Oya Eczacıbaşı, İstanbul Modern'in kurucusu
ve 5 yıldır da yöneticisi. Adı hep 'Türkiye'nin en güçlü kadınlarından biri'
olarak geçiyor. Ama o, böyle anılmaktan hoşlanmıyor. "Gülüyorum bu tespitlere.
Güçlü bir kadın olmak gibi bir derdim yok." diyor. Vaktinin çoğunu İstanbul
Modern'de geçiren Eczacıbaşı, hafta sonlarını galeri gezerek değerlendiriyor.
İsminiz son beş yılda hep İstanbul Modern'le birlikte anılıyor.
İstanbul Modern sizin için ne anlam ifade ediyor?
İstanbul Modern, yıllardır özlemi çekilen, Cumhuriyet tarihinin başından
itibaren konuşulan modern ve çağdaş sanat müzesini gerçekleştirmek amacıyla
kuruldu ve büyük bir beklentiye yanıt verdi. Çoktan olması gereken bir müzeyi
2004 yılında gerçekleştirmiş olduk. Plastik sanatlar geleneğimiz, çok iyi
saklanmış bir sırdı. Şimdi kapalı kapılar ardından ortaya çıktı. Müzemizde
ziyaretçiler sadece Türkiye'nin geçmişini değil, bugününü ve geleceğini de görme
olanağını elde ediyorlar.
Müze denince hep geçmiş akla gelir oysa. Siz gelecekten söz
ediyorsunuz.
Topkapı Sarayı, Arkeoloji, Etnografya müzeleri... Bu gurur duyduğumuz
müzelerde, çok güzel eserler teşhir ediliyor. Geçmişi yaklaşık üç bin yıl
öncesine giden, eşsiz coğrafyası, benzersiz tarihi, Doğu ile Batı'nın yalnızca
geçmişinin değil, geleceğinin de kesişme noktası olan bir kentte geçmişimizi çok
güzel bir biçimde sergiliyoruz. Fakat ülkemizin bugünü ve geleceği dediğimiz
zaman, modern ve çağdaş sanat alanlarında çok nitelikli sanatçılarımızı, ne
yazık ki yeterince tanımıyoruz. Bu sanatçılarımızın bazıları ülkemizin dışında
Avrupa ve Amerika'da daha çok biliniyorlar. Topkapı Sarayı, Arkeoloji Müzesi
gibi müzelerde tarihî ve kültürel mirasımız sergilenirken, modern ve çağdaş
sanatçıların ortaya koyduğu eserler de bize geleceğin Türkiye'si ile ilgili
ipuçları veriyor. Hep geçmişimizle değil, geleceğimizle de övünebileceğimizi
düşünüyorum. Bu inançla kurulan İstanbul Modern, İstanbul'un uluslararası kültür
metropollerinden biri olarak benimsenmesine katkıda bulunmayı sürdürüyor.
Hangi hedeflerle yola çıkmıştınız?
Bizim için ilk aşama, eserleri bir çatı altında toplayıp, korumaktı. İkinci
aşama ise değişik sergiler yaparak depolarda duran eserleri mümkün olduğu kadar
gün ışığına çıkartmak ve uluslararası yapıtları İstanbul'a getirip sergilemekti.
Son aşamada ise müzemizden yurt dışına sergi göndermeye başladık. Uluslararası
müzeler ve koleksiyonlarla işbirliği gerçekleştirdik. Hedeflerimizden biri
de,Türk sanatçısını tanıtabilmek, geçmişle geleceği, yerelle evrenseli
buluşturmak. Türk sanatçılarla farklı ülkelerin sanatçılarını karma sergilerde
bir araya getiriyoruz. Türk sanatçısının da hak ettiği yeri almasını istiyoruz.
İstanbul Modern, beş yıl boyunca uluslararası kimliğimizi yansıtan farklı
sergilerini Viyana, Londra, Atina, Seul, Berlin gibi kentlere taşıdı. Görsel
sanatlar alanımızdaki zenginliğimiz yurt dışında da görülmüş oldu.
Yılda kaç kişi ziyaret ediyor müzeyi?
İstanbul Modern'de yılda 500 bin ziyaretçiyi ağırlıyoruz. Beş yıllık sürede
2,5 milyon ziyaretçi sayısına ulaşıldı. Bu rakamlar bizim için mutluluk verici.
Yabancıların ilgisi nasıl?
Açıldığı günden bu yana İstanbul Modern, dış basında "İstanbul'un yeni ve
modern kimliğinin önemli bir yansıması" ve "Türkiye'nin değişen yüzü" olarak
nitelendirildi. Henüz Atina'da bir çağdaş müze yok. Belki bu nedenle bu kadar
ilgi çekti ve ilgi her yıl artıyor. Dış basının ilgisi sayesinde hem ülkemiz
tanıtıldı hem de Türk insanının modern sanatla iç içe olduğu yansıtıldı. Yabancı
ziyaretçilerimiz de açıldığımızdan bu yana yoğun ilgi gösteriyor. Hem turistler
hem de ülkemizde yaşayan yabancılar için ziyaret edilmesi gereken yerlerin
başında geliyor müzemiz.
Bir ziyaretçi profili var mı?
Yaptığımız araştırmalarda İstanbul Modern'in daha çok gençlere ve kadınlara
hitap ettiğini görüyoruz. Yine müzemizi sürekli ziyaret edenlerin sayısı
artıyor. Müze ziyaretini bir alışkanlığa dönüştürme çabamız da bir karşılık
bulmuş oluyor.
İstanbul Modern halka inmeyi başarabildi mi?
İstanbul Modern, gündelik yaşamla kültürün buluştuğu çok boyutlu bir müze
oldu. Sonuçta ailenin her bireyine yönelik, çeşitli zevklere, kültürlere,
değişik ilgi alanlarına hitap edebilecek çok yönlü bir mekan haline getirdik.
Perşembe gününü ücretsiz halk günü ilan ettik. 320 bin çocuğumuz ve gencimiz,
müzemizin eğitim bölümünün çeşitli etkinliklerinden yararlandı.
|