Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

8. Ekolojik Kentler Dünya Zirvesi İstanbul’da Başladı

Kopenhag zirvesi ile eş zamanlı olarak İstanbul’da düzenlenen Ekolojik Kentler Dünya Zirvesi, küresel ısınmayı önlemenin yolunun kentleri doğa ile uyumlu hale getirmekten geçtiğini vurguluyor. Cevahir Kongre Merkezi’nde dün (13 Aralık 2009) başlayan zirvenin sekizincisi, dünyanın pek çok yerinden katılımcıyı ağırlıyor. Zirvenin katılımcıları

mimarizm.com
8. Ekolojik Kentler Dünya Zirvesi İstanbul’da Başladı

BR>Birinci güne oranla daha teknik sunumlara sahne olan toplantının ikinci gününün en dikkat çekici sunumlarından biri “Lagacy, Equaly and Design” başlıklı oturumda konuşan ABD’den Marcel Diallo idi. Diallo, Amerika’daki soylulaştırma (gentrification) projelerini ve bunlardan etkilenen zencileri anlattı. Ekolojinin ve sürdürülebilirliğin önemli olduğunu dile getiren Diallo, ikinci el mobilya, ikinci el kıyafet ve ikinci el araba kullanan “sınıf dışı” bu insanların içinde bulunduğunu eşitsizliğe vurgu yaparak sürdürülebilirliğin ve ekolojinin yanı sıra kent yaşamındaki eşitliğin de altını çizdi.

“Sürdürülebilirliği Geliştirme Laboratuvarı”

Ecocity 2011 Direktörü Luc Roubin tarihi bir kent olan Montreal’in sürdürülebilirlik anlayışı ve Montreal’deki “Sürdürülebilirliği Geliştirme Laboratuvarı” üzerine konuştu.

Su, ulaşım ve enerji gibi konuları içeren mahalle sürdürülebilirlik planının çıkarılması sürecince “Sürdürülebilirliği Geliştirme Laboratuvarı”nda farklı disiplinlerden pek çok uzmanın çalıştığını söyleyen Roubin, bu plan kapsamından kentin kalbinde araba kullanılmasını önlemek için “BIXI” projesinin hayata geçirildiğini dile getirdi. Roubin, bir yılda 400 bisiklet istasyonu, 5000 bisiklet, 10.000 üye ve 1 milyon yolculuk sayısına ulaştıklarını belirterek, herkesi bu projeye katmayı başladıklarını ifade etti.

Önce ulaşım, sonra kentsel tasarım

Toplantının ilgi çeken sunumlarından bir diğeri de Kanada’dan Vacouver Kenti Planlama Direktörü Brent Toderian’ın konuşması oldu. Toderian sürdürülebilir kentlerin tasarım problemi üzerine konuştu. Konuşmasına Vacouver kentindeki şehircilik anlayışını anlatarak başlayan Toderian, amaçlarının sürdürülebilir ve yaşanabilir bir kent yaratmak olduğunu dile getirdi.

Toderian, yaşanabilir bir Vacouver yaratmak için öncelikle ulaşıma odaklandıklarını anlatarak kentte, birincil olarak en sürdürülebilir ulaşım biçimi olan yürüyüşün, ikinci olarak bisikletin, daha sonra toplu taşıma araçlarının ve en son olarak da kişisel araçların tercih edildiğini belirtti.

Toderian, yaşanabilir bir kent için ikinci olarak kent tasarımına öncelik verdiklerini belirterek iş yerlerini, kamusal alanları, yürüyüş yollarını, meydanları, plajları, parkları sürdürülebilir bir biçimde tasarladıklarından söz etti.

Toderian ayrıca kentsel planlama yöntemleri bilimsel bir biçimde kullanıldığı takdirde kentlerin olumlu bir değişim geçireceğini de sözlerine ekledi.

İklim değişiyor, kentler değişiyor...

“Sürdürülebilir Kent Tasarımı ve Planlama” başlıklı oturumda konuşan Freiburg Kenti Planlama Direktörü Dr. Wulf Daseking “Dünya değişiyor, ikilim değişikliğinin yanı sıra kentler de değişiyor. Artık kentlerin ortasında gökdelenler, çevresinde ise gecekondular var” diyerek başladığı sunumunda içlerinde pilot bir “pasif ev” çalışmasının da bulunduğu Almanya’daki ekolojik projelerden örnekler verdi.

