Ankara’nın Kentsel Dönüşümüne Bak
29 Mart’ta CHP’nin Çankaya Belediye Başkan Adayı olarak yarışacak eski TMMOB başkanı şehir plancısı Bülent Tanık, Ankara’da Gökçek’in “keyfi” uygulamalarına artık bir son verilmesi gerektiğini söylüyor.
Ankara’daki seçim savaşları son günlerde medyada da yankı buluyor. Olayların baş aktörü de Melih Gökçek. Sırf rakipleriyle değil, kendi partisiyle yaşadığı çekişmelerle de gündeme gelen Gökçek, Ankara’nın tarihi mekânlarından Ulus için hazırlattığı kentsel dönüşüm projesinde yargı engeline takıldı. Konuyu yargıya taşıyan ve iptal kararının çıkmasında önemli rol oynayan ise meslek odalarının ortak mücadelesiydi. 29 Mart’ta CHP’nin Çankaya Belediye Başkan Adayı olarak yarışacak eski TMMOB başkanı şehir plancısı Bülent Tanık, Ankara’da Gökçek’in “keyfi” uygulamalarına artık bir son verilmesi gerektiğini söylüyor. - Ankara’daki kentsel dönüşüm projelerinde sizin karşı çıktığınız noktalar neler? - Ankara, kentsel dönüşüm projeleriyle, hızlı bir atağın hedefinde. 50 yıldır oluşmalarına göz yumulan yoksul mahallelerin iyileştirilmesi adı altında kentsel dönüşüm uygulamaları yapılıyor. Bu alanlardaki yapıların el değiştirerek yenilenmesi sırasında, burada yaşayan nüfus, kent çeperlerine göç ettiriliyor. Oluşan rant ise yapım sürecinde devreye giren uluslararası finans çevreleri ile iç içe geçmiş isimlere, satın alma yolu ile mülk sahibi olan kesimlere aktarılıyor. - Hem bir kent plancısı hem de bir Ankaralı olarak mevcut yönetimin kent planlamasına bakışınız nasıl? - Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimi 15 yıldır kenti sadece alınıp satılan bir mal olarak gördü. Anlayış bu olunca şehir planlaması, kentlerde yaşayan tüm insanlar için sağlıklı bir yerleşim oluşturmak için değil, toprağı olan güçlü kesimlerin bireysel yararını çoğaltmak, kentleri ve ülkeyi pazarlamayı kolaylaştırmak için kullanıldı. Ankara’nın planlanmasında ve gelişiminde kamu yararı ve şehircilik ilkeleri değil, satış değeri belirleyici hale geldi. - Yargı’nın Ulus projesini iptal etmesi, yerel yönetimlerin keyfi uygulamalarına karşı bir emsal oluşturabilecek nitelikte mi? - Gökçek, Ulus için çok kısa bir süre içinde bölgenin yapısına tümüyle aykırı, Cumhuriyet dönemi mimarlık örneklerinin önemli bölümünü yıkmayı hedefleyen bir plan hazırlattı. Ancak TMMOB’ye bağlı meslek odaları tarafından yapılan girişimler sonucu hemen hepsi iptal edildi. Gökçek yönetimi buna karşı da bir kurnazlık geliştirerek isimde ya da notlarında ufak değişiklikler yaparak yeniden bu planları onayladı ve mücadele süreci yeniden başladı. Belediye, bu kentin değerlerini, hafızasını, kimliğini savunan kişi ve kurumların ne kadar inatçı olabileceğini göremedi. Eğer siz kent halkı için çok önemli bir yerde keyfice iş yapıyorsanız, karşınızda duyarlı kişi ve kurumları bulursunuz. Bunun unutulmaması gerek. Ankaralı, despotluğa geçit vermeyecek. - Kentsel dönüşüm uygulamalarının nasıl bir ekonomik, sosyal ve fiziki çerçeve içinde gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? - Sağlıklı ve yaşanılabilir kentsel alanlar üretimi açısından oldukça sorunlu bir kentleşme tarihine sahip ülkemiz için, “dönüşüm” ya da “yenileme” yoluyla kentsel mekânın yeniden düzenlenmesi önemli bir ihtiyaç. Bu ihtiyacın çözümüne yönelik geliştirilecek uygulamalar, sosyal, ekonomik, kültürel ve fiziksel yönleriyle bütünsel olarak ele alınmalı. Bugünkü uygulamadaki rantın nasıl arttırılabileceği ve paylaşılabileceğine yönelik projeler değil; bölgenin sosyolojik, kültürel değerlerini ve orada oturan kiracıları da aynı proje içerisinde ve yerinde koruyan; sosyal, kültürel, ekonomik modeli olan kentsel dönüşüm projeleri yaratılmalı. |
