b>2004 yılını beklentilerin iki katı bir oranla yüzde 9,9 büyüyerek tamamlayan Türkiye ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde yıllık yüzde 5 hedefini tutturacak bir performans gösterdi.
Geçen yılın aynı döneminde ekonomi, yüzde 13,9 oranında büyümüştü. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün açıkladığı Ocak-Mart 2005 dönemine ait verilere göre, Gayri Safi Milli Hasıla yüzde 5,3'lük artış gösterirken uzun zamandır normal bir seyir izleyen inşaatta yüzde 16,5 ile patlama yaşandı. Geçen yılın rekor milli gelir büyüme oranına paralel olarak yüzde 12,7 ile yüksek bir büyüme hızına ulaşan inşaat sektörü, ondan önceki 16 çeyrek dönem boyunca daralma göstermişti. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'daki büyüme oranı ise yüzde 4,8 olarak gerçekleşti. Buna göre cari fiyatlarla dolar bazında yurtiçi hasıla 93 milyar 79,6 milyon Yeni Türk Lirası olurken, GSMH 70,2 milyar dolar olarak hesaplandı.
Büyüme rakamlarını değerlendiren ekonomistler, Türkiye'nin ekonomik kriz ve kriz sonrası çok yüksek büyüme dönemlerini geride bıraktığını ifade ederek, çok yüksek ve çok düşük büyüme rakamları yerine belli bir seviyede istikrarlı büyümenin tercih edileceğini kaydetti. West LB ekonomisti Şevin Ekinci, önemli olanın istikrarı yakalamak olduğunu belirterek, “Çok yüksek bir büyüme veya çok düşük rakamları görmektense yüzde 6-8 arasında sürekli bir büyümeyi her ekonomist, her devlet adamı kabul eder.” dedi ve gelecek yıllarda bu istikrarın gerçekleşmesini beklediğini vurguladı. “Artık krizden ve kriz sonrası dönemden yavaş yavaş çıkmış bulunuyoruz. Büyüme trendinin devam etmesi Türkiye için olumlu.” ifadelerini kullanan Ekinci'ye göre, hükümetin yıl sonu için belirlediği yüzde 5'lik hedef geçilebilir. Finans Yatırım ekonomisti Volkan Kurt da, ilk çeyrek büyüme rakamlarının 2002'den itibaren yaşanan çok hızlı büyüme sürecinin sonuna gelindiğini gösterdiğini ve son üç yıl içinde hızlı büyümenin kaynağı olan kapasite kullanımı ve verimliliği hızla artırma imkanının da artık sona erdiğini söyledi. “İlk çeyrek sonuçları, Türkiye'nin çok uzun vadeli büyüme potansiyelinin çok abartılmaması gerektiğini gösteriyor, örneğin yüzde 6 çok iddialı geliyor, onun daha altında yüzde 4,5-5'te olduğunu gösteriyor belki.” diyen Kurt, rakamların yıl sonu hedefi olan yüzde 5'in de hafif altında kalınabileceği sinyalleri verdiğini savundu. Kurt ayrıca, “İnşaatın çok ciddi bir katkısının devam etmesi beklenmeli.” diyerek bu sektörde hareketlenme ve yavaşlamanın orta vadede devam ettiğini ve kısa vadede eğilimlerin değişmediğini hatırlattı.
STFA İnşaat Genel Müdürü Ali Irvalı ise kamu yatırımlarının yanı sıra Türk şirketlerinin yurtdışında aldıkları işlerin de büyümede etkili olduğuna dikkat çekti. Özellikle son dönemde Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya'da önemli inşaat-taahhüt işlerine girildiğini aktaran Irvalı, yurtiçi piyasadaki gelişmelerin ise yeterince iç açıcı olmadığını söyledi. Şu an talepten çok daha fazla arz bulunduğunu, bunun da sonraki dönemlerde yeniden bir daralmanın habercisi olabileceğini savunan Irvalı ayrıca, önemli derecede düşen konut faizleri ile mortgage beklentisinin inşaat sektörünün büyüme performası üzerinde önemli bir etkisi olmadığını kaydetti. Yurtdışına açılan ve finansal yapıları güçlü olan şirketlerin gelecek dönemlerde de çarklarını rahatlıkla çevireceğini söyleyen Irvalı, sadece yurtiçine bağlı çalışan firmaların zorlanacağını dile getirdi.
|