srail bombardımanıyla Lübnan'daki dev tanklardan Akdeniz'e akan tonlarca petrol bir türlü Türkiye'nin 'esas' gündemine giremiyor. Her ne kadar Başbakanlık Kriz Merkezi geçen hafta 'denize sızan petrolün, sanılandan daha az olduğunu ve şu an için petrolün Türkiye kıyılarına ulaşmasının zor olduğunu ancak bu ihtimal gerçekleşirse, petrolü kıyılara ulaşmadan açık denizde durdurma yönünde karar alındığını' açıklamış olsa da birileri bu çevre felaketini çok ciddiye alıyor.
Denize dökülen ham petrolün 'GÜNDE 5 MİL HIZLA İLERLEDİĞİ' dünya gündeminde. Akıntı yönü de Türkiye ve Kıbrıs Adası. Greenpeace sürekli uyarıyor ama duymak istemeyen kulaklar duymuyor. Türkiye'de, Deniz Temiz Derneği olarak bildiğimiz İngilizceden direkt çevirisi 'Deniz Çevre Koruma Birliği' olan TURMEPA'nın yurtdışındaki muadillerinin dahil olduğu uluslararası örgüt INTERMEPA geçen hafta kamuoyu açıklaması yaparak 'tüm 'MEPA'ların kendi ülkesinin hükümetlerini önlem almak için zorlaması gerektiğine' vurgu yaptı.
Kaldı ki, yarın öbür gün misal 'rüzgârın yönü' değişir veya Türkiye Cumhuriyeti olarak 'dur' dediğinde petrol söz dinler ve durur, Türk karasularına girmez diyelim, Akdeniz'deki çevre felaketine Türkiye nasıl duyarsız kalabilir?
Dün konuştuğum TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar, geçtiğimiz aylarda Yunanistan'daki INTERMEPA toplantısında diğer ülkelerin 'acil eylem planları' konuşulurken kendisinin Türkiye'nin acil eylem planı olmadığını, dolayısıyla onların eylem planlarının da hiçbir işlevselliği bulunmayacağını anlattığını aktardı. Haklı. Akdeniz ancak ortak mücadeleyle bu çevre felaketinden kurtulur. Yoksa üç gün sonra denizimizin kirlenmeyeceğinin garantisini kimse veremez. Bu arada duyarsız kalmayan kesimler de var. Geçen hafta İskenderun Sahil Koruma Komutanlığı'ndan bir binbaşı TURMEPA'yı arayıp, "Nasıl önlem alınabilir?" diye akıl danışmış.
Deniz süpürgeleriyle petrol temizlenir mi?
Büyük depremde, Tüpraş'tan sızıntı olduğunda TURMEPA'nın 'deniz süpürgesi' petrolü çekmeye yardım etmişti. Türkiye'nin ilk deniz süpürgesi sahibi TURMEPA, deniz süpürgesiyle hem suyun üstündeki atıkları topluyor, hem de emici halatları vasıtasıyla petrol ve diğer atıkları deniz suyundan ayrıştırıyor. Greenpeace'in, öncelikle Türkiye ve Kıbrıs kıyıları için tehdit oluşturduğu uyarısında bulunduğu denize sızan petrol tabakasının 30-35 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Deniz süpürgesi ise 10-15 bin ton civarı petrolü emebilme kapasitesinde. Dolayısıyla 'acil eylem planı' çerçevesinde Türkiye'nin büyük gemilere ihtiyacı var. 'Eldekiler ihtiyacı ne kadar karşılayabilir?' sorusunu ise TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar "Türkiye'nin kaç tane yolcu gemisi var ki?" sorusuyla yanıt veriyor. Denizi sevmeyen bir millet olarak onu kurtacak planlar da yapmayız.
Levet Ballar, "Karadeniz ve Tuna Nehri'nin temizlenmesi için de AB fonları var. Acaba bugüne kadar Türkiye tek kuruş kullanmış mı ki?" diyerek, sözlerini sürdürüyor.
|