arihî Çifte Minareli Medrese’nin tanıtım levhasında yer alan tanıtıcı bilgiler ile bilim adamlarının yaptığı araştırmalar birbirini tutmuyor.
Tarihî medresenin giriş kısmında bulunan levhada ‘Selçuklular döneminde yapılmıştır.’ ifadesi yer alırken, ‘İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün 2005 yılında çıkardığı ‘Erzurum Turizm Rehberi’ isimli kitapçıkta da ‘İlhanlılar döneminde yapılmıştır.’ deniyor. Farklı bilgilerle tanıtılan medrese için uzmanlar 4 yıl önce yaptıkları bir araştırmayı Erzurum Valiliği’ne sunarak, eserin İlhanlılar’a ait olduğunu ortaya koymuş. Yine İbrahim Hakkı Konyalı’nın ‘Erzurum Tarihi’ adlı eserinde Medrese’nin İlhanlılar’ın eseri olduğu belirtilmiş. Ancak Medrese’nin tabelasındaki bilgilere göre eser Selçuklular’a ait. Medrese hakkında farklı bilgilerin yer verildiği tabela ile Turizm Müdürlüğü’nün, ‘Erzurum Turizm Rehberi’ adlı eser rehber ve ziyaretçilerin kafasını karıştırıyor. Tarihçiler hergün yüzlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği tarihî mekânın tabelasının düzeltilmesini isterken, ilgili kurumlar sorumluluktan kaçıyor.
Bilim adamları araştırma yaptı
Atatürk Üniversitesi (A.Ü.) Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamza Gündoğdu ile Doç. Dr. Hüseyin Yurttaş, yaptığı araştırmalar sonrasında, bugüne kadar tarih kitaplarında yer alan ‘Çifte Minareli Medrese’nin Selçuklular döneminde yapıldığı yönündeki bilgilerin yanlış olduğunu ortaya koydu.
Tarihî yapının 1277 ile 1292 yılları arasında İlhanlılar devrinde Anadolu Selçuklu geleneğiyle yapıldığını ifade eden A.Ü. Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyeleri, levhada yer alan bilgilerin yanlış olduğunu söylüyor. Uzmanlar yapıtın 2. Gıyaseddin Keyhüsrev’in eşi Gürci Hatun’un kızı Hande Hatun tarafından yapıldığına dikkat çekiyor. 4 yıl önce valiliğe bilgi sunduklarını 1.5 yıl önce de rapor hazırlayarak gönderdiklerini belirten uzmanlar, şimdiye kadar tabelada herhangi bir değişiklik yapılmamasından yakındı.
Küçük tabela kurumlar arasında sorun oldu
Çifte Minareli Medrese, Erzurum’un en eski yerleşim birimi olan Yakutiye bölgesinde bulunuyor. Tarihî mekânı sınırları içerisinde bulunduran Yakutiye Belediyesi, yanlış bilgiler içeren tabelayı değiştirme görevinin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ait olduğu belirtiyor. Turizm Müdürlüğü de tabelanın Yakutiye sınırları içerisinde bulunduğu için belediyenin değiştirmesi gerektiğini ifade ediyor. Kültür ve Turizm Müdürü Fikret Öztürk, “Otoritelerden yardım alarak doğru bilgileri bu rehbere yansıttık.” dedi. Yakutiye Belediye Başkan Yardımcısı Zülkif Usanmaz ise, medresenin sorumluluğunun 1994 1999 yılları arasında kendilerinde olduğunu, sonrasında ise Turizm Müdürlüğü’ne geçtiğini anlattı. Medreseyi ziyarete gelenler ve rehberler, kitapçıktaki ve tabeladaki bilgilerin birbirini tutmaması nedeniyle şaşkınlığını gizleyemiyor.
İbrahim Hakkı Konyalı ne diyor ?
Tarihçi Muzaffer Taşyürek de, İbrahim Hakkı Konyalı’nın ‘Erzurum Tarihi’ isimli kitabında “Çifte Minareli Medrese’nin İlhanlılar tarafından 13. asrın son çeyreği ile 14. asrın ilk on yılı içinde Yakutiye’den evvel yapıldığı bilgisinin verildiğini söylüyor. Konyalı, medrese ile ilgili kitabında şöyle bahsediyor: “Mimari tarzı, süsleri, çinileri, yazıları ve nihayet çift başlı, kulaklı kuş ongunu bunun bir İlhanlı eseri olduğunu haykırıyor. Bu âbidenin Keyhato’nın karısı Hudavend Padişah Hatun tarafından veya onun adına yapılmış olması şimdilik en kuvvetli ihtimaldir. Hand, Hande, Hondi gibi adların da Hudavend’den bozulmuş olması muhtemeldir.” İbrahim Hakkı Konyalı, eserinde çifte minarelerde bulunan tanıtım levhasında ismi yazılan Alaledin Keykubat’ın Hand Hatun isimli bir kızının olmadığını belirtiyor.
Türbede kimse yok iddiası
Uzmanların yaptığı araştırmada medresedeki kabirde kimsenin bulunmadığı iddia ediliyor. Doç. Dr. Hüseyin Yurttaş, medresenin tabelasındaki, “Kümbetin altında burayı yaptıran Hudavent Hatun yatmaktadır.” ifadelerinin yanlış olduğunu söylüyor. Yurttaş, “Alaaddin Keykubat’ın ilk zevcesi Melike Adile’den doğan kızlarından sadece birinin adının bilindiğini, bunun da Melike Hatun olduğunu biliniyor. Bu kız daha sonra üvey kardeşi 2. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından Halep Hükümdarı Melik Nasır ile evlendirildi. Bu Hatun’un Hüdavent ünvanı ile anıldığına dair bir kayıt mevcut değil. Melike Hatun’un ana tarafından Eyyübiler’e mensup olması ve 2. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından annesi ve öz erkek kardeşleri öldürtüldüğünden Anadolu’ya dönmesi ve Erzurum’da böyle bir medrese yaptırmış olması düşünülemez.” dedi.
Yurttaş, medreseyi yaptırdığı sanılan Hüdavent Hatun’a ait olan mezarda kimsenin olmadığını belirtti.
|