İstanbul için çok önemli, bir an önce
halledelim” mesajı almış. Nasıl ama başbakan Erdoğan “Halledin” diyor, Şahin
‘çok istiyor’, Günay geçmişte tarafları bir araya getiriyor fakat bunca çabaya
rağmen bu iş bir türlü olmuyor...
Peki neden? Hikâyenin bu kısmını da
İnan Kıraç’tan dinleyelim.
İnan Bey’le nihayet telefonda tanıştık. Ses
tonundan ‘yorgun’ ama hâlâ ‘umutlu’ olduğunu anladım. “Sizin yazılar benim için
epeydir küllenmiş bu projeyi yeniden alevlendirdi” dedi. Ve başladı tane tane
anlatmaya.
“Suna ile birlikte tek derdimiz İstanbul’a yakışır modern bir
eseri topluma kazandırmak. Bakın Cumhuriyet’ten 21. yüzyıla taşıyacağımız çağdaş
bir eser hâlâ yok. Gehry’nin tasarladığı bu anıtsal eser bir yandan o bölgeyi
dönüştürecek, diğer yandan 21. yüzyılda Ayasofya ve Süleymaniye ile konuşacak.
2005 yılında beni bu proje için dünyaca ünlü mimar Frank Gehry’ye
yönlendiren bizzat İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Bey’dir. Tayyip
Bey bu projeye ilk andan itibaren destek oldu. Hatta nezaket gösterdi kendisini
Frank Gehry ile ziyaret ettik, avam projesine kadar tüm detaylarla
ilgilendi.
Dünyada bu tip sanat projeleri için her türlü kamu desteği
verilir fakat buna rağmen biz gereksiz tartışmalardan kaçınmak için TRT’nin
beşte birlik hissesi için o gün belirlenen 13 milyon TL’yi vermeye hazır
olduğumuzu söyledik. Fakat 2007’den bu yana tarafların iyi niyetine rağmen bir
türlü ilerleme kaydedemedik. Tabii aradan zaman geçince TRT haklı olarak yeniden
değerleme yaptırdı ve fiyat yukarı çıktı. Kimseyi suçluyor değilim ancak
böylesine büyük bir proje tüm taraflar sahip çıkarsa ilerleyebilir.
TRT’ye yeni yapılan değerlemeler üzerinden makul bir ödeme yapmaya
hazırım. Fakat mesele onunla bitmiyor.
Sorular ve
Sorunlar
1- Satıştan hemen sonra binanın
boşaltılması gerekiyor ki yıkım işlemleri başlasın, iyi ama TRT’nin nereye
taşınacağı belirsiz.
2- Esas büyük hisse Büyükşehir
Belediyesi’ne ait. Kadir Bey hemen ihaleye çıkabileceğini
söyledi, bu işi koordineli yürütmemiz şart.
3- Orada
bulunan otoparkı işletenler mahkeme kararıyla çıkmam diyor. Onlar çıkmadan
yıkım nasıl başlayacak?
4- Sadece yıkım için çıkan
fizibilite 19 milyon dolar. Çıkan o molozların nereye atılacağı çok önemli, hem
maliyet hem de zaman açısından.
5- Yıkım için günde 3
saat sınırlaması varmış. Böyle bir sınırlama olursa yıkım yıllar alır. Buna
benzer yüzlerce teknik detay var...
Hayattayken bitirmek
istiyoruz
Biz Frank Gehry’yi ikna ettiğimizde 75 yaşındaydı.
Şubatta 81 olacak. Ben ve Suna hayattayken bu projeyi bitirmek istiyoruz, ama bu
ancak yetkililer ve kamuoyu bu projeye her aşamasında sahip çıkarsa mümkün. Suna
ve İnan Kıraç Vakfı olarak biz tüm zorluklarına rağmen TRT ve Büyükşehir
Belediyemizle bu projeyi başlatmaya hazırız. Aslında ilk yola çıkarken hedefimiz
bu projeyi 2010 İstanbul Kültür Başkenti’ne yetiştirmekti. Bunu yapamadık hiç
değilse 2010’da temel için ilk kazmayı vurmuş olalım.”
|