BR> Atık yönetimi önem
kazanacak
AB mevzuatına uyum konusunda şirketlere danışmanlık
hizmeti veren CPS AG’nin Yönetim Kurulu Başkanı Tulu
Gümüştekin’e göre, AB’nin çevre müktesebatı içerisinde en kapsamlı
düzenlemelerden biri sanayi kirliliğinin önlenmesine yönelik atık yönetimi.
Dolayısıyla Türkiye’de de sanayi işletmeleri, lisans ve emisyon limit değerleri
temelinde sıkı koşullara tabi tutulacak. İşletme izin prosedürlerini yürüten
farklı kamu kurumları arasında etkin bir eşgüdüm mekanizması oluşturulacak. Buna
ilaveten, atık oluşumu ve bertaraf edilmesi, enerji verimliliği, hammadde
kullanımı, gürültü, kazaların önlenmesi gibi hususlar bütünsel bir yaklaşımla
ele alınacak. Kirliliğin kaynakta kontrolü, azaltılması, yeniden kazanımı ve
geri dönüşümü gibi önlemler yoğunlaşacak.
Şirketlerde çok geniş kapsamlı
bir geri dönüşüm süreci yaşanacağına dikkat çeken Gümüştekin’e göre, AB çevre
politikasına uyum kapsamında yeni arıtma tesisleri çıkacak, bunlar da yepyeni iş
sahaları yaratacak. Çevre alanında yapılacak yatırımlar 50 ila 70 milyar euro
arasında değişiyor. Altyapı yatırımları en fazla masrafın yapılacağı yatırımlar
olacak. Ölçüm sistemleri, yeraltı sularının temizliği, gürültü haritalarının
çıkarılması gibi konularda özel sektör için yeni iş sahaları açılacak.
Monster: İstihdam 100 bini bulabilir
Merkezi
ABD’de bulunan ve yeşil işler alanındaki kariyer imkanlarına yer veren Monster,
green careers, green MBA ve alt başlıklarda yol gösteriyor. Monster Türkiye’ye
göre ulaşım, inşaat, enerji, tarım gibi sektörlerde yeşil işlerin gelişmesi çok
daha kolay görünüyor. Bu alanda kamu ve özel sektörün işbirliğine bağlı olarak
karbon salımının azaltılması yönündeki çabalar karşılığını bulabilir.
Yenilenebilir enerji sektöründe rüzgar ve güneş enerjisine yapılacak yatırımlar
kısa sürede yüz binlerce yeni istihdam yaratacak. Yine yenilenebilir enerji
sektöründe bulunan jeotermal, hidroelektrik, biyokütle alanlarında da yüksek
seviyede istihdam potansiyeli bulunuyor.
Kamuda çevresel faaliyetlerde
istihdam edilenlere ve özel sektörde rüzgar endüstrisinde, organik tarımda,
ekolojik pazarlarda çalışanlara ve çevre mühendislerinin sayılarına
bakıldığında, 50 bin kişilik bir istihdam olduğu varsayılıyor. Sadece
hidroelektrik santrali, rüzgar santralleri ve jeotermal projelerin hayata
geçmesiyle bu sayının 100 binin üzerine çıkması mümkün.
|