|
in'in başını çektiği gelişmekte olan pazarların sanayileşme iştahı, çelik sektörüne yaradı.
Birleşme ve satınalmalarla ekonomi gündeminden hiç düşmeyen çelik sektörü, Türkiye'de de büyük hareketlilik yaşıyor. Özellikle otomotiv ve emlakta gelen talep patlaması, Türkiye'de demir ve çeliğe talebi tetikliyor. Son 5 yılda Türkiye'de çelik tüketimi 2 kattan fazla artış gösterirken, 2001'de kişi başına 137 kilogram olan çelik tüketimi, 2006'da 300 kilograma yükseldi.
Yassı Çelik İthalat, İhracat ve Sanayicileri Derneği (YİSAD), demir-çelik sektöründe yaşanan sıcak gelişmeleri, konunun uzmanlarını biraraya getirerek geçen hafta masaya yatırdı. Toplantıda Türkiye'nin, yakın gelecekte kâr vaat eden dünya çelik sektöründe söz sahibi olabilmesi için, 23 milyon ton olan üretim kapasitesinde artışa gitmesi gerektiği vurgulandı.
Erdemir eski Genel Müdürü Kerim Dervişoğlu, "Çelik sektörü son yıllarda yüzde 11 -12 civarında büyüme gösterdi. Ama siyasi nedenlerle bu büyüme sürdürülemiyor. Türkiye'nin çelik üretiminin 30 milyon tonlara çıkarılması gerekli. Üretim de yüzde 60'ı yassı ürün, yüzde 40'ını ise uzun ürün şeklinde gerçekleştirilmeli. Çünkü yassı ürünün katma değeri daha fazla. Şu anda yaşanan dengesizlik, yeni yatırımlarla dengeye oturmalı. Zira hem kârlı, hem açık var" dedi.
Büyüme devam edecek
Dervişoğlu, ayrıca Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in oluşturduğu "BRİC ülkeleri"nin dünya çelik üretimini tetiklediğini kaydederek "Sektördeki birleşmeler ve satınalmalar önümüzdeki dönemde de devam edecek. Bu gelişmeler iyi takip edilmeli ve belirli hedefler konularak çalışılmalı. Türkiye'nin özellikle yassı ürünlerdeki açığı ve ekonomide yaşanan büyümeye paralel olarak, çelik sektörüde büyümeye devam edecek" diye konuştu.
Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan ise üretim dengelerinin değiştiğini belirterek "Satın almalar ve birleşmelerle çelik sektörünün oyuncuları yeniden belirleniyor. Türkiye de bu gelişmenin içinde yer alıyor. Kişi başı tüketimin 137 kilogramda 300'e çıkması gelişmişliğin göstergesi. Avrupa ülkelerinde bu oran 350-400 kilogram civarında" dedi.
Çin'de de bazı sıkıntıların başladığını kaydeden Yayan, "Çin bu üretimin finansmanı konusunda sıkıntı çekmeye başladı. O nedenle ihracatta vergi iadesini kaldırdı. Şimdi de ihracat vergisi getirdi. Üretimi ve ihracatı frenliyor. Ayrıca Çin'e çevre konusunda AB'nin baskısı var. ABD de Dünya Ticaret Örgütü'ne başvurdu. Artık daha fazla tehdit olmayacak diye düşünüyorum" diye konuştu.
Çelikte gelecek senaryosu
Çelik sektöründe geleceğe dair şu senaryolar öngörülüyor: Hammadde fiyatlarında sürpriz artışlar olmayacak. Ticaretin akış yönü değişecek; AB ve ABD'nin ihracatı düşecek. Çin'in çelik eşya ihracatı artacak. Çelik şirketlerinin kârlılığı yükselirken, spot fiyatlar değişiklik göstermekle birlikte, fiyatların düşmesi engellenecek. Hurda fiyatları nihai mal fiyatında çok etkili olacak. Üreticiler ise hammadde kaynaklarına yatırım yapacak.
|
