"Amaç, Tarlabaşı'nı 'Beyaz' İnsanların Yaşayacağı Bir Yer Haline Getirmek"
İstanbul'un çeşitli yerlerinde devam eden kentsel dönüşüm projelerinden biri de Tarlabaşı Yenileme Projesi... Kentin en önemli tarihsel bölgelerinden birinde yürütülen projenin, rölöve - restitüsyon - restorasyon proje ve uygulamaları, yüklenici firma Gap İnşaat tarafından yapılıyor. İstanbul'un sorunlu bölgelerinden biri olan Tarlabaşı'nın
/FONT> Ama Tarlabaşı bu anlamda Ümraniye veya Sultanbeyli’deki
bir mahalleden çok farklı. Diğer varoşlara göre kentle daha çok iletişim
kuruyor, çünkü kentin merkezinde bulunuyor. Tarlabaşı Projesi’ni yürüten şirket de bölgede
demografik bir takım verileri elde etmek için bir araştırma yaptı. Siz bu
araştırmanın ayrıntılarını biliyor musunuz? Bahsettiğiniz gibi o bölgenin yarısından fazlası kiracı
ve bunların nereye gideceği şu an muallak. O halde problem ortadan kalkmayacak. Bu insanlar nereye
giderse onlarla birlikte oraya gidecek. Bu durum, toplulukların daha fazla içe kapanmasına da
sebep olur değil mi? |
-
yazılan isim ırkcılık değil ama kentsel yenileme derken bölgedeki insanların mülklerini yok pahasına almak olmaz örnek kentsel yenileme diyorlar ama şu anda 5 katlı binası olan tapulu mülk sahibi proje sonunda sadece 1 kat veriyorlar bu mu sosyal devletin adaleti insanlar çalık taşlarını üst üste toplayarak birikim yapsın sonra 5366 sayılı kanun kendilerini kral sananlar tarafından çıkar amacı olarak kullanıyorlar şimdi düşünün yenileme dedikleri yere nasıl olur da 8 kat yer altına inecekler çünkü yalan konuşuyorlar buraları yıkıp ada bazında yer altı ve yer üstü en azı 8 en çok 17 kat projeleri var tarlabaşı yenileniyor diye google girin maketleri göreceksiniz ve bu devasa metrekare artışına rağmen şu anda 5 katlı olan binanın yerine 14 yapıyorlar ve bu binanın tapulu mülk sahibine sadece 1 kat teklif ediyorlar. YANITLA
-
Ben de 23 yaşında, doğma büyüme Tarlabaşılıyım. Evet, yüzyıllar biraz fazla, ama 6 7 Eylül olaylarından sonra Romanlar buraya yerleşmeye başlamış Hacıhüsrev ve civarlardan, öncesi zaten yok. Herşey bu 6 7 Eylülle başlıyor. Kürtlerse çok daha sonradan geldi. Projeyi şiddetle kınıyorum. Romanları şehirden uzaklaştırmak için elinden geleni yapanlar var. unutmayalım ki onlar da -yani biz- bu ülkenin parçasıdır. YANITLA
-
Kasımpaşa'da doğdum. 47 yıldır o coğrafyanın insanıyım. Mübadele, arkasından 6-7 Eylül olayları... Yetmedi 1974 Kıbrıs harekatının psikolojisi ile korkutulup kaçırılan gayri müslimler. Zulüm, zulüm, zulüm... Çaresizlikle terkedilip sahipsiz bırakılan evler, binalar, mekanlar... Hemen hemen hepsi cüretkarların gasp ve tecavüzüne uğradı Tarlabaşında. Güzelim Beyoğlu'nun ırzına geçti gözüdönmüşler, cahiller, zır cahiller, saygısızlar. Derisinin rengi, ırk'ı hiiiç önemli değil. Yorumlarda bahsedildiği gibi tarlabaşında 1974 evvelinde Romanlar ve Kürtler hiç yaşamamıştır. Romanlar sadece Hacı Ahmet, Hacı Hüsrev, Sururi mahalleleri, iplikçi ve dolapdere civarlarında yaşarlardı. Bölgede ise Kürt kardeşlerimize numune olsun kabilinden bile rastlayamazdınız. 1994'den sonra Beyoğlu tarihteki asli hüviyetine kavuşma yolunda yavaş adımlar ile de olsa yol almaya başladı. Proje iyi bir başlangıç. Hızla devamı gelmeli. Ama şu başlığı değiştirin. Meseleleri çarpıcı ifade etmek için kelimeleri namussuz yapmanın gereği yok. Tarlabaşını rezil eden orada şimdi bulunanlar değil, oranın sahipleri kovalanırken seyredenler ve adaletleridir. YANITLA
-
''Burada yüzyıllardır Romanlar ve Kürtler yaşadı.'' bu ifadeyi araştırmak lazım, araştırmadan da konuşmamak lazım! Burası bölücülük yapılacak bir platform değil çünkü. YANITLA
-
Yazının başlığı röportaj yapılan kişinin fikri ile örtüşmediği için yanlış anlaşılıyor. Ben de ilk olarak başlığı gördüğümde çok ırkçı bir yaklaşım olduğunu düşündüm. ama yazının tamamını okursanız eleştirilenin bu olduğunu göreceksiniz. YANITLA