Ankara Sanayi Odası (ASO) Konferans Salonu'nda Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi tarafından düzenlenen ''2012 yılı Dünya Enerji Görünümü Türkiye Tanıtımı'' toplantısında konuşan Birol, dünya enerji sisteminde üretim açısından ezberbozan bazı değişiklikler olduğunu kaydederek, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kanada ve Irak'taki petrol ve doğalgaz gelişmelerinin dengeleri alt üst edeceğini kaydetti.
Fukuşima Nükleer Santrali'ndeki gelişmelerin ardından, bazı batılı ülkelerin nükleer politikalarında ciddi değişikliklere gittiğine dikkati çeken Birol, Almanya, İsviçre, İtalya'nın nükleer enerjiye kapıyı kapattığını, Fransa'nın da elektriğin yüzde 75'ini nükleerden alıyor olmasına rağmen, nükleerin payını düşürme noktasında çalışmalar yaptığını dile getirdi.
Birol, 2012 yılında petrol fiyatlarındaki yüksekliğinin de altını çizerek, ''Dünyada, 1 Ocak-20 Aralık 2012 tarihileri arasında petrol fiyatları yıllık ortalamada şimdiye kadarki yıllık bazda en yüksek fiyatlar oldu'' diye konuştu.
Dünyada doğalgaz fiyatları konusunda da bir dengesizlik olduğunu vurgulayan Birol, Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki doğalgaz fiyatlarının ABD'den 5 kat daha pahalı olduğunu, Asya, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerdeki fiyatların da ABD'den 8 kat daha fazla olduğuna dikkati çekti.
Yenilenebilir enerjiye olan yatırımlar azalıyor
Birol, Ortadoğu'da ve Çin'de fosil yakıtlara sübvansiyonların arttığını ve suni olarak tüketimin teşvik edildiğini belirterek, karbondioksit emisyonunun geçen yıl rekor bir seviyeye ulaştığını, dünyanın yanlış bir yolda olduğunu dile getirdi.
Birol, son 10 yıl içinde dünyada yenilenebilir enerji yatırımlarının sürekli artış gösteriyor olmasına rağmen, ilk kez geçen sene bu yatırımlarda düşüş yaşandığının altını çizdi.
Günümüzde dünya su tüketiminin yüzde 15'inin enerji ile ilgili faaliyetlerde kullanıldığını bildiren Birol, ''Mevcut yüzde 15'lik rakam çok daha artacak, öte yandan su kaynaklarında da belli bir azalma olacak'' ifadelerini kullandı.
Enerji tüketiminde OECD'nin payı düşüyor
Birol, geçmiş dönemde OECD ülkelerinin enerji tüketimindeki payının 3'te 2 seviyelerinde olmasına rağmen, yakın zamanda bu oranın 3'te 1'ler seviyesine gerilediğini kaydederek, ''Dünya enerji tüketiminin çekim merkezi batıdan doğuya doğru kayıyor'' dedi.
Enerji üretici ülkelerde de değişiklikler yaşandığını dile getiren Birol, ABD'nin 5 yıl içinde Suudi Arabistan'ı geçerek dünyanın en büyük petrol üreticisi olmaya aday olduğunu, ülkenin doğalgazda da 2015 yılında Rusya'yı geçerek dünyanın 1 numaralı doğalgaz üreticisi haline geleceğini söyledi.
Birol, Ortadoğu'nun yakın zamana kadar petrolünün 50'sini batıya yüzde 50'sini doğuya satarken, kısa bir süre önce bu durumun yüzde 90'ı Asya'ya yüzde 10'u da batıya olacak şekilde değiştiğini bildirdi.
Irak 20 yılda çok farklı olacak
Birol, Irak'ın dünya petrol üretimi açısından son derece önemli bir noktada durduğunu vurgulayarak, ülkenin şu anda 3 milyar varil olan günlük petrol üretiminin, 2020 yılında 6 milyon varile çıkabileceğine işaret etti.
Bu durumun önündeki en büyük engelin ülkenin merkezi yönetimi ile bölgesel yönetim arasındaki anlaşmazlık olduğunu savunan Birol, anlaşmazlıkların giderilmesi durumunda Irak'ın son derece ciddi gelirlerler elde edip vatandaşlarına refah sunabileceğini ifade etti.
Birol, merkez ve bölgesel yönetimin anlaşmasıyla ülkenin dünya petrol üretimindeki payının çok daha yükseleceğini de savunarak, ''Gelecek 20 yıl içerisinde dünyadaki petrol üretiminin yüzde 45'i Irak tarafından gerçekleştirilecek'' diye konuştu.
Enerji verimli kullanılmıyor
Baş Ekonomist Birol, dünyanın enerji verimliliği potansiyelinin yalnızca 3'te 1'ini kullandığını belirterek, bu durumun ekonomik bir günah olduğunu söyledi. Sanayi sektörünün, enerji verimliliğini en çok kullanan sektör olduğunu bildiren Birol, ''Sanayicilerin en önemli hedefi kar yapmaktır, kar yapmayı hedef alan sektör enerji verimliliğini en çok kullanıyorsa, burada ekonomik bir sistem olduğunu gösteriyor'' şeklinde konuştu.
Birol, enerji verimliliğinin arz güvenliği açısından da önemli olduğunu belirterek, verimlilikle birlikte ülkelerin gelirlerinde artışlar olacağını, petrol ve doğalgaz ithalatının azaltıp iş olanaklarının artacağını dile getirdi.
İklim değişikliğinin dünya liderlerinin radarlarından çıktığını da savunan IEA Baş Ekonomisti Fatih Birol, bu konuda atılan adımların gecikmesi durumunda bu konudaki maliyetlerin de artacağını vurguladı.
|