Bir Kolokyumun Düşündürdükleri
11 Ağustos 2008 Pazartesi günü 14.00-16.00 saatleri arasında İMP (İstanbul Metropoliten Planlama)’nin Tepebaşı’ndaki binasının konferans salonunda bir “kolokyum” gerçekleştirildi. Ben, aşağıdaki düşünce ve görüşlerimin jüri üyesi hiçbir meslektaşımı bağlamadığını ve bu yazının ereğinin de polemik yaratmak olmadığını vurgulamak istiyorum. Ancak
11 Ağustos 2008 Pazartesi günü 14.00-16.00 saatleri arasında İMP (İstanbul Metropoliten Planlama)’nin Tepebaşı’ndaki binasının konferans salonunda bir “kolokyum” gerçekleştirildi. Amacı, 7 Temmuz 2008’de sonuçlanan “İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Tiyatroları Beyoğlu Sahnesi Mimari Proje Yarışması” ile ilgili olarak yarışmacı ve katılımcılarla proje jürisinin bir araya gelerek karşılıklı görüşmeleri idi. Nitekim de öyle oldu. Adı geçen jürinin başkanı olarak bendeniz dâhil (yurtdışında bulunduğu için katılamayan bir jüri üyesi dışında) tüm jüri üyeleri hazır bulundu. İdarenin alışılagelmiş uygulama ve kararı uyarınca kolokyum yönetimi jüri dışından – danışman üyelerden de olabileceği belirtilerek-salondan uygun görülen bir kişiye verildi. Söz konusu kişi jürimizin danışman üyesi İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Sayın Orhan Alkaya oldu. Ben, aşağıdaki düşünce ve görüşlerimin jüri üyesi hiçbir meslektaşımı bağlamadığını ve bu yazının ereğinin de polemik yaratmak olmadığını vurgulamak istiyorum. Ancak hemen belirtmeliyim ki yarım yüzyılı aşan meslek yaşamımın en hazin toplantısına tanık olmanın üzüntüsünü hep taşıyacağım. Nedenlerine gelince… - Eleştiri, etimolojik tanımı gereği “öznel” değil “nesnel”, “olumlu
yada olumsuz” görüşler içeren ama asla “yıkıcı” olmayan, genel geçerli
“toplumsal ahlak ve terbiye” kurallarına uygun olarak gerçekleştirilmesi
beklenen bir entelektüel edimdir. 1. yerleşim 2. yaklaşım 3. fonksiyon 4. mimaride özgünlük 5.teknik özellikler olmak üzere (5) temel kriter (kuşkusuz her kriterin ayrıntılı alt açınımı da bulunmaktadır.) çerçevesinde çalışmıştır. Bu kısa açıklamalardan sonra kolokyumun soru-cevap, eleştiri ve tartışma ortamının nesnel bir betimlemesini yapmaya çalışacağım. Öncelikle salonun teknik açıdan böylesi bir toplantı için yeterince olumlu düzenlenmediği söylenebilir. Başta salondaki konuşmacılara mikrofon iletme gibi basit bir kolaylığın (sorumlu birkaç eleman gibi) sağlanamamış olmasını ve katılanların oturma düzeninin (en azından yarışmacılara ön sıralarda yer vererek görüşmelerde kolaylık sağlamak gibi basit bir önlemin alınmayışının) tatminkâr olmadığını belirtmek isterim. Yarışmacı ve katılımcıların çoğunluğunun dile getirdiği birkaç hususa da katıldığımı söylemeliyim. - Mimari proje kapsamında istenen teknik raporların çok ağır bir yük
oluşturduğu gibi(statik-akustik-peyzaj vb) teknik konulardaki danışmanların
projenin asal müellifi ile herhangi bir anlaşmazlık durumunda “hak sahibi”
olarak ciddi hukuki sorun yaratabileceği hususundaki görüşler Kısacası bu ve bunlara benzer makul eleştirilere sanırım jüri üyesi arkadaşlarım da olumlu bakmışlardır. Demagojik savunma yerine, yakın geçmişte İBŞB’ce gerçekleştirilmiş proje yarışmalarında uygulanan “format”ın rolü olduğunu söylemekle yetineceğim.
|