-
Limit nedeniyle 3 parçada ekleyebildiğim yorumumu şimdi seçimlerden sonra tekrar değerlendirdiğimizde; sadece birilerinin düşmanlığı ya da dostluğuyla politika yapılmayacağı bilakis, meselenizi vatandaşa iyi anlatmanız ve ikna etmeniz gerektiğinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Daha önceki yorumumuzda dediğimiz gibi "Şayet siz, meselenizi en cahil kişinin bile anlayacağı tarzda halka maletseydiniz şimdiye kendi iktidarınızı kurar ve hedeflerinize ulaşmış olurdunuz." Ama bunu yapmadığınız için yine ağlamaya devam edeceksiniz. İşte sayın politikacılar, mimarlar ve şehir plancısı arkadaşlar. Bize göre meselenin temel noktası bu. Gerisi hikâye... YANITLA
-
Şayet siz, meselenizi en cahil kişinin bile anlayacağı tarzda halka maletseydiniz şimdiye kendi iktidarınızı kurar ve hedeflerinize ulaşmış olurdunuz. Yapılması gereken bu ve bunun alt başlıklarıdır. Sayın sosyal demokrat olduğunu iddia eden belediye başkan adayları ve siyasetçilerine acizane tavsiyelerim olarak sadece bir hususu beyan etmiş bulunmaktayım. Konu sadece teknik değildir. Meselenin bir misyoner edasıyla halka malettirilmesi meselesidir. Ne diyelim, 30 Mart sabahı daha güzel bir güneşle uyanmak temennisiyle. YANITLA
-
Meslek sahiplerinin, meslek odalarının ve bazı entel kesimin sizi anlaması ve size hınk demesinin sizi iktidara taşıyacağını mı sanıyorsunuz? Heyhat... Böyle düşünüyorsanız 30 Mart sabahı yine o korkulu düşü görmeye hazırlanın. Yapılacak şey şuydu ve şudur: Halkın şuurlandırılarak kentin bir rant aracı olamayacağı, bir otoyol olamayacağı ve sair menfi hususların olamayacağı; buna mukabil bu, şu ve o hususların olması gerektiğinin seçimin bittiği ertesi gün anlatmaya hem de bıkmadan usanmadan anlatmaya devam edilmesiydi ve edilmesidir. Yoksa sonuç aynıdır. Aynı filmi tekrar izleyip de farklı bir son bekleyen Bush fıkrasındaki Bay Bush'a dönersiniz. Bu millet çoğunluğuyla, hem de dindar Müslümanlar artık dünyevileşme ve maddiyat hususunda değişmişlerdir. Başı kapalı kadınlar sadece temizlikçi olmuyor. Ne kadar engellense de üniversiteyi bitiriyor, Cumhurbaşkanı, Başbakan, mebus karısı ve iş kadını oluyor. 4x4 cipe biniyor. Mağaza kapatıyor. Eskiden olan ve sadece ahireti düşünen, salt tevazu ve mahviyet içindeki hanımlar artık azaldı ve tarihte kaldılar. Dindar erkekler de dünyadan yanalar. Marka giyimi ve sair bütün dünyevi imkanlar artık dindarları cezbediyor ve ana çekim alanındalar. İşte siz, bütün bu gerçekleri görmeden CHP'nin kemikleşmiş ve halen parçalanmış toplam yüzde otuz reyiyle, meselenizi anlatmadan, sadece kendi kendinize konuşarak iktidara gelmeye çalışıyorsunuz. Ekmek bölünmeden doymak istiyorsunuz. Böyle bir şey mümkün mü? YANITLA
-
Ankara'da doğmuş büyümüş bir mimar olarak, Gökçeğin yaptıklarının "anti Gökçekist" tavırla eleştirilmesinin yanlışlığına katılmakla beraber dünya şehirciliğinin, mimarlığının, gelişmişliğinin devam etmekte olan bu vizyonla elde edilemeyeceğini de net olarak gözlemliyorum. Melih Gökçek'e adının başına "İ." koymaktan öte eleştiri, alternatif çözüm sunmadıkça Ankarayı ileri götüremeyiz. YANITLA
-
Bütün bu sorunların kökten çözümü, Melih Gökçekin yeniden seçilmemesindedir. YANITLA