Bugün yazacağım konu esasında Lord Stern’in İstanbul
ziyareti nedeniyle “düşük karbon ekonomisini” tartıştığımız
geçen haftaya daha uygun düşerdi.
Ama araya başka şeyler girince
General Electric Türkiye Genel Müdürü Kürşat Özkan ile sohbet
bugüne kaldı.
General Electric iklim değişikliğinin ekonomiye olumsuz
etkisini en hızlı kavramış olan şirketlerden biri.
2005 yılından beri
Küresel Saydamlık Projesi’ne dahil.
Ve yeni 2005
yılından beri çevreye saygılı teknolojilere odaklanmış olan
“Ecomagination” projesini uyguluyor.
Şimdi yabancı
sözcüklere itiraz eden okurlardan tepki e-postaları geleceğini iyi
biliyorum.
Dolayısıyla Kürşat Özkan ile sohbete başlar başlamaz
“Ecomagination” sözcüğünün türkçesini soruyorum.
“Türkçesi yok böyle
kullanıyoruz” diyor.
Ekonomi ve hayal gücünün yan yana gelmesiyle
türetilmiş bir sözcük bu.
Beş yılda iki kat AR-GE
harcaması
General Electric “Ecomagination”ı hayata geçirmek
için dünya çapında 30 bin bilim insanıyla çalışıyor.
AR-GE merkezlerinde
3 bin bilim insanı var.
Bu merkezler New York, Almanya , Çin ve
Hindistan’da.
Özkan ile buluştuğumuz gün New York AR-GE merkezinden yeni
İstanbul’a gelen İbrahim Gökçen de vardı.
General Electric krize rağmen
CEO’su Jeff İmmelt’in talebi üzerine AR-GE harcamalarına kesintiye
gitmemiş.
Şirket yılda 1,5 milyar doları AR-GE ye harcıyor.
2005
yılında 750 milyon dolar olan rakam beş yılda iki katına ulaşmış.
Peki bu
kadar harcamanın sonucu ne?
İşte bu noktada Özkan’ın şu sözlerinin altına
çizmek gerek.
“Günümüzde çevrecilik artık romantik bir hobi
değil”.
|