kmeğin eski fiyatına, peyniri bir yıl önce kaç paraya aldıklarına bakıp, şimdi ödedikleri fiyatlarla karşılaştıranlar "ekonomi tıkırında", "enflasyon yüzde 8" türünden haberlere itibar etmiyor. Onların enflasyon hesapları resmi ağızların söylediğini ikiye üçe katlıyor. Ekonominin tıkırında olmadığı yapılan zamlardan, hükümetin her kalemden yaptığı kesinti ve kısıntılardan da belli.
0 kısıntılardan biri geldi öğrencilerimizi vurdu. Erasmus (Eğitim Değişim Programı) çerçevesinde yurtdışında eğitim görmeye hak kazanan öğrenciler ve onları bu programlara gönderecek üniversiteleri son anda aldıkları bir haberle şok oldular. Başbakanlık Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Ulusal Ajans) 03.01.2008 tarihinde üniversitelere gönderdiği bir yazıyla Erasmus programı için ödenecek hibelerde kesintilere gidildiğini bildirdi. Hem de ne kesinti! Yaklaşık 320.000 avro ek hibe bekleyen ODTÜ'ye talep ettiğinin yüzde ıo'u kadar bir miktar, yalnızca 33.000 avro tahsis edildi ve benzer durumla karşılaşan üniversiteler yurtdışına gitmek için bir yıldır hazırlık yapan öğrencilerine ne diyeceklerini bilemez duruma düştü.
Tüm hazırlıklarını yapmış, gidecekleri üniversiteye yurt depozitolarını yatırmış, vize işlemlerini tamamlamış, hatta uçak biletlerini bile almış öğrencilere, "kaynak yetersizliği" yüzünden, kendi başlarının çaresine bakmaları söylendi.
Erasmus programı için gerekli finansmanın bir kısmı Avrupa Komisyonu bir kısmı da Türkiye hükümeti tarafından karşılanıyor. Avrupa Komisyonu ödemesi gereken paranın tümünü ödemiş olmasına karşın, Ulusal Ajans, son ana kadar olumlu sinyaller vermesine karşın, kendi sağlayacağı katkıda yüzde 90'a varan indirimlere gidiyor. Neden böyle olduğuna ilişkin bir resmi açıklama da yok!
Bir araya gelerek seslerini duyurmak için çırpınan öğrenciler "hiçbir devlet kurumu bizlerin ve ailelerimizin yaşamakta olduğu büyük mağduriyeti umursamamakta ve bizlere yardımcı olmaya çalışmamaktadır. Pek çok arkadaşımız daha hibelerini bile alamadan, ders süreçleri başladığı için, yurtdışına ailelerinin kısıtlı imkânları ile çıkmak zorunda kalmışlardır. Ondan daha fazla öğrenci ise bu hafta içerisinde gitmeye hazırlanıyor. Söz konusu devlet kurumları ise 'bizim hatamız yok' söylemine sığınarak çözümü bizim bulmamızı beklemekteler. Avrupa Birliği'ne girmek için yaklaşık 50 yıldır çaba gösteren bu kurumlar, kendi üniversite öğrencilerinin Avrupa'yı tanıması için yegâne fırsat olan bu hakkı, onların ellerinden göz göre göre almakta ve mağduriyetlerine kulaklarını tıkamakta-lar. Hakları olan yurtdışı öğrenimini görmek için gün sayan üniversite öğrenciler ise bir an önce çözüm bulunması ve hibelerinin yatırılması için hâlâ umutla beklemekteler" diyorlar. Bakalım hükümet öğrencilerden yükselen bu feryadı duyacak mı?
1465 yılında Hollanda'nın Rotterdam kentinde doğan Erasmus, Rönesans'la birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının yaratıcılarından ve en büyük temsilcilerinden biriydi. Rahip oldu ama kendisini bilime adamak istediği için cübbe giymedi. Bir bilim insanı olarak yaşadı ve Avrupa düşünce yaşamına damgasını vurdu. Avrupa'nın ortak bir sanat ve bilim anlayışı çatısı altında birleşmesini hümanizmanın birinci koşulu sayıyordu.
Avrupa Birliği çerçevesinde onun adına bir öğrenci değişim programı oluşturuldu. Üniversite öğrencileri öğrenim hayatları boyunca bir kez yararlanabildikleri bu programla, AB üyesi ülkelerin üniversitelerinde kendi bölümlerinde denkliği kabul edilmiş dersler alarak bir dönem geçiriyorlar. Özgüvenleri gelişiyor, ömür boyu sürecek ve ülkelerinin de yararlanacağı ilişkiler kuruyorlar. Nice pırıl pırıl öğrenci tanıdım, üniversiteye ilk girdiği günden itibaren bu programdan yararlanıp kendisini geliştirmek için çırpınan.
Şimdi, o çırpınışların sonucunu almış gençlere, "Hayır" deniliyor, "size söz verdiğimiz hibeleri veremiyoruz". Öğrencilerin feryadını yaklaşık 1500 yıl önce mezara girmiş Erasmus duymuştur da, bakalım hükümet duyacak mı?
|