br />
Sinan Şahinbaş: “2007 yılındaki üretimimizi bile
yakalayamadık”
Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş ise, krizin hangi noktada olduğunu şu
sözlerle değerlendirdi: “Kriz 2009 yılının birinci yarısında dibe vurdu. Bu dip
önümüzdeki dönemde daha derinleşecek mi bilemiyoruz. Ancak büyüme çok yavaş
olacak, fazla beklentiye kapılmamak lazım. ABD’de ve Avrupa’da çeyrek bazında
büyüme yaşandı. Türkiye ise 2009 yılının Şubat ayında sanayi üretiminde yüzde 24
ile en büyük düşüşü gördük. Daha sonraki aylarda da ciddi bir düşüş kaydedildi.
Aralık ayında ise artı bir rakam bekliyoruz ve bunun sonucunda 2009 yılındaki
toplam küçülmenin yüzde 8 seviyesinde olacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla 2008 ve
2009 yıllarında küçüldük ve 2007 yılındaki üretimimizi bile yakalayamadık.”
2008 yılında yüzde 11’lik bir enflasyon rakamı olduğunu da söyleyen Şahinbaş,
2009 enflasyonunu yüzde 5,7 olarak tahmin ettiklerini belirtti ve ekledi: “Yüzde
6 küçülen bir Türkiye’de enflasyonun daha düşük olmasını bekleyebiliriz. 2010
yılında ise enflasyon artacak. İşsizlik oranı ise yüzde 15’lere çıkacak yani
artacak. Bütün bunlara bakarak büyüme başladı diyebiliriz ancak önümüzdeki
dönemde büyümenin eski krizlerde gördüğümüz hızda olmasını bekleyemeyiz.”
DenizBank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş ise krizde gelinen
aşamayı şöyle değerlendirdi: “Global ekonomi öldü zannettik ama sonra ölmediğini
can çekiştiğini anladık. Bu dönemde gelişmiş ülkelerdeki otoritelerden radikal
destek geldi ve 2,7 trilyon dolar ‘ortaya saçıldı’. Ancak bu paranın nasıl geri
alınacağı bilinmiyor. Yine gelişmiş ekonomilerde iki haneli bütçe açıkları, 3
haneli kamu borcu ve 2 haneli işsizlik rakamları oluştu. Bu çerçevede dünya
merkezi G3’ten G20’ye genişledi ve güçlü ekonomi doğunun lehine değişti.”
Hakan Ateş: “Türkiye’deki reel sektör yeniden
yapılanıyor”
Gelişmiş ülkeler arasındaki dengenin değişmekte olduğunu ve aradaki farkın
hızla kapandığını da sözlerine ekleyen Ateş, Türkiye’nin bu fırsatı iyi
değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi. “Türkiye’de düşük enflasyon, makul
cari açık ve düşük TL faizi gibi hiç alışık olmadığımız bir düzende yaşıyoruz.
Bunun belli bir süre böyle gitmesini bekliyoruz. Ülkemizin kriz sonrasında
büyümeye elverişli bir ortamı var. Reel sektör yeniden yapılanıyor, bankacılık
sektörü güçlü, tüm bunlar ışığında ekonomik büyüme sağlanabilirse Türkiye’nin
reytinginin artacağını düşünüyoruz.”
Ergun Özen: “Amerikan rüyası bitiyor”
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen de konuyla ilgili şunları söyledi:
“İstikrara kavuşmayan bir toparlanma yaşıyoruz. Türkiye’nin ihracatı Eylül
2008’den bu yana ilk defa arttı. Yüzde 4,6’lık bir artış yaşandı. Sanayi
üretiminde daralma yaşanıyor ama bu daralmanın da yavaşladığını görüyoruz.
Bunlar ülkemiz adına olumlu. ABD ise yüzde 3,5’lik bir büyüme sergiledi. Konut
fiyatları da Mayıs ayından bu yana toparlanıyor. Avrupa binde 4 büyüdü. En net
ülke ise Çin. Sanayi üretimi ve perakende satışlarında yüzde 16’lık artışlar
sergiledi. Dünyada yaşanan bu gelişmelerin altında hiç şüphesiz ki canlandırma
paketleri var.”
Kamu açıklarının rekor boyutlara ulaştığını, enflasyon kaygılarının
arttığını, özel sektör riskinin ise önemli ölçüde kamu riskine dönüştüğünü de
sözlerine ekleyen Özen, tüm bunların 2011’de faiz artışına ve yeni vergilere
neden olacağını söyledi. Küresel makro ekonomik dengesizlikler, rezerv para ve
işsizlik gibi temel sorunların hâlâ çözülmediğine de dikkat çeken Ergun Özen,
“Çin daha fazla tüketmek, ABD ise tasarruf etmek ve kişisel borçları azaltmak
zorunda. ABD’liler Amerikan rüyasından uyanmak zorundalar,” dedi.
|