ürkiye’nin ilk ve en büyük çit üreticisi olma sıfatını
taşıyan Demma, 1974 yılından bu yana diğer çit
şatışı ve uygulaması yapan firmaların tedarikçiliğini üstleniyordu. Firma, 2007
yılından itibaren çit sektörüne yeni bir marka ile hızlı bir giriş yaptı:
Eurofence. Yıllık 3 milyon 500 bin metrekare
çit kapasitesine sahip Demma’nın Genel Müdürü Cevat Çetin ile
Eurofence üzerine konuştuk.
Eurofence’i diğer ürünlerinizden farklı kılan özellikler nelerdir?
Günümüzde bahçe çitlerinde güvenlik faktörü öne çıktı. İnsanlar nasıl
evlerinde yaşarken kapılarını değiştiriyorlar, hırsızlara karşı çelik kapı
taktırıyorlar, bahçeleri için de sıradan konvansiyonel sistemler yerine bir
çözüm arıyorlar. Biz de bu ihtiyaca karşılık olarak yurtdışında çok yaygın
olarak kullanılan bir ürünü, Eurofence ve Doublefence’lerimizi üretmeye
başladık. 2000’li yıllardan sonra girdiğimiz bu sektöre hızla yeni ürünler
katmaya çalışıyoruz.
Üretim yeriniz neresi?
İstanbul Sefaköy’de 1974 yılında kurulmuş olan bir fabrikamız var. Burada
öncelikli olarak çelik hasır üretimi yapıyorduk – inşaat sektörünün kaba yapı
malzemesidir çelik hasır. Daha sonra ona yardımcı olmak üzere bir makine alarak,
inşaatlarda kiriş ve kolon yapımında yaygın olarak kullanılan özel etriyeler
üretmeye başladık. Sonrasında da kuş kafesi gibi daha çok endüstriyel ürünlerde
kullanılan, özellikle tavukçuluk ve yumurtacılık sektöründe ihtiyaç duyulan özel
teller üretmeye başladık. Yani ürün gamımızı yenileyerek pazarda kendimize yeni
alanlar açmaya çalıştık.
Hep ekleyerek geliştirdiniz ama sanırım, değil mi? Peki bahçe çiti üretimi
fikri nasıl ortaya çıktı?
Evet, aynen öyle. 2000’li yıllardan sonra da bahçe çitlerine ağırlık verdik.
Nedeni de şuydu: 1999 İstanbul depremi ile yapıda bir yol ayrımına gelindi.
Betonarme, bizim yaşadığımız mekanları belirmeye devam edecek mi, yoksa daha
gelişmiş, kompozit sistemler mi tercih edilecek sorusu gündeme geldi. Biz de bu
noktada üretimimize devam edip bir yandan da bahçe çitlerine eğilmeye karar
verdik. Eurofence ürünleri ile beraber bunların projelendirilmesi ve
pazarlanmasına odaklandık.
Eurofence sizin için aynı zamanda yeni bir lansman sanırım...
Evet, bu yeni bir marka. Biz bahçe çit güvenlik sistemlerinde bir marka
olarak yer almak istiyoruz. Sonuçta bir Türk firmasıyız; ama ismimizin ileride
bir gün sınırların kalktığı, Türkiye’nin Avrupa’nın bir parçası olduğu bir
pazara hazır olmasını istedik. Dolayısıyla çit anlamına gelen ‘fence’ ile Avrupa
Birliği’ni hatırlatan ‘Euro’yu birleştirerek Eurofence markasını ortaya
çıkardık.
Bugünlerde Eurofence’in yeni bir ürününüzü tanıtıyorsunuz. Biraz da bu
üründen söz edebilir miyiz?
Güvenliği bir kat daha arttıran, daha kalın tellerden çitler yapalım dedik.
Kesilmesi mümkün olmasın, darbe alması zorlaşsın diyerek diğer ürünlerimize
kıyasla yalnızca teli kalınlaştırdık. İşçiliğimizi de değiştirmedik; sadece
kullanılan telin ağırlığı arttı. Bu da maliyetlerde yalnızca bir miktar artışa
sebep oldu. Ama insana çok daha fazla güvenlik hissi veren bir ürün oldu.
Güvenlik duygusu, insanların bir ortamda kendilerini nasıl hissettiklerine
bağlı. Biz onu, o telde gördüğünde hissetsin diye bu faaliyete geçtik. Şimdi
bakıyorum müşterilerime, gayet memnunlar. Biz de bu işe çok güveniyoruz. Bu ürün
yurtdışında zaten kullanılıyor ama Türkiye’de çok az üreticisi var. Biz Demma
Çelik Hasır ailesi olarak bu ürünü de ailemize katmış olmaktan çok büyük
mutluluk duyuyoruz.
Peki daha ağır çelik tellerden ürettiğiniz yeni Eurofence bahçe çitini,
piyasadaki diğer ürünlerle karşılaştırma şansınız oluyor mu?
Bizim rakiplerimiz yurtdışından ithal geliyor.
Müşterilerimiz de yurtdışına gittiklerinde bu ürünleri görüyorlar. Tepkilerden
de çok memnunuz; karşılaştırma yapanlar gayet iyi olduğunu söylüyorlar. Zaten
biz piyasaya iyi bir şey sürdükten sonra bırakırız ki tercihi ve değerlendirmeyi
müşteri yapsın. Zaten kalın telleri gördüklerinde eminim kendilerini daha
güvende hissedecekler. Ayrıca Eurofence olarak geniş renk seçenekleri sunuyoruz.
Yerine göre farklı tasarımlar yapma imkanımız da olacak.
|