Yüksek Şehir Plancısı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü’nden Y. Şehir Plancısı Gamze Özer bakanlığın sürdürülebilirlik çalışmalarından söz etti. Türkiye’nin henüz dünyada öneklerinin gördüğümüz projeleri yapabilecek durumda olmadığını, fakat bunlar için alt yapı çalışmaları yaptığını söyleyen Özer, Bakanlık tarafından yürütülen çalışmaların bir kısmını şöyle sıraladı:

“Kırsal alanda yöresel mimarinin geliştirilmesi, sürdürülebilir projeler için alt yapı çalışmalarının geliştirilmesi, iklim değişikliği ile mücadele etmek için binalardan kaynaklanan emisyonların artırılması, iklim değişikliği afet planının çıkarılması için iklim değişikliği eylem planının hazırlanması ve Sürdürülebilir Kentsel Geliştirme Strateji Dokümanı ve Eylem Planı hazırlanması...”

“Ekolojik Mimarlık ve Kentsel Tasarım”

İlki birinci gün gerçekleştirilen “Ekolojik Mimarlık ve Kentsel Tasarım” oturumunun ikincisinin ilk konuşmacısı Ecocity Builders Başkanı Richard Registar idi. Register keyifli sunumuna 1951 yılında çekilmiş olan ve Stephan Sommers tarafından yeniden çekileceği bildirilen bilim kuru filimi “When Worlds Collide” filminin afişini göstererek başladı. “Big bang” den başlayarak kısaca evrimi anlatan Register, “Evrimden öğrendiğimize gören ‘küçük’ iyidir. Dolayısıyla kentleri bu kadar büyük inşa etmek evrimin ruhuna aykırıdır” dedi. Register ekolojik şehirlerin evrim ile çelişmediğine dikkat çekerek içlerinden Ken Yeang’ın projelerinin de bulunduğu ekolojik kent projelerinden örnekler verdi.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy “akıllı dünya içindeki eko-şehirler”den söz etti. “Ecocity” ve “Smartcity/Akıllı kent” kavramları üzerine konuşan Gülersoy, bu iki kavramında ortak noktalarının sürdürülebilir gelişme ve bilgi teknolojileri olduğunu söyledi. Gülersoy kentlerin bin yıllardır içinde daha konforlu yaşam çevrelerinin arandığı alanlar olduğunu dile getirdi. Ekolojik kentlerin özelliklerini “bozulmuş alanları iyileştirmek, dengeli kentsel gelişime sahip olmak, kompakt bir kent yaratmak, sağlıklı ve güvenli bir çevre oluşturmak, sosyal adaleti yüceltmek, tarihe ve kültüre hak ettiği değeri vermek” şeklinde tanımlayan Gülersoy, akıllı kentler hakkında şunları söyledi:

“Akıllı kentlerin en önemli özellikleri ekonomik kalkınma, yüksek ekonomik gelir ve akıllı bir yönetim. Bunların yanı sıra ise bu kentlerin özellikleri içinde akıllı iletişim, akıllı yaşam, akıllı ulaşım ve akıllı toplum kavramları da yer alıyor.”

İTÜ’den Prof. Dr. Zerrin Yılmaz ise binaların enerji verimli tasarlanmasının sürdürülebilirlik konusundaki önemini anlatarak “sürdürülebilirlik” kavramının sadece mimarların değil tüm disiplinlerin sorunu olduğunu ifade etti.

Enerji ihtiyacının yüzde 70’ini dışarıdan karşılayan Türkiye’de enerjinin yarısını binaların tükettiğini hatırlatan Yılmaz enerji etkin bina tasarımının önemine vurgu yaptı. Yılmaz şunları söyledi:

“Enerji etkin bina, yenilenebilir enerji kaynaklarının uygun yollarla kullanılarak oluşturulan bir pasif sisteme sahip olmalı ve enerji verimliliği binanın bütün alt sistemleri için geçerli olmalı. Enerji etkin binalar için yer seçimi çok önemlidir, eğer yerinizi doğru seçmezseniz enerji etkin olma şansınızı baştan kaybedersiniz. Bunların dışında kentin dokusu, binanın yönü ve formu, bina kabuğu, güneş kontrolü ve doğal ventilasyon çok önemlidir.”

Türkiye’deki her bölgenin iklimine uygun olarak binlerce yıllık tecrübeler sonucunda yöresel malzemeler kullanılarak yapı ustaları tarafından yapılan enerji etkin ve sürdürülebilir yapı geleneğinden söz eden Yılmaz, bu geleneklerin kaydedilmesinin de enerji kaybına yol açtığını sözlerine ekledi.

TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2
http://www.yapi.com.tr/haberler/8-ekolojik-kentler-dunya-zirvesi-istanbulda-basladi_74962.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!