
Konuralp 'Arkeolojik Sit Alanı' Oldu

SİT Alanına Gölet Yapılıyor

Ege'nin Jeotermal Potansiyeli...

Mahkeme JES için Verilen ‘ÇED...

JES’lerin Yüzde 61’i Tarım...

Aydın’da 3 JES Projesinin Davası Görüldü

Jeotermal Sondaj Çalışmaları...

Jeotermal Borusu Patladı,...

Kuşadası'nda Jeotermal Tepkisi

Kuşadası’nda Jeotermale Tepki

Harran’da Jeotermal Seraların...

Tarım Arazisine Jeotermal Sondaj

Tarihi Sit Alanlarının Koruma...

İzmir’de 2 bin 544 Projeye...

Seferihisar'da JES Tepkisi

Germencik’te JES’lerden Nefes...

Aydın’ın Jeotermal Çilesi Bitmiyor

Kuş Cennetinde Jeotermal Tehlikesi

Ege’nin Tarım Arazileri Jeotermal...

Jeotermal Enerji Sektörü 2021'de...

Jeotermal Yatırımları 'Risk...

Jeotermale Karşı Fidan Dikerek...

Seferihisar Köylüleri Jeotermale...

İzmir'in Zeytin Ormanlarına...
Doğal Sit Alanında Jeotermal için ÇED Başvuru Yapılmasına Tepki
İzmir’in kuş cenneti Gediz Deltası’nın yanı başındaki doğal sit alanı olan bölgede Karşıyaka Belediyesi iştiraki Kordelion İşletmeleri A.Ş. tarafından jeotermal kaynak arama için ÇED başvuru yapılması büyük tepkilere neden oldu.

İzmir’in kuş cenneti Gediz Deltası’nın yanı başındaki 3 bin metrekarelik alanda CHP’li Karşıyaka Belediyesi iştiraki Kordelion İşletmeleri A.Ş. tarafından 2 adet ‘Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama’ projesi için 14 Şubat 2021’de ÇED başvurusu yapıldı. BirGün’den Aycan Karadağ’ın haberine göre; Jeotermal kaynak aranacak bölgenin tamamı Hazine arazinde yer alırken, kuş cenneti Gediz Deltası bölgesine 260 metre mesafede bulunuyor. Proje alanı aynı zamanda “sulak alan tampon bölge sınırı”, “turizm tesis alanı” ve “doğal sit alanı” statüsünde ve konutlara mesafesi ise sadece bin 150 metre olması dikkat çekiyor. Proje alanının 80 metre güneyinden ise doğalgaz boru hattı geçiyor. Kuş cennetini yaşatmak için 36 yıldır mücadele yürüten Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sıkı, “Proje alanı; sulak alan, turizm tesis alanı ve doğal sit alanında yer alıyor. Bunları bile bile şirketin başvurması büyük yanlış. Doğal sit alanı dediğimiz yere hiçbir şeyin yapılmaması gerekir. Tampon bölge ise; ilerden gelen tehlikeleri önlemek için kurulan bir bölge. Buraya böyle bir proje yapılmak istenmesi akıl alacak gibi değil. Bu alan mutlak korunmalı. Bu alana bırakın jeotermal santral açmayı, bir otun koparılması ya da bir taşın bile yerinden oynatılması 2 milyon yılda oluşmuş doğal alana zarar verir.” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, Gediz Deltası’nın, UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi’ne alınması için resmi adaylık başvurusunda bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sıkı, “Aynı partinin Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı şirketi de burada jeotermal kaynak aramaya çalışıyor. Ortada böyle bir tezatlık var. Bu durumda başvurunun bile iptal edilmesi lazım. Şu an başvurusu onandı ve askıya çıkarıldı. Benim endişem ise bu projenin arkasından ne gelecek? Korkarım daha başka bir şey çıkmasın. Bugüne kadar değişik çevreler karşımıza çıktı. Bölgeye liman ya da plaj yapmak isteyenler oldu. İzmir Körfez Geçiş Projesi’nin bir ayağı için de bu bölge düşünüldü. Ama mahkeme kararı ile iptal edildi. Şimdi de jeotermal kaynak aranma isteniyor. Buna tüm İzmir’in karşı çıkması gerekiyor.” diye konuştu. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay da, jeotermallerin ülkemizde ranta öncelik veren yanlış uygulamalarla yapıldığını ifade ederek, “Gediz Deltası, sulak alanı tampon bölgesi içerisinde, mevcut kullanım koşulları itibarıyla sanayi, yerleşim ve diğer faaliyetlerin yarattığı olumsuz etkiler nedeni ile baskı altında olan bir bölgede yer almaktadır. Delta ve kuş cenneti değerlendirildiğinde; bölgede planlanan her türlü faaliyetin, bölgenin doğal ve ekolojik hassasiyeti nedeni ile çok daha kapsamlı, detaylı değerlendirilmesi, denetim ve izleme süreçlerinin de etkin biçimde gerçekleştirilmesi yaşamsal önem taşımaktadır. Bölgede sondajlar kapsamında ortaya çıkması muhtemel rezervin ısınma amaçlı kullanımı kamusal açıdan doğru ve desteklenmesi gereken bir süreçtir. Bununla birlikte; dünyada örneği bulunmayan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday gösterilen Gediz Deltası tampon bölgesinde gerçekleştirilmek istenen bu sürecin, arama/sondajdan başlayarak işletime kadar tüm aşamalarında olası çevresel risklerinin de doğru değerlendirilmesi ve yönetimi vazgeçilmez bir ön koşuldur.” dedi. Haberin tamamına linkten ulaşılabilir. |