İngiliz Mark Grubu, asıl faaliyet
alanında (yenilikçi teknolojiler kullanarak eski evlerin yalıtımı) pazarın çok
geçmeden doygunluğa ulaşacağını ve işlerin yavaşlayacağını anlayınca sınırın
ötesine bakmaya başladı. Grubun hesabına göre, ülkedeki eski evlerin yüzde
80'den fazlası 2010'a kadar hiç olmazsa kısmen elden geçmişti ve bunda, enerji
kaybını önlemek isteyen devletin cömert ve zorunlu yardımları belirleyici
olmuştu. Bunun üstüne firma, son şubesini başka bir ülkede açtı. Bu ülke, evsel
ısıtma giderlerini ve sera gazı emisyonlarını azaltmada uzman olan Mark
Grubu'nun ihtisasında epey tecrübesiz sayılırdı. Şube nerede mi?
Philadelphia eyaletinde. Şirketin Ticari İşler Müdürü
Bill Rumble, "ABD'de 120 milyon ev var ve çoğunun enerji
verimliliği son derece düşük. ABD dokunulmamış bir pazar" diyor.
Hem birçok Avrupa ülkesi, hem de Çin, Japonya ve Güney Kore doğrudan yatırım,
vergi indirimi, kredilendirme ve düzenlemelerden oluşan etkili bir politikayla
karbon azaltıcı teknolojilerde büyük bir atılım gösterdi. ABD ise, Kongre iklim
değişikliğinin gerçek olduğunu tartışırken dünyanın gerisinde kaldı. Pew
Charitable Trusts'un bir raporuna göre Amerika'daki temiz teknoloji
sektörünün rekabet gücü, "önemli politikalar ve teşviklerle ilgili
belirsizlikler" nedeniyle "risk altında". California'daki Stanford
Üniversitesi'nde mühendis olan ve hem Clinton, hem de ilk Bush yönetimine
danışmanlık yapan Hal Harvey, "Bu 5 trilyon dolarlık bir pazar.
Yeni enerji ekonomisinde önemli oyuncular olmazsak bunun bu ülkeye bedeli ağır
olacaktır" diyor.
2009'daki kriz zamanında geçen canlandırma paketinde verimli enerji
kullanımına 45 milyar dolar ayrılmıştı. Ancak bu rakam son zamanlarda azaltıldı.
İngiltere'nin bu sektöre yaptığı hızlı giriş, devlet teşvikinin
gücünü gösteriyor. Ülkedeki "Yeşil Anlaşma"nın başını
Muhafazakârların önderliğindeki koalisyon hükümeti çekiyor. Ülkede karbondioksit
emisyonlarının azaltılması da hem sağ, hem sol partilerin desteklediği birkaç
politikadan biri. ABD Enerji Bakanlığı yetkilileriyse,
Kongre'nin desteği olmadan ellerinden daha fazlasının gelmeyeceğini belirtiyor.
Ernerji Bakanı Steven Chu'nun kıdemli danışmanı Doktor
Arun Majumdar, bakanlığın 5 milyar dolarlık araştırma bütçesinin üçe
katlanması gerektiğini belirterek, "Bu sektörün de bilgi teknolojisi ve
biyoteknoloji gibi büyümesini istiyoruz" diyor. ABD'nin bu sektörde fikir
üretimi olarak verimliliğini koruduğunu belirten Majumdar, "Ancak uygulama
noktasında geri kalma tehlikesiyle karşı karşıyayız, hatta kalıyoruz bile" diye
ekliyor.
ABD'deki üç büyük rüzgâr enerjisi santralinden ancak birini Amerikalı bir
şirket (NextEra) işletiyor. Diğer şirketlerden
Iberdrola, İspanyol; Horizon Wind Energy de
Portekiz'den Energias de Portugal'ın bir yan kuruluşu. Bu
sektöre parça üretenlerden yalnızca bir Amerikalı şirket sektörde ilk 10'a
giriyor, o da General Electric. Diğerleri arasında
Hindistan'dan Suzlon, Danimarka'dan Vestas ve
Çin'den Goldwind bulunuyor.
Emisyonu azaltmada hedeflerini ve teşvikleri başka ülkelere göre çok daha
düşük tutan ABD, sektörü büyütecek adımlar atamadı. Pennsylvania'nın Penn Valley
kasabasındaki dört odalı evinin yalıtımı için Mark Grubu'nu tutan David
Slap (yasa tasarısından cesaret alıp artan yakıt fiyatlarından
korkarak) bunun için, hepsi kendi cebinden olmak üzere, 5 bin dolar ödedi. Ya
sübvansiyon programlarının uygulandığı İngiltere? Orada düşük gelirli ve yaşlı
müşteriler evlerinin yalıtımını ücretsiz yaptırıyor. Diğerleri de dört odalı bir
ev için, toplam maliyetin yüzde 40 ila 60'ı sübvanse edildikten sonra, bin
dolardan az ödüyor. Isıtma giderleri normalde yüzde 20 ila 30 düşen ev sakinleri
ise yaptıkları masrafı 12 ila 18 ayda çıkarıyorlar.
İngiltere'deki girişimler bunlarla sınırlı değil. Kıyıdan açıkta rüzgâr
enerjisi santralleri kurmaya para ayrılıyor, yenilenebilir enerjiyle elektrik ve
ısı üreten ev sahiplerine ödenek sağlanıyor. Ayrıca çatısına güneş enerjisi
paneli kuranlara faturadan yapılan tasarruf miktarına göre taksitlenen krediler
sağlanıyor. ABD için de ufukta bazı teşvikler belirebilir, ancak bunların
çoğunun Kongre'de onaylanması gerekiyor. Peki, ABD'li şirketler ileride dünya
pazarında rekabet edebilecek mi? Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğindeki
temel araştırmalara daha fazla kaynak ayrılmadıkça hayır. Princeton
Üniversitesi'nden enerji verimliliği ve çevre uzmanı olan Emily
Carter, "Sürdürülebilir enerjiyi verimli üretme yöntemlerine yatırım
yapmamız gerekiyor. Yoksa, şimdi petrol için Ortadoğu'ya ne kadar bağımlıysak
ileride yeşil enerji konusunda Çin'e o kadar bağımlı olacağız"
diyor.
|