Antalya Belediyesi’nin Antalyalılara Zulmü
Antalya sokaklarında görüştüğümüz yoksul emekçi, öğrenci, esnaf ve işsiz insanlar, Büyükşehir Belediyesi’nin ve ilçe belediyelerinin hizmetlerinden memnun olmadıklarını, trafiğin sinir bozucu bir hal aldığını, işsizlik ve yoksulluğun kol gezdiğini, her belediyenin kendi yandaş şirketlerini zengin ettiğini vurguladılar.
Yerel yönetim seçimleri yaklaştıkça işbaşında bulunan belediye yönetimleri, halktan topladıkları vergilerle kendi reklamlarını yapmak için mevcut imkan ve olanakları seçim yatırımına dönüştürüyorlar. Yapımı süren alt geçit ve hafif raylı sistem yol yapımı, halk için katlanamaz bir çileye dönüşmüş durumda. Kentin her yanının köstebek yuvasına dönüştürülmesi ve trafik akışının keşmekeş olması insanların psikolojisini de bozuyor. Sabah işe giden ve akşam eve gitmek isteyen insanlar çamurlu, büyük engelli çukurların içinden yürüyerek varmak istedikleri yerlere gidebiliyorlar. 10 dakikalık yol için 1 saat otobüs yolculuğu yapmak zorunda kalıyor insanlar. Yol yapımı esnasında Telekom, TEDAŞ, su şebeke hatlarının koparılması ve arızalanması esnasında da halk mağdur ediliyor. Belediye milyarlarca lira zarara uğratılıyor. Kentin en önemli Hazine arazileri, park ve bahçe alanları, rant sağlıyor diye turizm şirketlerine bedelinin altında veriliyor. Kentin birçok noktasında yükselen devasa alıveriş merkezi inşaatları hava sirkülasyonunu bile engelliyor. Kentin en lüks semtlerinde çeşitli düzenlemeler yapılırken, kenar mahallelerin hâlâ altyapı sorunları bile çözülebilmiş değil. Yoksul semtlerde yeterince park, yeşil alan, spor kompleksleri, kütüphane, beceri geliştirme kurs merkezleri, gençlik kültür merkezleri, semt poliklinikleri, ucuz ve kaliteli ekmek ihtiyacı için Halk Ekmek büfeleri kurulabilmiş değil. Kentte krizle birlikte hızla artan büyük bir işsizler ordusu var. Kış aylarında turizm işletmelerinin önemli bir kısmının kapanmasıyla işsizler ordusu ikiye katlanıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in bu soruna ilişkin çözümü yok. Üstelik, Antalya toplu ulaşım taşımacılığı açısından en pahalı yer. Şatafatla reklamı yapılan Ant Kart uygulamasında müthiş bir vurgun var. İnsanlar sadece kart için 5 ile 10 milyon lira ödemek zorunda bırakılıyorlar. Halkın büyük tepkisine, çeşitli meslek örgütlerinin ve siyasi partilerin topladığı 38 bin imzaya rağmen hiçbir indirime gidilmedi. Halk şimdi, 29 Mart 2009’da yapılacak yerel seçimi bekliyor. Türel ve Erdoğan’ın hukuk tanımazlığı 5 Ocak günü birçok açılışa katılmak üzere Antalya’ya gelen Başbakan Erdoğan, yeni bir hukuk tanımazlığa da imza attı. Erdoğan, AKSA Enerji’nin Antalya’daki doğal gaz çevrim santrali ve henüz tamamlanmamış, aylar öncesinde hizmete girmiş tesislerin açılışını yaptı. Türel’in yeniden seçilmesine katkıda bulunmak ve halkı aldatmak amacıyla Erdoğan, 5 katrilyonluk yatırım yaptıklarından dem vurdu. Yine yargı kararlarından hareketle yargıya çattı. AKSA’nın birinci sınıf tarım arazileri ve en önemli su kaynakları üzerine kurduğu doğal gaz yakıtlı termik kombine çevrim ünitesinin kapatılması için CHP’li Meclis üyelerinin yargıya başvurması üzerine, 11Haziran 2008 tarihinde açılan davada yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Bu karara çatan Erdoğon, AKSA Enerji sahiplerine ve bunu hayata geçiren belediye yönetimine övgüler yağdırdı. Erdoğan için tarım arazilerinin ve su kaynaklarının pek bir önemi yoktu. Onun için varsa yoksa AKP’li belediyelerinin reklamıydı. Öyle ki, geçen yıl hizmete giren MOBESE sistemi, Cumhuriyet Meydanı ve Kaleiçi’ndeki düzenlemeler, Arıtma Çamuru Termal Kurutma Tesisleri’nin yeniden açılışını yapmak, onun için elzemdi. Çünkü yerel seçimler yaklaşıyordu. Parsa toplaması gerekiyordu. AKP’den kurtulmanın zamanı geldi Antalya sokaklarında görüştüğümüz yoksul emekçi, öğrenci, esnaf ve işsiz insanlar, Büyükşehir Belediyesi’nin ve ilçe belediyelerinin hizmetlerinden memnun olmadıklarını, trafiğin sinir bozucu bir hal aldığını, işsizlik ve yoksulluğun kol gezdiğini, her belediyenin kendi yandaş şirketlerini zengin ettiğini vurguladılar. Hasan Özdilek (Öğrenci): Liseye gidiyorum. Belediyenin hiçbir hizmetinden memnun değilim. Türel kendine Müslüman. Yollar arapsaçına çevrildi. Sinirlerim bozuluyor. AKP’ye benim ailem oy vermeyecek. Nurettin Ayaz (Esnaf ): Zaten krizden dolayı işlerimiz kötü. Dükkanımızı kapatacağız. Hafif raylı sistem yapımı işlerimizi yüzde 60-70 azalttı. Ben bile dükkana zor yürüyorum. Ant Kart tam bir soygun. Çiçeklendirme makyajdır akar gider, insanlara iş lazım. İstihdam yaratıyor musun? Önemli olan bu. Hiçbir partiye oy vermeyeceğim. Salih İşbulak (Çevre Mühendisi): AKSA Enerji’nin yaptığı santral hukuk dışıdır. Erdoğan da ne kadar hukuka bağlı olduğunu gösterdi. Orası birinci sınıf tarım arazisidir. Su kaynaklarının merkezi sayılır. Başbakan’ın övündüğü çevrecilik bu mudur? Yazıklar olsun. Rant olsun da ne olursa olsun!.. Melahat Subaşı (Ev hanımı): Ne ulaşımdan ne de öteki hizmetlerden memnunum. Ulaşım çok pahalı, ekmek pahalı, su pahalı. Vergiler de cabası... Ben AKP’ye ve CHP’ye oy vermeyeceğim. Antalya köstebek yuvası olmuş durumda. Sokakta yürüyemiyoruz. Hamdi Sarnıç (Emekli): Burası emekli şehri güya. Gelenler rahat etsin diye. Yalan, hem hizmetler pahalı hem de şehirde hiçbir sorun çözülmemiş. Erdoğan geldi, hukuk tanımazlık yaptı gitti. Çiçek bana çok lazım değil. Gençlerimize iş lazım. İş olanağı yaratıyor musun, bu önemli! |
-
ulaşımın rahatlaması için hafif raylı sistem derhal kaldırılarak her kavşağa köprülü kavşak yapılmalı böyle yapsaydı türel yine kazanırdı hafif raylı sistem tam bi faciadır ve onu bitirdi... YANITLA