Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kanal
24 televizyonunda katıldığı programda, nükleer santral ve akaryakıt
fiyatları konularındaki soruları yanıtladı. Japonya'daki Fukuşima
nükleer santralindeki gelişmeleri anlık takip ettiklerini anlatan Bakan
Yıldız, Fukuşima santralinin 6 ünitesi bulunduğunu, kazanın olduğu sırada 3'ünün
bakımda, 3'ünün de işletmede olduğunu, santrali suyun basmasıyla beraber soğutma
suyunu basan dizel jeneratörlerin devre dışı kaldığını ve soğutmanın
yapılamadığını hatırlattı.
Japonya'daki nükleer santralde meydana gelen kazanın çok sıra dışı bir kaza
olduğunu, fakat bundan da çıkartılacak dersler bulunduğunu ifade eden Yıldız,
Japonya'nın 6-7 metre yüksekliğinde yaptığı dalga kıranları, belki de bundan
sonra 10-12 metreye çıkartacağını söyledi. Söz konusu santraldeki problemin
depremden değil, tsunumiden kaynaklandığına dikkati çeken Yıldız, ''Japonya'nın
artılarını veya eksilerini savunmak durumunda değiliz. Bizim Türkiye'ye
kuracağımız sistemin ne kadar güvenilir olduğunu konuşmamız lazım'' dedi. Sinop
Akkuyu'da kurulması planlanan ikinci nükleer santral projesiyle ilgili Japonya
ile müzakerelerin devam ettiğini kaydeden Enerji Bakanı, müzakerelerde nihai bir
noktaya gelinmediğini bildirdi. Yıldız, ''Depremin olası sonuçlarının
anlaşmamazı nasıl etkileyeceğini şu anda ben kestiremiyorum. Bizim açımızdan
kararlılığımız devam ediyor'' diye konuştu. Müzakerelerin çok kapsamlı olduğunu
dile getiren Bakan Yıldız, Japonya'daki olağan dışı hal nedeniyle Mart ayı
sonuna kadar koydukları tarihin değişebileceğini ve daha ileri bir tarihe
ötelenebileceğini, bunu da makul karşılayacaklarını bildirdi.
''En iyisini yapacağız prensibiyle yola
çıktık'' 18 Mart itibariyle dünyada
442 adet nükleer santralin işletildiğini, Japonya'da da halen işletmede
santraller bulunduğunu belirten Taner Yıldız, dünyanın bir bütün olduğunu,
nükleer güç santralleri itibariyle parçalanamayacağını söyledi. Türkiye'ye
yapılan santralin en iyi santrallerden bir tanesi olacağına dikkati çeken
Yıldız, ''Biz en iyisini yapacağız prensibiyle yola çıktık, inşallah da bunu
gerçekleştireceğiz'' dedi. Enerji Bakanı Yıldız, nükleer santrale sadece
elektrik temini olarak bakılmaması gerektiğini, nükleer santral yapımının aynı
zamanda sanayinin ciddi bir sınıf atlaması anlamına geldiğini vurguladı.
Üçüncü nükleer santralin
yeri Akkuyu'da deprem riski bulunup
bulunmadığı konusundaki bir soru üzerine Yıldız, Akkuyu'da deprem riski
görülseydi santralin oraya yapılmasına karar verilmeyeceğini belirtirken
''İçimin rahat olmadığı hiçbir işe imza atmadım. Bütün risklerin karşısında
alınacak mühendislik tedbirleriyle beraber bunun yapılabileceğine inanıyoruz.
Biz bunun böyle olacağına inanmasak hiç onu oraya yapar mıyız. Hepimizin
geleceği bu...'' şeklinde konuştu. 2023 yılına kadarki hedefin, kullanılan
elektriğin yüzde 10'unu nükleer santraller vasıtasıyla üretmek, üretim
kapasitesi açısından da yüzde 20'ler civarında nükleer güç santralleri elde
etmek istediklerini kaydeden Yıldız, aynı zamanda yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarından da maksimum düzeyde istifade edileceğini söyledi.
