Güllük Körfezi’nde son 15 yıllık kâbusu balık çiftlikleri
taşındı ancak ne tartışmaları bitti ne de izleri silindi. Çiftliklerin yeni
taşındığı yerler çevrecileri, halkı ve tatilcileri tatmin etmedi. Türkiye
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Bilge Contepe, çiftliklerin
Güllük Körfezi içinde kaldığını belirterek, “Çiftliklerin yaşattığı kâbusu Alman
Yeşiller Partisi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyarak doğanın katlini
önleyeceğiz” dedi. Çevre ve Orman İl Müdürü Mehmet Şahin ise, “Çiftliklerin
yüzde 90’ı taşındı. Kalanlar ise kısa sürede taşınacak. Taşınan çiftlikler
yasadaki kurallara uyuyor” diye konuştu.
Muğla’nın Bodrum ve Milas, Aydın’ın Didim ilçeleri sınırları içinde kalan
Güllük Körfezi’nde sayıları 130’a ulaşan balık çiftlikleri, turizmcileri bir bir
kaçırmış, yatlar bölgeye uğramaz olmuştu. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 24
Ocak 2007 tarihinde yayımlanan tebliğ üzerine balık çiftlikleri yeni yerlerine
taşınmaya başladı. Ancak giden çiftliklerin izi silinmiş değil. Güvercinlik,
Torba ve Güllük’e gelen turistler acentalera yaptıkları şikâyetlerde, sahillere
ölü balıklar vurduğunu ve su sporları yaparken önlerine çıkan balık kafesleri,
çivili tahtalar ve balık ağları nedeniyle tehlike atlattıklarını belirtti. Bazı
turistler koyda yüzerken, önlerine çıkan balık kafeslerinin içine girerek tepki
gösterdi.
Rehber Licato Silvio, üç yıl önce İngilizlerin dünyaca ünlü
Sunsail Su Sporları Merkezi’nin balık çiftliklerinin yarattığı kirlilik ve
tehlike nedeniyle bölgeden ayrıldığını hatırlatarak şunları söyledi:
“14 yıldır Bodrum’a Belçika, Hollanda, Fransa ve Danimarka’dan turist
getiriyorum. Son yıllarda rezervasyon yaptıran turistlerin birinci önceliği,
çiftliklerin uzağında olan turistik tesisler oluyor. Balık çiftliklerinin
yarattığı kirlilik ve deniz üzerindeki tehlikeler nedeniyle geçtiğimiz yıllarda
bazı tesisler tazminat ödemek zorunda kaldı”.
Türkiye Yeşiller Partisi Eş Başkanı Bilge Contepe ise
taşınmanın sorunu çözmediği görüşünde: “Körfezin bir kıyısını cehenneme
çevirdiler, oradan kalktılar diğer kıyısına gittiler. ‘Offshore balıkçılık
yapacağız’ diyerek planlama yapıldığını söyleyenler, çiftlikleri körfezin bir
kıyısından diğer bir kıyısına taşıyarak sorunu çözdüklerini sanıyorlar. Aksine
‘Cennet körfezin bir kıyısını cehenneme çevirdik, diğer kıyısını da cehenneme
çevirelim’ düşüncesinin bir örneğidir. Ancak konuyu bilimsel raporlar
eşliğinde Alman Yeşiller Partisi aracılığıyla AİHM’e götürüp çiftliklerin
Güllük’e yeni zararlar vermesini önlemek için dava açacağız.” Contepe, Güllük
Körfezi’nin kurtulması için bugüne kadar AB fonlarından yararlanmak için tek bir
proje dahi geliştirilmediğini de savundu.
Muğla Çevre ve Orman İl Müdürü Mehmet Şahin ise bölgedeki
balık çiftliklerinin yüzde 95’inin yeni potansiyel üretim alanlarına
taşındığını, geri kalan üç -beş çiftliğin ise ÇED raporu sonrasında kiralama
sürecini beklediklerini belirtti. Şahin şöyle dedi:
“Yeni üretim alanları çevre ve doğa kirliliği yapmayacak yerler olarak
saptandı. Sektörün ayakta kalabilmesi, doğanın korunması ve yerleşim
merkezlerinden uzakta olması için ne gerekiyorsa yapıldı. Bugüne kadar offshore
cümlesini hiç kullanmadık. Çiftlikler körfezin içerisinde olabilir, ancak
kesinlikle kirlilik yaratmayacak bölgelerde yer alıyor.”
Yapılan yeni planlamada, Güllük Körfezi’nde Tahtakoz ve Kazıklı açıkları ile
Salih Adası, Yılan Adası ve İkiz Adalar’ın açıkları yeni taşınma alanları olarak
planlandı. Belirlenen doğal ve arkeolojik SİT alanlarında balık çiftlikleri
kurulamayacak. Çiftlikler derinliği 30 metre, kıyıdan 0.6 deniz mili (1100
metre) uzakta, akıntı hızı 0.1 m/sn olan yerlerde
kurulabilecek.
|