Dubai’de yaşanan krizi, iktisadi olmayan her yatırımın bu tür sorunlara yol
açmasının doğal bir sonucu olarak değerlendiren Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Körfez bölgesindeki sermayeyi
toplayan ve dünyaya aktaran finans merkezi olarak kabul edilen Dubai’nin böyle
bir çöküş yaşamasının Uluslararası Finans Merkezi olmayı hedefleyen İstanbul’u
öne çıkarabileceğini söyledi.
Bunun büyük oranda devletin hızlı bir şekilde yapacağı vergisel düzenlemelere
bağlı olduğunu belirten BDDK Başkanı Bilgin, Türk bankacılık sisteminin bu
uygulamalar sayesinde hedeflediği uluslararası konuma yükselebileceğini anlattı.
Türk bankalarının Dubai’de bir riskinin bulunmadığını da kaydeden Bilgin,
Türkiye ekonomisinin Dubai krizinden bankacılık sektörü üzerinden değil, ancak
bu ülkede inşaat projeleri bulunan Türk şirketleri üzerinden olumsuz
etkilenebileceğini söyledi.
Yunanistan dikkat çekiyor
Bilgin, “Türk bankacılık sisteminin Dubai’de riskleri bulunmuyor” dedi. Son
günlerde kriz beklentilerinin yoğunlaştığı Yunanistan ve Macaristan gibi
ülkelere ilişkin değerlendirmeleri de yorumlayan BDDK Başkanı Bilgin,
Yunanistan’ın ülke riskinin yükselmiş olmasının Dubai kriziyle bir bağlantısının
bulunmadığını vurgulayarak, “Yunan bankalarının özellikle Doğu Avrupa’da bulunan
yatırımları risk primlerini yükseltiyor. Yunanistan ve Macaristan’a bakarak
Türkiye’nin riskleri yükseliyor demek doğru değil” dedi.
Dubai sukukun merkezi
2001 yılından beri dünyada cazip hale gelen sabit kıymetlere bağlı (arazi,
bina, köprü gibi sabit varlıklardan elde edilen gelirler üzerinden çıkarılan
kâğıtlar) sukuk kâğıtlarının büyük bölümü Dubai piyasasında bulunuyor. Katılım
Bankaları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz eylül ayında Londra’da bu piyasaya
ilişkin yapılan bir konferansta verilen bilgiler kapsamında, 2008’de tüm dünyada
20 milyar dolar değerindeki sukuk kâğıtlarının 18 milyar dolarının Dubai’de
olduğunu söyledi. Sukukta daha önce Malezya başı çekerken, 2008’de Dubai 20 kez
sukuk kâğıdı çıkardı.
Nacar: Faizsiz bankaların riski yok
Faizsiz bankacılık alanında faaliyet gösteren Katılım Bankaları Birliği
(Albaraka, Bank Asya, Kuveyt Türk, Türkiye Finans) Başkanı Yunus Nacar, gerek
katılım bankalarının gerekse de diğer Türk bankalarının Dubai’de ciddi bir
risklerinin olmadığını söyledi. Ağustos’da Dubai’ye gittiğinde şehrin bir
hayalet şehir görüntüsünde olduğunu anlatan Nacar, bir alışveriş turizmi ve
gayrimenkul yatırımları merkezi haline gelen Dubai’de fiyatların düşeceğini
söyledi. Dubai krizinin rakamsal boyut olarak büyük olmadığını ancak yarattığı
ürküntünün bunun çok üstünde olduğunu söyleyen Nacar, “Dünyada kriz bitti,
toparlama oldu denirken şimdi yeniden ne oluyor korkusu sardı” dedi.
Demiray: Dubai borcunu yüksek getiriyle satıyor
50 - 60 milyar dolar borcunu ödeyemeyerek alacaklılardan borç yapılandırması
isteyen Dubai Emirliği’nin, borç riskini spot piyasada yüzde 10 - 12 gibi çok
yüksek getiriyle satışa çıkardığı söyleniyor. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Aykut Demiray, bu tür krizlerde borçlunun spot piyasaya yüksek getiri üzerinden
borç riskini uzun vadeli satma yoluna gitmesinin beklendiğini aktararak, Türk
bankalarının bu kâğıtlara çok fazla bir talep göstermesini beklemediğini
söyledi. Yüksek getirinin aynı zamanda yüksek riski de ifade ettiğini belirten
Demiray, Dubai World’ün borç riskini 2012 yılına kadar satmaya çalıştığını
belirtti.
|