BR> Dünyadan bir örnek: Hearst
Binası Ağustos 2006'da açılan New York'taki LEED Gold
sertifikalı 46 katlı Hearst binası, yeşil mimarinin önemli örneklerinden.
Yapının diyagonal dizaynı sayesinde yüzde 20 civarında daha az çelik
kullanılmış. Kullanılan çeliğin yüzde 90'ı yeniden dönüştürülmüş. Binadaki
aydınlatma sensörlerle kontrol ediliyor; enerji kullanımı diğer binalara göre
yüzde 22 daha az. Çatısında toplanan yağmur suyuyla peyzaj bitkileri sulanıyor.
Yüksek-verimli ısıtma ve soğutma sistemi, dışarıdaki havayı binanın yüzde 75'ini
havalandırmak ve soğutmak için kullanabiliyor. Tekfen'in
yeni projesi LEED adayı
Tekfen Emlak Geliştirme Grubu, "çevre dostu" olma anlayışıyla yürüttüğü
çalışmalarını LEED sertifikası standartları ile uyumlu hale getirmeye
hazırlanıyor. Grubun yakında İstanbul'da başlayacağı Levent ofisi projesi
kapsamında, toplu taşıma kullanımının artırılması, bisiklet kullanımı gibi
alternatif ulaşım sistemlerinin özendirilmesi düşünülüyor. Yağmur ve atık
suyunun toplanarak arıtılması ve geri kullanımı, atık yönetim planı
oluşturulması, verimli su armatürleri kullanılarak su tüketiminin azaltılması da
hedefleniyor. Binanın enerji kullanan sistemlerinin daha verimli hale
getirilmesi ve iç hava kalitesinin yükseltilmesi için gerekli sistemlerin
kurulması, bina kabuğunda kullanılan plantasyon ile gölgelendirme yaparak
soğutma için harcanan enerjinin optimizasyonu ve bina otomasyon sistemleri ile
enerji tasarrufu sağlanması gibi çevre dostu uygulamalar da plan dahilinde.
Enerji tüketiminde en az yüzde 14 tasarruf
hedefleniyor. Türkiye versiyonu gerekiyor
LEED, BREEAM gibi yapı ve yerleşimleri çevresel etkilerine göre değerlendiren
sertifika sistemleri geliştiren yeşil bina konseylerinin Türkiye'de benzerini
oluşturmak için çalışmalar yürüten Çevre Dostu Binalar Derneği Başkan Yardımcısı
Duygu Erten, LEED ya da BREEAM gibi sertifikalara ait birçok puanın, Avrupa ve
ABD'deki yasalara ve sektörel kodlara bağlı olarak düzenlendiğini belirtiyor.
Dolayısıyla Türkiye'de sertifikasyon sistemi için de acele edilmemeli. Erten'e
göre, zamanla oluşacak yerel know-how sayesinde bu sertifika sistemlerinin
Türkiye versiyonlarının uygulanması mümkün olabilecek. Bunun için bina sahibinin
seçimi ve devletin de katkısı önemli. Erten, "Bu sertifikaların kullanıldığı
ülkelerde hükümetler, vergi ve kredi insiyatifleri gibi teşvikler vererek bu
oluşumun paydaşı oluyor" diyor. Ayrıca Türkiye'ye uygun sertifika sisteminin
gelişmesi için altyapı oluşturmak, kamu ve üniversitelerle ortaklık kurarak
strateji belirlemek ve bir an önce üniversitelerde müfredata eko merkezli eğitim
içerikleri eklenmesine öncülük etmek, ekolojik ürünlerle ilgili yerel
kütüphaneler kurmak gerekiyor.
|