Diyarbakır'da ‘Mimarlık ve Kimlik’
“Kırklardağı Rekreasyon Alanı”, “Suriçi’nin Sağlıklaştırılması”, “İstasyon Caddesi Düzenlemesi”, “Barış Çocukları Eğitim Parkı” “Ulaşımın İyileştirmesi ve Hafif Raylı Sistem”... Bunlar Diyarbakır’ın AKP’li “mimar” Büyükşehir belediye başkan Adayı Kutbettin Arzu’nun kent projeleri... Ya da Diyarbakırlıların deyimiyle “Kuto”nun kente armağanları...
“Kırklardağı Rekreasyon Alanı”, “Suriçi’nin Sağlıklaştırılması”, “İstasyon Caddesi Düzenlemesi”, “Barış Çocukları Eğitim Parkı” “Ulaşımın İyileştirmesi ve Hafif Raylı Sistem”... Bunlar Diyarbakır’ın AKP’li “mimar” Büyükşehir belediye başkan Adayı Kutbettin Arzu’nun kent projeleri... Ya da Diyarbakırlıların deyimiyle “Kuto”nun kente armağanları... “Ben siyasetçi değil, mimar kimliğimle adayım” diyerek kolları sıvayan Kuto, siyasi amaçlarını öne çıkartarak “kenti ihmal eden” yerel yöneticileri de şöyle sorguluyor; “Demokrasi ve insan hakları elbette çağdaşlığın öncelikleri ama bu Diyarbakır’ı çağdaş uygarlığa yakışır kent yapmaya engel değil... ” Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı’yken 2007’de milletvekili seçilen Kutbettin Arzu’yu, önceki Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Başkanlığı’nda (1980-92) tanımıştım. 1989’da Mardin’de birlikte düzenlediğimiz “Anadolu, Kültür, Kalkınma Sempozyumu”nda kimi yöre aydınları “Yerel kimliklerimizi korumaya izin vermiyorlar...” deyince, Aziz Nesin salonda akşamki düğünden kalan “Japon fenerleri”ni göstererek, “Bunları da size zorla mı astırdılar? Önce kendiniz el âleme öykünmeyin...” demişti. Aynı akşam Kuto ve diğer Diyarbakırlı mimarlarla “mırra” içerken de şunu söylemişlerdi; “Haklı... Tıpkı evimizi yıkıp apartman diktikten sonra kültürsüz kalmaktan şikâyetçi olmamız gibi...” Şimdi de Arzu; “Önce tarihi kentimizi ve mimari değerlerimizi korumalıyız” diyor ve 10 yıldır görevde olanları “kentin açık hava müzesi” dediği Suriçi’ne ilgisizlikle eleştirerek soruyor; “Kimliğe duyarlı olanların geçmişe duyarsız kalmaları çelişki değil midir?” AKP’li olmasını “manevi değerlere bağlılığı” ile açıklayan; “eski solcu” denilmesine ise “şimdi de solcuyum” diye içerleyen Kuto’ya “Kürt siyaseti için değil, kente hizmet için aday olduğunu söylemen yadırganıyor mu?” diye sormadan edemedim. Daha önce de bir gazeteye yansıyan sözlerini yineledi; “Osman Baydemir kadar Kürt’üm. Eğer aday olmasaydı Diyarbakır’ın imarı için bana oy verirdi”... Kutbettin Arzu’nun yine bir mimar olarak en büyük şikâyeti ise “seçim öncesindeki kaçak yapı özgürlüğü”... Gecekondulaşmaya göz açtırmayan belediyenin bir süredir kaçak yapılaşmayı “serbest” bıraktığından yakınarak diyor ki; “Belediyenin mahalle temsilcilerinin sözde izinleriyle ruhsatsız apartmanlar yapıyorlar; kenti daha fazla bozuyorlar...” Bakalım Diyarbakırlılar “Kuto” diyerek, yerel seçimlerin asıl amacı olan “kente sahip çıkmaya” oy verecekler mi? |