Dünyada yalnızca Gaziantep’te rastlanan
ve bir zamanlar kentte çok sayıda örneği bulunan kastellerden geriye kalan 6
kastelden biri olan tarihi Pişirici Mescidi ve Kasteli,
çevresindeki evlerin kanalizasyon sularından zarar görüyor. Tarihi Antep
evlerinin lağım sularının bir bölümü, Pişirici Mescidi’nin içine akmaya
başlayınca yaklaşık 800 yıllık tarihi yapının taşları çürümeye başladı.
Özellikle kenti ziyaret etmek için gelen turistlerin uğrak yeri olan Selçuklu
eserini şimdi kokudan kimse ziyaret edemiyor.
Gaziantep'in Suyabatmaz Mahallesi Pişirici Sokak üzerindeki
ve su mimarisinin eşsiz örneklerinden biri olan, merdivenle inilen yerin 15
metre altındaki Pişirici Mescidi ve Kasteli'nin içine sızan lağım suları
nedeniyle, tarihi yapının tavan ve duvarları da aşınmaya başladı. Özellikle yaz
aylarında vatandaşların sıcaktan korundukları mekanın başında gelen Pişirici
Mescidi'ne sızan evlerin kanalizasyon sularının bir bölümü, mescidin tavan ve
duvarlarından içeriye akıyor. Kanalizasyon suları pis koku yaymanın yanı sıra
duvardaki Arapça yazılarla Salavat-ı Şerife'ye zarar vermeye başlarken, yapılan
çalışmalara rağmen sızıntının geldiği yerin tespit edilemediği bildirildi.
Suyabatmaz Mahallesi Muhtarı Metin Ağalın, Pişirici Mescidi ve
Kasteli’nin lağım sularından kurtarılmasını isterken, defalarca çalışma
yapılmasına rağmen sızıntının bulunamadığını söyledi. Ağalın, şöyle konuştu:
"Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı GASKİ Genel Müdürlüğü ekipleri bunun
çalışmasını yaptı. Kanalları açtılar. Bir şekilde bu suyun nereden geldiğini
tespit edemiyorlar, daha önce böyle bir şey yoktu. Bugün restorasyondan geçmiş
tarihi eser bu şekilde, yani bu çok şaşılacak iş. Restorasyondan sonra en az 20
defa açıldı, ama bu şekilde bunu tespit edemiyorlar, anlayamıyorum. Buraya bu
kadar ciddi bir para harcanmış, ama kanalizasyon suyu sızması nedeni ile kötü
durumda. Bir an önce sızmanın bulunmasını istiyoruz."
GASKİ Genel Müdürü
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (GASKİ) Genel
Müdürü Fahrettin Uslusoy ise, mescidin kotunun yerin bayağı
altında olduğunu, normal bir kanalizasyon kotunun altında bir alanda bulunduğu
için çok uzun zamandan bu yana sızıntıları tespit etmek için uğraş verdiklerini
belirtti. En sonunda son bir çare olarak cadde üzerindeki bütün kanalizasyon
sistemini baştan aşağı yenileyip, sağlam bir boru kullandıklarını anlatan
Uslusoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama yine baktık ki halen damlamalar devam ediyor. Şimdi bizim bir sıkıntımız
da bunun civarındaki yapıların eski yapı olması, kendi iç yapılarının alt
yapılarının sıkıntılı olması ve bu yapıların da bir kısmının metruk vaziyette,
ya hiç kullanılmaması, ya da çok az kullanılması. Şimdi, yavaş yavaş artık bu
binanın, bu civardaki evlerin sahipleriyle görüşüp teker teker kendi
tesisatlarını kontrol ediyoruz. En azından bu mescidimizin böyle bir olumsuzluğu
bir daha yaşamaması için bu çabayı da sarf ediyoruz. Mülkiyet hakkından dolayı
evlere kendimiz giremiyoruz. Ev sahiplerini buldukça teker teker açıp
kanalizasyon sistemlerini baştan aşağıya mescide zarar vermeyecek şekilde,
oradaki tabii güzelliğe zarar vermeyecek hale getirilmesi için çalışmalarımızı
yapıyoruz."
