apı malzemesi öğretim üyeleri ve inşaat sektöründe çalışma yürüten meslek
kuruluşlarının temsilcileri, 17 Ağustos depreminin 9. yıldönümü öncesinde,
depremden korunmanın yolunun depreme dayanıklı yapılar yapılmasından geçtiğini
bir kez daha hatırlattı. Sektörde hala denetimin olmadığını ifada eden
temsilciler “Hala ders almadık” dedi.
Hyatt Regency Otel’inde, Türk Hazır Beton Birliği
öncülüğünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, hazır beton üretimine standart
getirecek GE belgesinin gerekliliğine vurgu yapıldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr.
Hulusi Özkul “17 Ağustos 1999 Depreminden Bu Yana; Depreme
dayanıklı yapı üretiminde kaliteli beton kullanımı konusunda ne durumdayız”
başlıklı sunumunda Marmara depreminde yaşanan yapı hasarlarının temel
nedenlerinden biri olarak “beton kalitesinin düşük olması, elle üretilen
betonların kullanılmış olması” üzerinde durdu.
Özkul, Türkiye için betonun önemini vurgulayarak “Afet Bölgesinde Yapılacak
Yapılar Hakkında Yönetmeliğe göre betonun basınç dayanım değerinin en az C20
olması gerekirken yıkılan binalardaki değerler bundan çok uzak.
Dolayısıyla depreme karşı dayanıklı olmanın iki yolundan birincisi depreme
dayanıklı yapılar yapmak, ikincisi de var olan yapıları güçlendirmektir” dedi.
2004 yılındaki Deprem Şurası’ndan çıkan “Yapı malzemelerinin uygunluğu
belgelenmeli, ürün bazında nitelik yönetimi, piyasa gözetimi ve denetimi
yapılmalıdır” ve “Yapı malzemelerinde dayanımla beraber dayanıklılık şartı
aranmalı, uygulamaya dikkat edilmelidir” şeklindeki sonuçlarına dikkat çeken
Özkul, betonun kalitesini deprem açısından şöyle değerlendirdi:
“Depremde yıkılan binalarda betonun doğru bir şekilde
üretilip uygulanmadığı gözlendi. Afet Yönetmeliği’nde bulunan C20 sınıflı beton
yeterli değildir, çevresel etki açısından C30 sınıflı beton kullanılmalı.
Betonun doğası gereği, sadece yapı denetimi ile betonun denetimi olmaz.
Türkiye’deki tüm hazır betonun üretim yeri ve şantiyenin sıkı bir biçimde
denetlenmesi gerek. Üretim yerinin denetimini içeren KGS gibi zorunlu olmayan
denetim sistemleri faaliyetlerini sürdürüyor. Fakat şu ana kadar yurdumuzdaki
850 civarındaki hazır beton tesisinin ancak 300’e yakını
denetlenebiliyor”
|