BR>
İki ayda
büyük onarım yapamazsınız
Bakan Çelik, yapılan ihalelerin zaman zaman 3 ayda sonuçlandığını, demokratik
işleyişin yavaş, ancak sağlam olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Rekabeti ve kamu kaynaklarını gözetecekseniz işleyiş
yavaşlıyor. Zaten okullar 2 ay tatil. İki ayda büyük onarım yapamazsınız.
Okullar açıldığı zaman iskeleyi çekiyor basın mensubu, ’felaket, skandal, Milli
Eğitim Bakanlığı, valilik uyuyor mu?’ Yapmayın böyle şeyler, bu doğru bir
yaklaşım değildir. Bazı medya kuruluşlarının tahrik etmesiyle veliler sokağa
dökülüyor, okulu niye yıktınız?"
Çelik, depreme
karşı tavırlarının, tıpkı sağlık teşkilatının koruyucu hekimlik anlayışıyla
sürmesi gerektiğini belirterek, "Salgın hastalık çıktıktan sonra salgının
ortadan kaldırılması, salgına karşı alınacak önlemlerin maliyetinden milyonlarca
kez daha fazladır" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik, deprem olup bittikten sonra "ah, vah" etmenin çok anlamı
olmadığını da ifade ederek, "(Eğer şunu yapsaydık, şöyle olurdu. Meğerse şu
şöyleymiş) demenin de faydası yoktur. Türkçemizde güzel bir söz var, "Eğer ve
meğeri evlendirmişler, keşke adında çocukları olmuş’, keşke dememek için
eğerleri, meğerleri şimdiden ayarlamamız lazım" dedi.
Atalay: Rahmetle
anıyoruz
İçişleri Bakanı
Beşir Atalay, Marmara Depremi’nde yaşanan acıların çok şey öğrettiğini söyledi.
Atalay, İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezinde düzenlenen toplantıda yaptığı
konuşmada, 1999 yılında yaşanan 2 büyük depremde hayatını kaybeden binlerce
vatandaşı bu vesileyle rahmetle andığını söyledi. Atalay, "O dönemde yaşanan
acılar halen içimizde. Tabi ki o acılar bize çok şey öğretti. Millet ve devlet
olarak almamız gereken çok büyük dersler olduğunu, çok büyük ihmallerimizin
olduğunu, yapmamız gereken çok şey olduğunu ve yapmadığımızı o zaman görmüş
olduk" dedi.
Devletin o dönemde adeta aciz
kaldığını, olaylara ulaşılamadığını, hatta iletişim bile kurulamadığını
hatırlatan Atalay, vatandaşların olağanüstü duyarlılık ve fedakarlık
gösterdiğini kaydetti. Atalay, özellikle planlı kentleşme, yapılaşma ve sivil
savunma alanında yapılması gereken çok şeyin olduğunun farkına varıldığını dile
getirerek, "Şunu hep biliyoruz ülkemizin konumu bu risklere açık. Sadece deprem
değil, sel, çığ gibi doğal afetlere açık. Bizim bu konuda daha fazla tedbirler
almamız, hazırlıklı olmamız gerekiyor" diye konuştu.
Hükümet olarak bu konuda çok duyarlı olduklarını ifade eden
Atalay, gerekli yasal düzenlemelerin, araştırmaların, merkezlerin ve gerekli
bütçelerin hazırlanmasında çalışmaların devam ettiğini kaydetti. Atalay, "Özellikle
Başbakanımızın bu konuda çok özel bir duyarlılığı var. Bir İstanbullu olduğu
için belki ama bir başbakan olarak bu sorumluluğu en fazla duyan kişi" dedi.
-Sivil savunma
teşkilatı- Atalay, Marmara Depremi’nin
yaşandığı dönem ile günümüzü kıyasladığında, o dönem çok yetersiz kalan sivil
savunma teşkilatının durumunun bugün çok farklı olduğuna işaret etti.
Sivil savunma teşkilatını olaylara anında müdahale, araç
gereç ve uzman kadrosu açısından çok güçlendirdiklerini vurgulayan Atalay,
"Bugün nerede olay olsa, sivil savunma teşkilatı anında oraya ulaşabilir, çünkü
illerde örgütlenmemiz var" diye konuştu.
Atalay,
teşkilatın sadece depremle ilgili değil, orman yangını, trafik kazaları, sel ve
suda boğulma gibi diğer durumlarda da çok önemli olduğunu, sivil savunma
teşkilatının devletin adeta olay yerine hızlı ulaşan etkin ve şefkatli eli gibi
olduğunu vurguladı. Atalay, sözlerine şöyle devam etti:
"Afet öncesi hazırlıkların yapılması yönünde Türkiye’de
ciddi bir bilinçlenme ve farkındalık oluşmuştur. Bütün yerel yönetimlerimizin bu
konuda ciddi çalışmaları var. Sivil toplum kuruluşlarının risk durumlarına karşı
ciddi hazırlıkları var. Üniversitelerimizde bu konuda ciddi araştırma bölümleri
kuruldu. Depreme hazırlık konusunda hemen hemen yatırımcı bütün kuruluşların
hassasiyeti vardır."
-"Hassasiyet var"-
"Hükümet ve bakanlık olarak olaya
çabuk müdahale etme konusunda hassasiyet gösterdik" diyen Atalay, olaya hangi
kurumun ne kadar sürede müdahale ettiğini dakikalandırdıklarını, hangi
yardımların en önce yapıldığını, sıralamanın yeterince yerine gelmesi için
yapılacakları gözden geçirerek bu konuda ciddi çalışmalar yürüttüklerini
bildirdi.
Atalay, "Beni sevindiren bir husus da
üniversitelerimizin ve hocalarımızın katkısıyla bilinçlenmenin vatandaşlarımızda
da olması. Sivil yapılarda herkes bu hassasiyeti daha fazla duymaya başladı"
diye konuştu. Afet durumlarında koordinasyonun çok önemli olduğunu vurgulayan
Atalay, bu koordinasyonun sağlanması için bir çalışma yaptıklarını kaydetti.
Atalay, "Başbakanlık bünyesindeki acil durumlarla ilgili birim ile İçişleri
Bakanlığına bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Bayındırlık ve İskan
Bakanlığına bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü bir çatı altında toplanacak.
Bunların hepsini birleştirip ’Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi’ diye yeni
bir kuruluşun oluşturulmasına karar verildi" dedi.
Konuya ilişkin yasa
tasarısının Meclis’te olduğunu, genel kurula yasama yılı başında sunulacağını
ifade eden Atalay, amacın "koordinasyonu daha iyi sağlamak", "bütün birimlerin
daha hızlı toparlanması" ve" daha hızlı müdahale edilebilme olduğunu" söyledi.
İstanbul’da yerel yönetimlerin hükümetin de desteği ile daha etkili
çalışmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Atalay, "Özellikle İstanbul ve
bölgesinde çalışmaların daha koordine yürümesi için elimizden gelen desteği
vereceğiz, veriyoruz" diye konuştu.
|