Bergama’da Mutlu Son Var mı?

Danıştay Bergama’da bulunan Ovacık Altın Madeni için bir kez daha ‘dur’ dedi. 2004 yılında kapalı olan madenin ‘Çevresel Durum Değerlendirme Raporu’ ile yeniden açılmasına yönelik işlemin yürütmesini durdurdu. Danıştay Bergama’da bulunan Ovacık Altın Madeni için bir kez daha ‘dur’ dedi. 2004 yılında kapalı olan madenin ‘Çevresel Durum Değerlendirme Raporu’ ile yeniden açılmasına yönelik işlemin yürütmesini durdurdu. Hukukçular Danıştay’ın bu karar ile dayanaksız kalan madenin en geç 29 Ocak 2009 tarihine kadar kapatılması gerektiğini dile getirirken, ‘yargı kararlarının arkasından dolanmak’ diye tanımladıkları yeni bir durumla karşılaşma endişelerini de dile getirdiler.

Konuyla ilgili Konak eski Sümerbank önünde ‘Elele Hareketi’ bir basın açıklaması yaparken, açıklamaya aralarında TTB, İzmir Barosu, TMMOB-İKK, ÇYD, EGEÇEP gibi kurumlardan çok sayıda temsilcinin yanı sıra aynı yerde basın açıklaması yapmak için bekleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi Kürşat ve Vira taşeron işçileri de destek verdi.

Madenin dayanağı kalmadı

Bergama’da altın madeni işletilmesine karşı idari işlemlerin mahkemeler tarafından defalarca iptal edildiğini hatırlatan Arif Ali Cangı, “Altın madeni ile ilgili tartışmaların 13 Mayıs 1997 yılındaki Danıştay kararı ile bitmesi gerekiyordu. O kararda; ‘siyanür liçi yöntemi ile altın madenciliğinde kamu yararı’ olmadığının altı çizilerek tartışma sona erdiriliyordu. Ancak, bu mahkeme kararı Bakanlar Kurulu’nun gizli bir kararı ile aşıldı. Bu Bakanlar Kurulu kararının Danıştay’ca iptali sonrası 19 Ağustos 2004 yılında mühürlenen madene mühürlendikten sadece 8 gün sonra yeni bir ÇED izni verildi” dedi.

Dönemin ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın ricası ile diğer izinleri tamamlanan madenin 20 Mayıs 2005 yılında tekrar çalışmaya başladığını belirten Cangı, “İşte Danıştay’ın son kararı madene verilen bu ÇED izni ile ilgilidir” dedi. Kararın, 13 Mayıs 1997 yılından bu yana Bergama altın madeni ile ilgili tüm faaliyetlerin hukuka aykırı olduğunu ortaya koyduğunu belirten Cangı, “Madenin faaliyetlerine olanak sağlayan tüm işlemlerin dayanağı çökmüştür. Yani madenin en geç 29 Ocak 2009 da kapatılması gerekmektedir” diye konuştu.

Arkaya dolanma çabaları

Bu karara karşı sanki hiçbir mahkeme kararı verilmemiş gibi şirketin 14 Ocak Çarşamba günü yeni bir ÇED toplantısı yapacağını duyurduğunu aktaran Cangı, bunu yargı kararının ardından dolanma çabası olarak yorumladı. Cangı, “Bundan sonraki süreçte madenin yeniden açılması çabasına izin veren kamu görevlileri de aynı şekilde sorumlu olacaktır. Bu kez Bergama’nın aşılmasına, hukukun aşılmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

Basın açıklamasında söz alan İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukatlarından Fatih Murat Ülkü, son yargı kararı ile şirketin ve iktidarın da gerçeği kabul etmesi gerektiğine vurgu yaptı. TMMOB-İKK sözcüsü Ferdan Çiftçi de “Umarız bu karar uygulanır ve maden kapanır” derken, TTB Merkez Konseyi üyesi Zeki Gül ise Bergama sürecinin insanın sağlıklı yaşam hakkı konusundaki önemine değindi.

Bergama köylülerinin avukatı Senih Özay ise Bergama ile ilgili 73. davanın da kazanıldığını kaydederek, kararın uygulanması için tüm kurum ve kişilerin daha fazla çaba göstermesi gerektiğine işaret etti. Basın açıklamasının ardından katılımcılar Kürşat Vira işçilerinin eylemine destek veriler.