Sürekli azalan desteğe rağmen büyük riskler alan araştırmacılar, insanlığın
karşılaştığı en acil ve en yaygın biçimde tartışılan sorunlardan birine cevap
bulmak için yarışıyor: Dünyadaki buzlar ne hızda eriyecek? Bilim insanları uzun
süre boyunca, Grönland ve Antarktika'daki devasa buz örtüsünün erimesinin
binlerce yıl alacağını ve bu yüzyılda deniz seviyesindeki yükselmenin, neredeyse
20'nci yüzyıldakine eşit şekilde 18 santim olacağını düşündü. Ancak yakın
zamanda hem Grönland hem de Antarktika'da büyük değişimler gözlemleyen
araştırmacılar şaşkınlığa uğradı. Bu değişimleri dikkate alan son hesaplamalara
bakan birçok bilim insanı, deniz seviyesinin 2100'e kadar muhtemelen bir metre
yükseleceğini söylüyor. Bu artış, dünyanın her yerindeki kıyı bölgelerini tehdit
edecek. Hesaplamalara göre, artış 1,8 metreyi bile geçebilir. Bu durumda ABD
kıyılarında binlerce hektar alan su altında kalabilir, Asya'da on milyonlarca
insan göç edebilir. Araştırmacılar bir metrelik yükselişin bile, çoğu ülkedeki
alçak alanları su altında bırakarak bazı bölgeleri yaşanmaz hale getireceğini
söylüyor. Böylece şu anda yüzyılda bir veya iki kez meydana gelen türden kıyı
taşkınları, birkaç yılda bir yaşanacak. Kumsallarda, kıyıya yakın adalarda ve
bataklıklardaki erozyon daha da hızlanacak. Temiz su kaynaklarına tuzlu su
karışacak. Aralarında Londra, Kahire, Bangkok, Venedik ve Şanghay'ın da olduğu
büyük şehirler ciddi tehlike altına girecek. ABD'de Doğu Sahili ile Meksika
Körfezi sahilinin bazı kısımları büyük zarar görecek. New York'ta kıyı
taşkınları sıradan hale gelecek.
Bir metrelik yükseliş tahmininin yanlış olabileceğini kolayca kabul eden
iklim bilimcilerin yaşanan değişimler konusundaki bilgisi hâlâ yetersiz. Ancak
bu tahminin az bile olabileceğini belirtiyorlar. Deniz seviyesi konusunda önde
gelen uzmanlardan John A. Church, "Bence kıyı kentlerimizi nasıl koruyacağımızı
bir an önce düşünmeye başlamalıyız. Her yeri koruma lüksümüz yok. Bazı bölgeleri
terk etmek zorunda kalacağız" diyor. Deniz seviyesindeki yükselme, küresel
ısınma tartışmalarının en ateşli konularından birisi. Bir tahmine göre tehdit o
kadar büyük ki, deniz seviyesi bu yüzyılda 4,6 metre yükselebilir. Küresel
ısınmaya kuşkuyla yaklaşanlar buz örtüsündeki her tür değişimin insan kaynaklı
sera gazı salınımlarından değil, muhtemelen doğal iklim değişikliğinden
kaynaklandığını iddia ediyor. İklim bilimcilerin büyük bir çoğunluğuna göre,
ısıyı tutan gazların bu süreçte rol oynadığı neredeyse kesin. Bilim insanları
ayrıca salınımları sınırlamaya yönelik politikaların yokluğunun, buzlarda bu
yüzyılın sonuna gelmeden önce geri döndürülemez bir erime riskini artırdığını
söylüyor. Deniz seviyesindeki bir metrelik yükseliş bu tehdidin yanında solda
sıfır kalıyor. Küresel ısınmanın muhtemelen en önemli etkisi, deniz
seviyesindeki artış olacak. Buna rağmen, gelişmiş ülkelerden hiçbirisi
buzullardaki değişimin anlaşılmasını stratejik bir ulusal öncelik olarak
görmüyor. Bunun sonucunda, araştırmacılar temel bilgilerden yoksun kalıyor ve
eksik bilgiler bilim insanlarının durumun ciddiyetini tam olarak kavramasını
imkânsız kılıyor. Maine Üniversitesi'nden George Hamilton, "Son beş yılda
Grönland'da gördüğüm şeyler korkutucu. Buz örtüsünün, kelimenin gerçek anlamıyla
bir gecede değiştiğini görüyoruz" diyor.
Buzdağları arasında Helikopter pilotu Morgan
Goransson, yaz sonunda bir gün Grönland'ın güneydoğusunda suya doğru alçaldı.
Helikopterden sarkan araştırmacılar, yüzen buz kütlelerinin arasına bir ölçüm
cihazı indirdi. Sermilik Fiyordu'nun dondurucu suları sadece dokuz metre
aşağıdaydı ve helikopter herhangi bir mekanik arızada suyun dibini boylayacak
haldeydi. Goransson, "Çok tehlikeliydi" diyor. Buz tabakası yakınlarındaki suyun
ısısını ölçmek, Grönland'da olanları anlamak açısından çok önemli. Ancak bu iş
karmaşık ve tehlikeli. Massachusetts'teki Woods Hole Oşinografi Enstitüsü'nden
Fiammetta Straneo ve Hamilton, federal kuruluş Ulusal Bilim Vakfı'nın
desteklediği büyük bir ekibin üyeleri. Araştırmacılar helikopterin kapısını
aralayıp ölçüm amacıyla buzlu fiyortların üzerine eğilmekle kalmıyor, ayrıca
küçük botlara binip buzdağlarından kaçınarak aralarında büyük binaları yutacak
kadar geniş uçurumların olduğu buzulların üzerinde yürüyor. Araştırmacılar
birkaç hafta önce fiyordun tabanındaki ölçümde, ısının 4 santigrat olduğunu
gördü. Bu, orada ölçtükleri en yüksek değerdi. Rakam daha geniş bir modele
uyuyordu. Çok daha güneyden gelen daha sıcak sular, Grönland'ın fiyortlarına
doluyor. Araştırmacılar buzları alttan eriten bu suların, buzulların tabanla ve
yakındaki kayalarla bağlantısını zayıflattığını düşünüyor. Bu durumda buzullar
daha hızlı hareket ediyor ve okyanusa daha fazla buz dağılıyor. Son on yılda
Grönland'ın en büyük buzullarının akış hızı iki veya üç kat arttı. Uydu ve
benzeri ölçümler Grönland'da 1990'larda, her yıl ne kadar buz denize karışıyorsa
eşit miktarda buzun kar yoluyla oluştuğunu gösteriyordu. Ancak o zamandan beri
fiyortları daha sıcak sular doldurdu ve Grönland'daki hava sıcaklıkları önemli
ölçüde arttı. Genel buzul kaybının hızlandığı anlaşılıyor. Bu büyük adada
küresel deniz seviyesini 6 metreden çok yükseltecek kadar buz olduğu
düşünülürse, bu kaygı verici bir işaret.
|