br />
Ellerde gülle gelip “geri dönün” demek yetmez
Hacer Fargo / Roman Çalıştayı Üyesi
- Selendi’de yaşanan olayların topluma yansıması nasıl
oldu?
- Selendi bir provokasyondu. Sonrasındaysa insanların içindeki önyargı açığa
çıktı. Olaya eğilip şiddet ve ayrımcılık konusunda bir çalışma yapmak gerekiyor.
Selendi’deki problem, olayı provoke edenlerin yargı önüne çıkmaması. Bu olay
Romanların vicdanına tabii ki yara verdi. Selendi’de mağdur olan arkadaşlardan
birinin anlattıkları tüyler ürpertici. Beş aylık bebeğiyle birlikte linç
edilmekten kurtulmak için dışarıda saklanmış. Bebeğin ayakları sabaha kadar buz
tutmuş. Bu olayın üzerine Türkiye’deki her anne kendini bu örneğin içinde
düşünsün lütfen. Selendi’deki insanların acil ihtiyaçları var. Prefabrik evler
acilen yapılmalı. Olay sırasında dili tutulan birçok çocuk var. Onlara da
psikolojik destek sağlanması gerekiyor. Sosyal faaliyetler, iş imkânı ve maddi
yardımlar için de çalışmalar yapılması lazım. Ellerde gülle gidip “hadi geri
dönün” demekle bu iş olmaz. CHP Milletvekili Ahmet Ersin geçen hafta Cumhuriyet
Gazetesi’ne verdiği demeçte “zaten oradakiler tefeci ya da mafya” demiş. Bu
sözler de bütün Romanları inciltti.
Çocuklar geceleri bağırarak uyanıyor
Erdoğan Şener / Akhisar Çağdaş Romanlar Derneği Başkanı
- Selendi’de yaşanan olayları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bildiğiniz gibi çok vahim olaylar. Romanlara karşı adaletsizlik ve
kanunsuzluk işlenmiştir. Yaşamlarını çadırlarda son derece zor şartlarda yaşayan
18 kişi halkın üstünde nasıl baskı kurabiliyormuş anlamıyorum. Bu olayda yer
alanlar Selendi’nin tarihini lekelemişlerdir. Olay medyaya yansıdıktan sonra
yapılan çağrılar suçluluk psikolojisi sonucu. Olay günü hoparlörden anonsla
halkı galeyana getiren belediye başkanı ertesi gün kucağında oyuncaklarla alay
edercesine çocukların karşısına çıkmış.
- Şu anda Salihli’ye yerleşen Romanlar geri dönüş konusuna nasıl
bakıyor?
Orada bir geçmişleri var, o yüzden ayrılmak istemiyorlar. Ancak orada artık
can güvenlikleri yok. Bundan sonraki sosyal ve ticari hayatın sağlıklı
olamayacağını düşünerek geri dönmek istemiyorlar. Olay gecesi bir aile evde
çocuklarıyla televizyon izliyor. Birden “Çingenelere ölüm” diye bağırarak gelen
kalabalığın sesini duyuyorlar. Aniden elektikler kesiliyor. Anne iki yavrusunu
kanepenin altına sokuyor. Olayların etkisiyle 11 yaşındaki çocuk havale
geçiriyor. Sonradan polisler havaya ateş ederek kurtarmaya gelmişler. Önce
göstericiler sanarak ses vermiyorlar. Sonradan baba emekleyerek camın önüne
gidiyor ve “biz buradayız” diye feryat ediyor. Polisler aileyi hastaneye
götürüyor. Ancak kalabalık tarafından hastaneye sokulmuyorlar. Vali geldikten
sonra baba kucağında havale geçiren yavrusuyla “ne olur yardım edin” diyor. Vali
de onları polis eskortuyla Salihli’ye gönderiyor. Şunu söylemek istiyorum,
çocuklar hâlâ geceleri bağırarak uyanıyor. Olayların etkisiyle travma yaşayan
yetişkinlerin sayısı da bir hayli fazla.
|