Pişirici Mescidi ve Kasteli yetkilisi de, GASKİ Genel Müdürlüğü’nün Vakıflar
Bölge Müdürlüğü ile ortak bir çalışma yürütmek için harekete geçtiğini
söyledi.
Gazientep'in unutulan kastelleri
Dünyada yalnızca Gaziantep’te rastlanan ve bir zamanlar kentte çok sayıda
örneği bulunan kastellerden geriye yalnızca 6 tane kaldı.
İçme suyu şebekelerinin ve buzdolabının olmadığı dönemlerde, günlük yaşamda
önemli yer tutan kasteller, günümüzde yalnızca çeşmelerden su akmadığı
zamanlarda hatırlanan eserler olarak varlıklarını sürdürüyorlar. Geçmişte
"libas" diye adlandırılan yer altı su yolları üzerinde inşa edilen ve 5-10
basamaklı merdivenler aracılığıyla ulaşılabilen gösterişsiz tarihi yapılar olan
kasteller günümüzde, serin olması nedeniyle yazın sıcaktan bunalan yaşlıların,
sürekli akan ücretsiz suyu nedeniyle de halı, kilim ya da çamaşır yıkayan
kadınların ilgisini çekiyor. İçinde tuvalet, banyo, mescit, dinlenme odası,
çamaşırhane gibi bölümlerin bulunduğu kasteller, bu hizmetlerin karşılanması
yanında yaz sıcağının etkisiyle bozulabilecek gıda ürünlerinin saklandığı
mekanlar olarak ilgi görüyordu. Kasteller, birçok görevi üstlenmelerine karşın
belki de yer altında yapıldıkları için pek de dikkati çekmeyen, sanat tarihi
terminolojisinde kendilerine yer bulamayan eserler olarak kaldılar ve geçen
zaman içinde yok oldular.
Gaziantep’te bir zamanlar onlarcası bulunduğu ifade edilen kastellerden,
halen Şeyh Fethullah, İhsan Bey, Pişirici Mescidi, İmam-ı Gazali, Ahmet Çelebi
ve Kozluca adlarıyla anılan 6’sı ayakta duruyor.
Tarihi Pişirici Mescidi ve Kasteli
Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyan Pişirici Mescidi ve Kasteli 1285
yılında halkın içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak için yapıldı. Yer
altı su arklarının birleşim noktasında kaya oyularak inşa edilen Pişirici
Kasteli’ne daha sonra mescit eklendi. Kayaların oyularak suyun bölümlere
ayrıldığı ve özellikle asma tavanıyla ünlü Pişirici Mescit ve Kasteli’ne 28
basamakla iniliyor.
Tarihi yapı, kentin içme suyu şebekesine kavuşması sonrasında gözden düştü ve
kentteki kültür mirası eserler arasına katıldı. İçinden akan su nedeniyle
özellikle hava sıcaklığının yoğun olduğu yaz aylarında ilgi gören mescit ve
kasteli, günümüzde erkekler dinlenmek, kadınlar halı, kilim, çamaşır ve bulaşık
yıkamak, çocuklar ise avlusundaki küçük havuzlara girerek serinlemek için tercih
ediyor.
İnsanların susuzluğunu giderdiği, serinlediği, çamaşır ve bulaşığını
yıkadığı, tuvaletlerin bulunduğu tarihi yapıda, "Çimeceklik" denilen duş alma
bölümleri de yer alıyor. İç duvarlarında Salavat-ı Şerife, 12 İmam adı, Ayet-el
Kürsi yazılan Pişirici’de geniş bir de mescit, oturak yerleri, 8 tuvalet, iki
havuz ve yer altı su kanalları, civar evlerin su ihtiyacını gideren livaslar
(geniş yer altı su kanalları) bulunuyor.
|