Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Daha İyisi Yapılamaz Saplantısı: Tarihte Kültürel Ortaklık ve Taklit Üzerine Düşünceler




/P>

Bilindiği gibi, gündemdeki çağdaş mimari örneklere gönderme "uluslararasılık", geçmiş mimari örneklere gönderme ise "gelenekçilik" veya "yerellik" gerekçelerinin arkasına saklanıyor; 'taşıma' yerine 'gönderme' deyimiyle ortarnla, toplunıla tanıştırılıyor ve çok kez kabul görüyorlar.. Onlara, gelenekselin bugünkü yaşam ve değerlerle ne kadar bağdaşnğı, modernin aidiyeti, yani kime, nereye, hangi kültüre ait olduğu sorulmuyor. Hemen tüm orrarnın katılunıyla, bu yaklaşım aıtık bir gelenek ve kimlik haline gelmiş olmalı ... Yani, "alan razı, yapan razı" bir düzenin içinde, mutlu bir yaşam sürdürüyoruz!

Bu hastalıklı halimizi hisseden bir meslektaşınuz, bundan kurtulmak için belleğimizi aradan çıkarmayı, sıfır bellekle tasarım yapmayı öneriyor. Insanoğlu tüm yetenek ve melekelerini kaybedebileceği için, onu belleksiz düşünmek olası değiL. Kaldı ki mimar, belleğinin ona dayatrnalarına ancak yine belleğiyle karşı koyabilir. Bu da belleğin nasıl kullanıldığına bakıyor. Şayet bellek, mimarlık tarihinin dar bir dilimine yönlendirilmiş ve onu öğrenmek amacıyla ezberlemiş ise, önce o, sahibinin seçtiği dilimin belirli örneklerinin baskısı altında kalacaktır. Mimarlık tarihine olabildiğince geniş bakıldığında, onu öğrenmek için görüntüleri ezberlemek yerine, o görüntüleri oluşturan unsurların nedenleri ve anlamlarıyla i1gilenildiğinde, durum çok farklıdır: Onlarla, bugün ve gelecek için üretilmiş düşünceler, tarihi bir deneyim ve bilgi birikimi olarak bellek yoluyla mimara hizmet verecek; bellek, öğelerin görüntüleri ile tasaruncıya dayatrnayacaktır. Doğaldır ki bu bir alışkanlık; ilkokuldan başlayarak dar bilgililik ve ezbereiliğin hayat boyu sürmesini engellemek, alışkanlığı yenmek, düşünce üretmeyi öğretmek hedef seçilecektir.

Bu temel geleneksel ve modern iki yaklaşıma ek olarak, ortalığı karıştıran kozmopolit romantik yaklaşım gibi, amatör, edebiyata açık kapılar da vardır. Çeşitli kültürlerin etkisiyle üretilen yapılar, yoğunlukla yalnızca bizde, Istanbul Galata semtinde değildir. Kuramsal düzeyde "eklektik" olarak tanımlanan bu yaklaşım, farklı mimarileriri öğeleriyle yapılan bu düzenleme, içgüdüsel hale getirilmiş bile olsa melezlikten, bir bakıma soysuzluktan kumilamaz. Kişiselolarak, kozmopolit kültürün yeni bir kimlik ve temel değerler kazanmadıkça soysuzluğunun surdüğüne inanırım. Her Yeni-klasik veya Yeni-Osmanlı anlayışındaki yapılarda olduğu gibi, mimarinin özgün evrensel değerleri yerine, görsel öğelerin yinelenerek amaca ulaşıldığı sanılmaktadır. Bütün özgün kültürler ve mimariler de kuşkusuz aldıkları etkilerle yeni söylemler oluşturarak yaşamlarını sürdürürler. Örneğin, Selçuklu ve Osmanlı mimarileri de aldıkları değişik etkiler nedeniyle birbirlerinden farklıdırlar. Ama her ikisi de gereken evrensel değerlere sahiptirler. Osmanlı'nın 19. yüzyıl ıuimarliğı içerisinde, kamusal yapılarda BalyanJar mimarisi veya nasılsa ünlü Cemil Topuzlu Konağı gibi kozrnopolit anlatımın soyluluğu söz konusu olmamalıdır. Taklit karşısında düşünce üretmeyi sürdürmeye çalışacağım.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3  |   4  |   5
http://www.yapi.com.tr/haberler/daha-iyisi-yapilamaz-saplantisi-tarihte-kulturel-ortaklik-ve-taklit-uzerine-dusunceler_95846.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!