b>Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde belediye başkanlarını uyardığı ‘kaçak yapılar’ konusu büyük şehirlerin temel sorunu olmayı sürdürüyor.
Ilıman iklimi, olumlu yaşam standartlarının varlığı, istihdam alanların genişliği ile cazibe merkezi durumundaki Çukurova’da hızlı göç, çarpık kentleşmeyi tetikliyor. Türkiye’nin önemli illerinden Adana, aşırı gecekondolaşması ile ‘büyük bir köy diye’ adlandırılıyor.
İnşaat Mühendisleri Adana Şube Başkanı Bahadır Acuner, hükümetin son zamanlarda çıkardığı yasalarla kaçak yapıların önündeki ciddi duruşunu desteklediklerini söyledi. Bu meselede cezai yaptırımların daha da ağırlaştırıldığını ifade eden Acuner, kaçak yapıya göz yumanlara hapis cezası öngörüldüğünü kaydetti. Şehir dokusunu bozması, afetler karşısında insanları korumasız bırakması gibi bir çok nedenden yıllardır bu hususta mücadele verdiklerini hatırlatan Acuner, “Eskiden de yasalar yeterliydi. Ama popülist politikalarla problem kangren hale geldi. Kimse müdahale etmedi. Halen sorunun varlığından bahsediliyorsa, iş belediyelere düşüyor.” dedi.
Şehir Plancıları Odası Çukurova Şube Başkanı Cüneyt Erginkaya, Adana’da plan dışı gelişmenin devam ettiğini düşünüyor. Erginkaya, belediyeleri yapılan planlara sahip çıkmaya çağırdı. Belediyelerin denetimlerde yetersiz kaldığına işaret eden Erginkaya, şu bilgileri verdi: “Herkes bu işin içinde boğuluyor. Hormunlu evlerin olduğu yerlerde hiç bir alt ve üstyapı bulunmuyor. Yeterli hizmet verilmiyor. Bu olayda daha başarı sağlanmadan belediyeler çalışma alanlarını genişletti. Kontrollerin sıklaştırılması gerekir. Belki muhtarların öncülüğünde mahalle ekipleri kurulmalı. Eskiden pamuk toplamak için Adana’ya gelinirdi. Şimdi gelen geri dönmüyor. Belki göçü engellemek mümkün değildir. Fakat yönlendirme imkanı vardır.”
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, merkez ilçe belediye başkanlarının görevlerini ‘tam’ yapmaları halinde çarpık yapılaşmanın önüne geçilebileceğini savundu. Gelecek her türlü projeye destek vermeye hazır olduğunun altını çizen Durak, “Belediye başkanları cesurca olayın üzerine gidecekler. Kararlı oldukları zaman bu işin üstesinde gelebilirler. Tehditlerden kormayacaklar. Ben yönetim birimlerinin bu noktada zaafiyet gösterdiklerini düşünüyorum. 1989’da Büyükşehir kanunu çıkıp, alt birim belediyeleri belirlendikten sona şehirde çarpık yapılar başını alıp gitti. Benim iddiam belediye başkanları istenilen oranda meselenin üzerine gitmedikleri şeklindedir.” değerlendirmesini yaptı.
Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk de çarpık kentleşme olgusunun Adana’nın en önemli sorunu olduğunun altını çizdi. İldeki binaların üçte ikilik bölümünde imar yönünde problem bulunduğunu bildiren Öztürk, şöyle devam etti: “Seyhan ilçesinde insanların yüzde 70’i pimi çekilmiş bomba üzerinde oturuyor. Ayrıca Adana’nın 1. deprem bölgesinde yaşıyor olması, bu tehlikeyi bir kaç kat daha artırıyor. Her fırsatta vatandaşlara oturma izni olmayan konutları satın almamayı hatırlatıyoruz. TCK’nın bu konudaki ilgili maddelerini olumlu buluyoruz. Mevzuata aykırı yapılara su, elektrik, telefon ve belediye hizmeti götüren bürokratlara 2 ile 5 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanacak. Bu caydırıcı düzenlemelere mesafe alabiliriz.”
Vatandaşa, (Kaçak yapı yapmayın, yıkarım) demekle bir yere varılmayacağına işaret eden Öztürk, “Göreve geldiğimde (babamda olsa yıkarım) demiştim. Bu sözümün arkasındayım. Ama bu uyarılar yeterli değil. İnşaat ruhsatı almak isteyen insanlara yönelik iş ve işlemler kolaylaştırılmalı. Seyhan Belediyesi’nde daha önce bu inşaat ruhsatı alabilmek için 29 adat belge isteniyordu. Biz bu sayıyı 13’e düşürdük. Ve 48 saat içinde isteyene yapı ruhsat veriyoruz. ” şeklinde konuştu. Öztürk, ilçede bir yıl içinde yaptıkları denetlemelerde 200’ün üzerinde binayı yıktıklarını, bir kısmını yasalara uygun hale getirdiklerini sözlerine ekledi.
Yüreğir Belediye Başkanı Ömer Topçu da ilçedeki 93 bin haneden yüzde 85’inin kaçak yapı olduğunu açıkladı. Şehrin kuzeye doğru açılması gerektiğini bildiren Topçu, Aytaç Durak’ın öncülüğünde Seyhan ilçesinde bu projenin önemli ölçüde başarıya ulaştığını ifade etti. Yüreğir’de yerleşim için yeni alanların açılması gerektiğine değinen Topçu, yıllarca önüne geçilmeden günümüze taşınan bu ciddi sorunun üzerine gitmek için personel sıkıntısı çektiğini söyledi. Yüreğir’de gelişmenin kuzeye kaydırılmasının kaçınılmaz hale geldiği savunan Topçu, bu hususta Aytaç Durak’ın desteklerini beklediklerini tekrarladı. İlçede çarpık yapıların önüne hükümetin yardımını alarak da geçmek istediklerine dikkat çeken Topçu, bu doğrultuda TOKİ ile işbirliği yaparak 10 bin konut üretip, ‘kentsel değişim projesini’ çözmek istediklerini anlattı. İlçedeki arsaların yüzde 80’nin hisseli satıldığını vurgulayan Ömer Topçu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bize el atacak bir karış yer kalmamış. Elimiz–kolumuz bağlanmış. Buna rağmen bir yıl içinde 127 kaçak yapı yıktık. Ama adamlar cumartesi, pazarı fırsat bilip, o günlerde evi yapıyorlar. Aytaç Durak’ın katkılarıyla 2005’te yeni sahaların imara açılması ile biz bu sorunu önümüzdeki 15 yıl içinde hal edebiliriz. Aksi takdirde, ağır cezalara rağmen yapacak bir şey yok.”
|