Anıtkabir'in Mimari Topografyası
Anıtkabirin yapımına yer seçimi ile başlanır. Bu konuda başvurulan uzmanların - Jansen, Holzmeister, Taut ve Belling- hepsi batılıdır. Fakat, son kararı Çankaya’ya rağmen Rasattepe’yi uygun bulan bir meclis üyesi verir. Adını, üzerindeki metereoloji istasyonundan almış olan bu tepe, o vakit şehir gürültüsünden etkilenmeyen, fakat ulaşılabilir bir konum arzeder. Şehrin her yerinden görülebilirken, törensel işleve uygun geniş bir alanı vardır. Şu anda ‘anıttepe’ olarak bilinen bu yer, aslında bir Frig mezar tümülüsüdür. Türk Tarih Kurumu, anıtkabirin yapımından evvel yönlendirdiği bir kurtarma kazısı ile 8. yy'a ait iki mezar odası keşfeder (Batur, 1997). Anıtkabir, 1941-42 yıllarında düzenlenen bir yarışmanın sonucunda, 1944-1952 yılları arasında inşa edilir. Yarışma, ilk etapta sınırlı sayıda Avrupalı katılımcıya açılmışken, batılı mimarları da hedef alan Türk mimarlık çevresinin ve basının eleştirileri sonucu Türk katılımcılara da açılır. Program, yüksek düzeyde bir idealizasyonu ve simgeselliği öngörür. Eşit sayıda yabancı ve Türk, mimar ve bürokratlardan oluşturulan seçici jüri 3 kazanan ve 5 de satın almaya değer proje seçer. Seçilen bu sekiz projenin mimarlarının 3’ü Türk, 3’ü İtalyan, 1’i Alman ve biri de İsveçlidir. Dönemin mimarlık dergisi Arkitekt’e göre sonuçlar mimarlık çevrelerini tatmin etmez ve Avrupa’nın önde gelen mimarları yarışmaya katılmamışlardır. Hükümet, kazanan 3 projeden Emin Onat ve Orhan Arda’nın projelerini uygulama için seçer. Kazanan diğer iki proje İtalyan ve Alman mimarlara aittir.
Emin Onat ve Orhan Arda’nın projesi ise yatay silueti ve çift akslı planı ile diğer önerilerden farklılaşır.
‘Aslanlı Yol’, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda şehirle bina arasında bir ilişki oluşturur. Binalar, bu aksın iki ucundan girişi sağlanan bir platform üzerine yerleştirilmişlerdir. Kadın ve erkek heykelleri Aslanlı Yol girişinde iki tarafa yerleştirilmiştir. Güzel Sanatlar Akademisi heykel bölümünün kurucusu Belling’in öğrencisi bir Türk, Hüseyin Özkan tarafından tasarlanmışlardır. Belling, konunun tamamen milli duygularla yapımı gerektiğinden, Türk heykeltraşlar tarafından ele alınması gerekliliğini savunur.
Aslanlı Yol İnsan heykelleri üzerine program şunu belirtir: Aslanlıyol başında girişin iki yanında yer alan heykel grupları Atatürk’ün ölümünden duyulan derin acıyı ifade edecek ve ziyaretçileri O’nun yüce katına saygıyla girmeye hazırlayacak. Büyük boyutlu ve anıtsal insan heykelleri, ziyaretçileri yani Türk milletinin her bireyi ile paradigmatik bir ilişkiye girerken, onları karşılar ve yönlendirir. Program yolun işlevini şu şekilde açıklar: Aslanlı yolun iki yanında ana hatlarıyla kuvvet ve sükunet telkin eden stilize, altlıklar üzerine yatay durumda uzanmış 24 aslan heykeli bulunacaktır. 12 çift aslan yolun iki tarafına yerleştirilmiştir. Simetrik düzenlemeleri Ön Asya, Sasani ve Selçuk geleneğindeki kapılardaki koruyucu hayvan figürlerine atıf yapar. Yol geniş bir tören meydanında sonlanır. Anıtkabir solda kalırken, meydanı üç yönden eyvanlar çevreler. Sağ tarafta eyvan sütunlar dizisi halinde panoramik bir şehir manzarası sunarken, diğer yönlerde sütunlar arkadaki müze ve yönetim mekanlarına eyvan oluştururlar. Anıtkabire dönünce, merdiveni ve iki yanındaki duvarlardaki kabartma komposizyonları görünür. Bu kabartmalar anıtkabirin eyvan yüksekliğindeki yerleşimimi işaret eder. Kabartmalara dair program şöyledir: Kabartmalar konuyu fotografik olarak değil özünü ifade edecek şekilde temsili tasarlanacaktır. Şeref Holü’ne çıkan merdivenin iki yanındaki kabartmaların konuları Atatürk’ün ‘Hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır!’ emrini yorumlayan Sakarya Meydan Savaşı ve ‘Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri!’ emrini yorumlayan Başkomutanlık Meydan Savaşı olacaktır.
Sağ taraftaki kabartma Belling’in öğrencisi İlhan Koman tarafından yapılır. Savaş sırasında evlerini terketmek zorunda kalan Türk milletini betimler. Komposizyon, yukarı çıkan ziyaretçilerin hareketiyle paralel olarak gelişir. Sol taraftaki ‘Başkumandanlık Meydan Muharebesi’ adlı kabartmada Atatürk kabrin merdivenleri tarafına parmağını doğrultarak, komut vermektedir: ‘Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!’ Ziyaretçilere şevk ve heyecan duyguları aktarılırken, her biri bu komutun parçası olur. Anıtkabiri çevreleyen sütun dizisi, Yunan ve Roma tapınaklarından alınan bir mimari dil olup, 20. Yüzyıl başlarında Alman idealizminin temsili olarak kullanılmıştır. Kabrin içine 3- bölümlü giriş Antik Yakın Doğu saraylarını ve Yunan tapınağı girişlerinin dilini taşır. Pencereler, modernizmin yalın anahatlarını taşırken, üzerlerindeki ızgara İslami bir atmosfer oluşturur. Ana holde yönlenme kuzeydoğu yönündeki tonozun altındaki lahite doğrudur.
Holün her iki tarafında sütunlarla ayrılan yan neflerden dışarıya büyük pencerelerle açılsa da dışarıdaki portikodan süzülen ışık iç mekana aktarılmaktadır. Tavanlar mozaik, kilim desenleri, tonoz ise tek bir halı motifiyle donatılmıştır. Gerçek mezar lahitin altında bulunur.
|