3. nükleer santral konusunda da yer seçimi
konusunda çalışmalara başlanıldığını açıklayan Bakan Yıldız, yaklaşık 60
parametre ve 16 başlıkta incelemelerin yapıldığını söyledi. Nem oranından,
rüzgarın esme yönüne ve seçilen yerin suya yakınlığına kadar birçok teknik
parametrenin bulunduğunu dile getiren Yıldız, ''Karadeniz ve Akdeniz'e birer
santral yapılması düşünüldüğünde üçüncü de Ege'ye mi yapılacak?'' sorusu
üzerine, ''Ege'de olabilir. Bu karar teknik veriler sonucu verilecek. Bizim
siyaseten seçme hakkımızdan ziyade, teknik göstergelerin sonucu belirleyecek
olmasını bir mühendis olarak ve bu işin başındaki birisi olarak daha doğru
buluyorum'' dedi. Yıldız, nükleer santralden
geri dönüş olmadığını, fakat bunun sağlıklı bir şekilde yapılması gerektiğini
vurguladı. 1986 yılında yaşanan Çernobil kazasının ardından dünyada 140 nükleer
santral yapma kararı alındığına işaret eden Yıldız, ''Yani burada herkes bu
kararı alırken ben niçin almayayım. Bu kararı cesaretle almamız lazım'' diye
konuştu. Bakan Yıldız, ömrünü tamamlamış eski santrallerin de devre dışı
kalmasından yana olduğunu vurguladı.
TÜSİAD Başkanı Boyner: Basit bir enerji açığı sorununa
indirginmemeli
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı
Ümit Boyner, Japonya'da deprem sonrası yaşanan nükleer
felaketin aslında Türkiye gibi deprem kuşağındaki ülkeler için bir çeşit
''uyandırma telefonu'' gibi olduğunu söyledi. Boyner, Koç Üniversitesi-TÜSİAD
Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından düzenlenen, ''Reel Döviz Kuru ve Reel
Ekonomi'' konulu konferans sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Japonya'da deprem sonrasında yaşanan nükleer felaket dikkate alındığında
Türkiye'de nükleer santral kurulmasını nasıl değerlendirildiği sorusu üzerine
Boyner, Türkiye'de konunun çok uzun zamandır gündemde olduğunu belirterek,
''Fakat şöyle bir gerçekle karşı karşıyayız; Japonya'da olan aslında özellikle
bizim gibi deprem kuşağında olan ülkeler için bir çeşit uyandırma telefonu gibi
bir şey'' dedi. Japonya'nın sistematik şekilde depreme karşı önlemlerini alan,
toplumda bu konuda bilinçlendirme ve eğitimi üst seviyeye taşıyan bir ülke
olduğunu ifade eden Boyner, bu şartlarda ülkenin hem ekonomik açıdan hem de
yaşayanların uğradıkları açısından korkunç bir felaketle karşı karşıya kaldığını
söyledi. TÜSİAD Başkanı Boyner, nükleer enerji gereğinin basit bir enerji açığı
sorununa indirgenmemesi ve Türkiye'de deprem riskinin çok daha fazla boyutuyla
ele alınması gerektiğini belirtti ve şunları şunları söyledi:
''Her halükarda depremde Türkiye'de
olabilecekler ve burada bir nükleer santralin nasıl bu riskler çerçevesinde
güvenli olabileceği konusunda kamuoyunu da rahatlatacak şekilde bir süreç
gelişmesi gerekiyor. 3. jenerasyon santraller deniyor, çeşitli önlemlerin
alınması gündeme geliyor... Fakat öyle bir noktadayız ki şu andaki nükleer
enerji konusunda, seneler önce yatırım yapmış ülkelerde, bu konuda yeterlilik
geliştirdiğini iddia eden ülkelerde bile sistemler üzerinde auditler
(denetimler) yapılıyor. Tekrar konu gözden geçiriliyor. Belki de bu Türkiye için
bir fırsattır. Biz bunu yapma planını önümüze koyduysak, bu noktada durup tekrar
bu süreci nasıl ele alacağımızı tüm ayrıntılarıyla, tüm elverişli olan
teknolojiye bakarak, şeffaflık içinde, kamuoyunun da güvenini alarak sürdürmek
zorundayız.''
Japonya'nın yeniden yapılanması, Japon şirketlerinin uğradığı zararlarla
ilgili bilgi alışverişi yapılması zorunluluğu bulunduğuna dikkati çeken Boyner,
G20 ülkelerinin bölümü olan B20'de Türkiye'yi TÜSİAD'ın temsil ettiğini,
önümüzdeki hafta B20 gruplarının telekonferans yöntemiyle toplantıya
çağrıldığını söyledi. Boyner, bu kapsamda çarşamba günü bir araya geleceklerini
ve hem Japonya'nın katlanmak zorunda olduğu zararlar, hem de ülkelere etkisinin
belli boyutlarda ele alınacağını ifade etti.
|