Eleştirinin Eleştirisine Yanıt
Son 20 yılda yayınlar arttı. Fakat Türkiye’deki toplam dergi satışı hâlâ inanılmayacak kadar düşük. Yayıncıların depoları kitapla tıka basa dolu. İçeriklerinin düzeyi gittikçe yükselse de, örnek göstermek hâlâ tabu... Ormanın niteliği onu oluşturan ağaçlar değil, onun hep genel görünüşü çevresinde... Sanki orman ağaçlardan oluşmuyor. Kimse, kendini sorumlu görmüyor, içinde değerli yazıların da bulunduğu yüzlerce dergi okunmadan raflarda. Türk Mimarlığı, eğitimi ve uygulamasıyla, genelde, düşünsel süreçle tasarım yapmak yerine örneklerden proje üretmek becerisine tutsaktır. Bu alışkanlığını yenerek, okumayı izleyen düşüncelerle tasarıma geçtiğinde, kafasının karışarak becerisini yitirmekten de korkmakta haklıdır. Her yaptığı işin nedenini aramak, kendini sorgulayarak çalışmayı içgüdüselleştirmek başarılamazsa tehlikeli olmalıdır. Yüzyıl değişimini de fırsat bilerek, mimarlığımıza ağaçtan ormana ulaşan eleştirel bir yaklaşım denemesine, ilk seçim sayılan hemen bütün yayınları, öngördüğüm amaç için taradık. Dönemler, yaklaşımlar, örnekler arası ortaklıklar kümelemesiyle, belge saydığımız görüntüler, planlar üzerinden, birikmiş düşüncelerim yazılır hale getirildi. Sık kullandığımı söylediğiniz “sanırım” bir alçakgönüllülük ölçüsü değil, bilimsel kesinlik olmayan, arayış ortamında konuşmak istememdendir. Çalışma ilk bakışta, kapsamıyla bir envanter görünümü verebilirse de, mimarlığımızın niteliklerini taşıdığını düşündüğüm, yaklaşımların yaygınlığı içinde mimarların, kendilerini de içinde bulması amacıyla örnek sayısı olasılıkla çok tutulmuştur. Ortamda oluşmuş bazı düşüncelere karşı çıkılarak, tartışmaya davet eden bir tavır seçilmiştir. Düşünce ve tasarımda yanlış yapmaktan korkmak, evrimci olmaktan uzak durmayı peşinen kabul etmektir. Bu nedenle “ilk”lerin yaşamımızda önemli yeri olduğuna inanırım.. Yazılarınıza eşlik eden, Ali Osman Öztürk ile yaptığınız Kırıkkale Üniversitesi yerleşim düzenlemesi, gördüğünüz “vesikalık”tan da daha küçük resimlerden gayet başarılı görünüyor. İnternetten bulabildiğimiz fakülte yapılarının, sizlerin olabileceğini düşünemiyorum. Yapıları başkası yaptıysa, yerleşim planlarındaki büyük ölçekteki sevimli lekelerin mimarilerini peşinen yönlendirme çalışmaları yapılması gerektiği savını denemiş oldunuz. Yapılar sizin olsa da, olmasa da, resim açıklamasındaki örnekler için düşündüklerimde kararlıyım. Eğer bize biraz daha ayrıntılı yerleşim planı ve yapılar hakkında bilgi gönderirseniz, aydınlanır, gereğini yaparız. Düşüncelerimi açıklayarak, önemine inandığım eleştirel ortama katkıda bulunduğumu umarım. Biz konuşmazsak, kendine güvenen seyircilerimiz, halk ve gazetelerin konuşmaları konuyu saptıracağından, mimarlığımızı küçük düşürücü yayınlar yapılmasından korkuyorum.
|