br >
Avrupa Ödülü nedir?
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu, “Söz konusu ödül,
asla kent yönetimi ve kentsel yaşam kalitesinin yükseldiğinin bir göstergesi
değildir. İstanbul 1959’da, Bursa 1991’de Avrupa Ödülü’nü almış kentlerimizdir”
açıklamasını yaptı. Açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
“Avrupa Ödülü Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından Avrupa
kimliğine ve Avrupa’nın dünya ile ilişkilerinin gelişmesine yapılan katkılardan
dolayı verilen bir ödüldür. Avrupa Ödülü’nden önce Onur Plakası ve Onur Bayrağı
ödülleri verilmektedir. Bu ödüller, kent yönetimi ve kentsel yaşam kalitesinin
bir göstergesi değildir. Ayrıca bu ödül Avrupa’nın önde gelen kentlerine değil,
çoğunlukla Avrupa idealine hizmet çerçevesinde öne çıkması istenen, son
zamanlarda da eski Doğu bloku ülkelerine Avrupa ile bütünleşmelerini sağlamak
üzere teşvik amacıyla verilmektedir. Nitekim 1955’ten bu yana bu ödülün
verildiği kentler incelendiğinde Türkiye’den İstanbul ve Bursa’nın bu ödülü çok
daha önce aldığı, ödülü alan Avrupa kentlerinin de çoğunlukla çok önemli kentler
olmadığı görülmektedir. Peki bu ödülün hiç önemi yok mu ? Kuşkusuz bu ödül
Ankara kentinin adını duyurması konusunda önemlidir... Ancak ödülün Ankara’nın
kent yönetimindeki başarısını yansıtmakta bir propaganda aracı olarak
kullanılması yanlıştır. Bu tür uluslararası ödüller aslında uluslararası
ilişkilerin gelişmesi için teşvik amacıyla verilmektedir. Yani kentsel yaşam
kalitesi açısından anlam taşımazlar. Ancak, Birleşmiş Milletler İnsani
Gelişmişlik İndeksi gibi sınıflandırmalar gerçek anlamda kentsel yaşam
kalitesini ortaya koymaktadır. Ankara’nın ödül alması şubemizce önemsenmekte ve
desteklenmektedir. Ancak, bu tür ödüllerin, olmayan bir kentsel yaşam kalitesini
varmış gibi gösterecek bir propaganda aracına dönüştürülmesi yanlıştır. İşte bu
nedenle, 40’ tan fazla kent ile kardeş şehir olabilen, uluslararası iletişim
alanında Bursa ve İstanbul kentlerini yakalayan Ankara Büyükşehir
Belediyesi’nin; ulaşım sorununu altgeçit-üstgeçit ile değil yaya dostu kent ve
toplu taşımacılık anlayışı ile çözümleyen, başkent değerlerini tahrip etmeden
kent kimliğini geleceğe taşıyabilen, sosyal yardımları insani ölçütlerde
yapabilen, her biri bir sosyal yıkım projesi olan Kentsel Dönüşüm projelerini
yeniden ele alarak katılımcı politikalar ile çözümleyebilen, Ankara Kent
Konseyi’nde demokratik süreçleri işletebilen, şeffaf bir belediyecilik anlayışı
ile belediye gelir ve gider bilgilerini kentli ile paylaşabilen, kamu
kaynaklarını doğru kullanabilen ve birlikte yönetme anlayışını benimseyen bir
yönetim yaklaşımıyla, yerel yönetiminde ve kent yaşamında ödülleri hak
edebilecek konuma gelebileceğini hatırlatıyoruz.”
|