Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi,
yeni sezonu Amerikan çağdaş sanatından bir kesit sunan ‘Octet: School of
Visual Arts’tan Seçme Yapıtlar’ sergisiyle açtı. 1947 yılında kurulan
New York’taki ünlü School of Visual Arts’ın (SVA) Güzel
Sanatlar Bölümü ile birlikte hazırlanan sergi, Amerikan güncel sanatını yakından
gözlemlemek, hakkında fikir edinmek için önemli bir fırsat. Richard
Serra, Sol LeWitt, Louise Bourgeois
gibi dünya sanatına yön vermiş isimlerin de yolunun SVA’dan geçtiğini
düşünürsek, okulun sanat dünyasındaki yerini daha iyi kavrayabiliriz.
‘Octet’ sergisinin kürasyon ekibi, SVA Güzel Sanatlar Bölümü Başkanı
Suzanne Anker ve SVA eski öğrencilerinden, öğretim görevlisi
Peter Hristoff’dan oluşuyor. Andrea Belag, Nancy Chunn,
küratörler Suzanne Anker ve Peter Hristoff, Taney Roniger, sergide yapıtları
sergilenen 66 sanatçıdan birkaçı. Soner Ön ve Elif Uras ise yolları SVA’dan
geçen Türk sanatçılar olarak sergideki yerlerini alıyor.
Küratörler Hristoff ve Anker, bu kapsamlı sergiyi altbaşlıklara ayırarak
çözümlemeyi uygun görmüşler. Sekizli anlamında kullanılan ‘Octet’, sonsuzluk
işaretine ve sergideki sekiz bölüme gönderme yapıyor. Güncel sanat dünyasının
temel meselelerinin çerçevesini belirleyen bu altbaşlıklar; İmge Olarak Sözcük,
Kimlik ve Kimlik Politikaları, Post Pop ve Tabloid, İlişkisel Estetik, Malzeme
Önemlidir, Bedensel ve İlahi, Dünya Oyunları, Anlatı Öncelikleri.
SVA’nın sanatçı yelpazesi
Resim, desen, heykel, yerleştirme, fotoğraf ve dijital sanat ürünlerinden
örnekleri bünyesinde toplayan sergi, kültürler arası farklılık ve benzerlikleri,
politik baskıları, insan hallerini, masalsı varoluş hikâyelerini, çevre
sorunlarını kısacası çağdaş sanat dünyasının nabzını tutma olanağı sunuyor. Bu
projeyi klasik okul sergilerinden ayıran önemli bir özelliği de geçmişte SVA’de
öğrenim görmüş, şu sıra eğitimcilik yapmakta olan ve halen eğitimi süren
öğrencileri bir araya getiriyor olması. Sanatçılar arasında 70’li yaşlarını
süren olgun sanatçılardan, 20’li yaşlarına henüz basmış, sanat yaşamının
başlarında olan genç isimlere kadar geniş bir yaş aralığı var.
Yapıtlar arasında New Jersey doğumlu Daniel John Gadd’in ‘Değişim’ isimli
Barack Obama portresi, Ankara doğumlu Elif Uras’ın İznik çinilerine getirdiği
modern yorumlar, Brooklyn doğumlu Suzanne Anker’ın ‘Kökler ve Gelecekler’ isimli
çalışmaları dikkat çekiyor. Değinmeden geçemeyeceğim bir diğer yapıt da 1977
Pittsburg doğumlu Joshua Allen Harris’in ‘Hava Ayısı ve Yavrusu’ isimli
çalışması. Sanatçının bu yapıtı, ekolojik dengelerin altüst olduğu günümüz
dünyasına mesaj verme kaygısının da ötesinde çığlık çığlığa sesleniş olarak
tanımlanabilir.
Sergiyi gezerken bir yandan da sanatın geçmişi ve bugünü üzerine düşünmeye
başladım. 19. yüzyıla kadar süren Avrupa merkezli sanat anlayışı, dünya
savaşları döneminde Amerika’ya kayan sanat hareketi ve günümüzdeki
merkezsizleşme ya da başka bir deyişle küreselleşen yeni sanat hareketleri...
Sanatın dünyadaki dönüşümlere paralel ilerleyen değişim süreci, hayatı ne denli
içerdiğinin de açık kanıtı. Anker’in sözü de bunu doğrular nitelikte
“Bireyselciliğe, yaratmaya ve kaçınılmaz kadere sarsılmaz bir inanç duymuş
Amerikan sanatı, birbirini izlemeyen unsurların bir toplamıdır.”
‘Octet: School of Visual Arts’tan Seçme Yapıtlar’ sergisi 4 Ekim tarihine
kadar Pera Müzesi’nde görülebilir.
Tel: 0212 334 09 00
|