
"Mimarlık Gelecekte Binlerce...

"Tasarım Akışkanlığı: Katılımcı...

"Teknoloji ve Şehir Birbirini...

"Evinizi Yetiştirin!"
“Daha İyi Bir Şehri Hayal Etmeye Çalışıyoruz”
Terreform ONE kurucu ortağı Mitchell Joachim, Geberit tarafından 20 Şubat’ta Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) gerçekleştirilen “Evininizi Yetiştirin!” etkinliğinde güncel projelerini anlattı.

Geberit tarafından 20 Şubat, Perşembe günü Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) düzenlenen "Evinizi Yetiştirin" konferansında, Geberit Türkiye Genel Müdürü Cengiz Kazazoğlu, “İnovasyonla Geçen 140 Yıl” başlıklı bir açılış konuşması yaptı. Kazazoğlu, inovasyon ve sürdürebilirlik kavramlarının önemine değindi ve şunları söyledi: “Yakın zamanlara kadar tasarruf, su, elektrik, ekoloji, doğa bizler için çok fazla anlam ifade etmiyordu. Bunlardan çok fazla var sanıyorduk dünyada. Meğer öyle değilmiş. Genç nesil bu konuda bilinçli. Son yıllara kadar algı şöyleydi; bir tek benim tasarruf etmemle bir şey olur mu? Evet, olur. Diş fırçalarken bile tasarruf elde edilebilir”. Sürdürebilirlik ve inovasyonun Geberit’’in DNA’sını oluşturduğunu ifade eden Kazazoğlu, “1964 yılında ilk gömme rezervuarımızı yaptığımızda da hedefimizde su tasarrufu vardı. Bu sayede doğal kaynaklarımızın korunmasını sağlıyoruz. Gömme rezervuar sayesinde 2 milyar metreküp su tasarrufu sağlanmış; bu kıvanç verici bir rakam” dedi. Terreform ONE kurucu ortağı Mitchell Joachim konuşmasında artan dünya nüfusuna dikkat çekti ve dünya üzerindeki en yoğun 25 kenti incelemeye aldıkları 'Bio City Map' adlı biyolojik kent haritasından bahsetti. Daha iyi bir yeri, daha iyi bir şehri hayal etmeye çalıştıklarını belirten Joachim, “Ütopya yüzyıllardır düşünülen bir şey. Katılımcı bir demokraside, yüz yüze iletişim kurabilirsek iyi bir yere ulaşılabilir. Mükemmel yer diye bir şey yok elbette ama daha iyi bir yere ulaşabilmek mümkün” dedi. Joachim yeni gökdelen teknolojilerinden, Time dergisinin ödülünü kazanan park sorununa çözüm getiren araba modelinden, çatılarda tarım yapmaktan bahsetti. New York’un çöp üretmekte bir numara olduğunu ve burada günde 38 bin ton çöp üretildiğini belirten Joachim, bu çöpleri atık olarak değil de kamusal alandaki binalara nasıl entegre etmeye çalıştıklarını anlattı, çöplerle yaptıkları enstalasyon çalışmalarından bahsetti. New York'ta çok fazla elektronik çöp üretildiğine de vurgu yapan Joachim, "Elektroniklerden çıkan atıklarla (köpük denilen malzeme) nasıl baş edebiliriz diye düşündük ve bir laboratuvar kurduk. O zamandan bu yana çok büyüdü bu laboratuvar. New York'ta biriken bir günlük çöple/atıkla 53 katlı bir bina yapılabiliyor. Atıklardan yaptığımız binayla bunu göstermeye çalıştık" dedi. Joachin ayrıca; malzemesi itibariyle "Eti senin kemiği benim" sözünü akla getiren 'Meat House' isimli 'deneysel' bir mimari proje önerisinden de bahsetti. Laboratuvar ortamında üretilen Meat House (Et Ev)'in kurbansız bir barınak olmasını amaçlandığını ve duyusu olan hiçbir canlının zarar görmediğini belirtti. Joachim, sunumunun ardından, YEM Stratejik Pazarlama ve İş Geliştirme Koordinatörü Banu Uçak’ın ve izleyenlerin sorularını yanıtladı. Uçak’ın, “Sürdürülebilir olmayı ve hayatta kalmayı nasıl başardınız?” sorusunu, Joachim şöyle cevapladı: “Kâr amacı gütmeyen bir kurumuz ve ürettiğimiz projeler herkese açık. Özel bir malzemenin çalışmasını yapıyoruz. Fon alıyoruz, hibeler alıyoruz. Farklı seviyelerde yardım alıyoruz. Brooklyn’de bir laboratuvar kurduk. Bize genelde gönüllü insanlar geliyor. Biz onlara ne yapacaklarını söylemiyoruz; kendi yollarını çiziyorlar.” Uçak'ın, "Yaptığınız işin öne çıkmasında medyanın rolü nedir?" sorusunu "Benim kurumum benden ibaret değil. Biz büyük bir grup olarak çalışıyoruz. Çok yönlü bir düşünce kuruluşuyuz ve medyaya bu ilginç geliyor. Medyanın ilgisi hoşumuza gidiyor ama bu bizim önceliğimiz değil" şeklinde cevapladı. İzleyenlerden gelen “İstanbul gibi bir metropolde siz evinizi nereden yetiştirmeye başlardınız?” sorusuna ise “Ben planlama evresinden başlardım. Çok fazla katmanı var İstanbul’un ve kontrol edilemeyen bir büyüme var. Bu büyümeyi geri çekmek lazım. Ayrıca akıllı şehirler var artık. İstanbul’da böyle bir akıllı şehir kurmak daha kolay olur. Acaba İstanbul’un böyle bir söylemi, böyle bir etiketi var mı? Şehrin kenarlarında bir fırsat var ve bu fırsat ortaya doğru getirilebilir” diyerek cevap verdi. Mitchell Joachim'in 'Bio City Map' adlı biyolojik kent haritasının detayları için tıklayın. 'Meat House' projesinin detayları için tıklayın. Mitchell Joachim söyleşisi için tıklayın. |