İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz sabah.com.tr'nin
sorularını yanıtladı. İşte olası Marmara depremi, başbakanlık senoryoları, Asya
ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan boğaz köprülerini ve Marmaray prorjesini
değerlendiren Tüysüz'den açıklamalar...
- Başbakanlık Deprem Dairesi'nin hazırladığı deprem senaryosuna göre,
İstanbul'u etkileyecek olası bir deprem en az 7 büyüklüğünde olacak ve 32 bin
536 kişi ölecek! Ne diyorsunuz?
Öncelikle bu tür kesin rakamların inanılır olmadığını belirteyim, bunlar hata
oranı yüksek tahminler olduğuna gore 32 bin 536 gibi kesin bir sayıdan
bahsedilmesi doğru değil. İstanbul'da bir depremde karşılaşılabilecek olası
hasarlar için en güvenilir çalışmalardan biri JICA tarafından yapılan çalışma
(İstanbul Deprem Senaryosu) ve bunu takiben 4 üniversitenin katılımı ile
belediye tarafından hazırlanan İstanbul Deprem Master Planı'dır. Burada en kötü
olasılığa gore İstanbul'da 7.5 büyüklüğünde bir deprem beklenmekte. Bu deprem
gerçekleşirse İstanbul'da nerelerin ne şiddette sarsılacağını dünyadaki daha
eski depremlerden hareketle yaklaşık olarak kestirmek, buna bağlı olarak da ne
kadar binanın ne oranda hasar göreceğini tahmin etmek mümkün.
- Özetle ne anlatıyor bu çalışmalar?
Bu iki çalışmaya bakıldığında İstanbul'da olabilecek 7.5 büyüklüğündeki bir
depremde toplam ağır hasarlı bina sayısı 59 bin olarak tahmin ediliyor. Bu sayı
incelenen alandaki toplam bina sayısının yüzde 8.2'si. Yani İstanbul'un tüm
binalarını kapsamıyor. Avrupa yakası sahil kesimindeki bazı yerleşim yerlerinde
binalarla ilgili bu oranın yüzde 40'ı aşması bekleniyor. Ayrıca depremin
yaratacağı dolaylı hasarların (yangın, bulaşıcı hastalık, kimyasal kirlenme vb.)
bunun dışında olduğunu belirteyim. Bu olası bina hasarlarından hareketle can
kayıpları da tahmin edilmeye çalışılmış. Depremin gece olacağı var sayılmış,
eski depremlerde gerçekleşen bina başına can kaybı dikkate alınıp bir oran
kestirilmeye çalışılmış. Can kaybı tahminleri sadece deprem sırasındaki ani
ölümler ya da bina göçmesinden sonra birkaç gün içinde meydana gelenleri
kapsıyor.
- Deprem Dairesi'nin 32 bin tahminden daha yüksek bir rakam mı bizi
bekliyor?
Ben JICA'yı daha güvenilir buluyorum. JICA'ya göre tahmin edilen can kaybı 87
bin, ağır yaralı sayısı ise 135 bin. Bu verilen rakamların tedbir almaya yönelik
en kötü senaryolarla üretildiği ve önemli belirsizlikler içerdiği unutulmamalı.
Örneğin, binaların depremde nasıl ve hangi oranda hasar alacağı bir tahmin.
Örneklemeyle hesaplanıyor. Yani binalar depreme karşı davranışı açısından tek
tek ve detaylı olarak incelenmiş değil. Bu raporlardan sonraki dönemde
İstanbul'da olası bir depremin yaratacağı yer sarsıntısını belirlemeye yönelik
yeni çalışmalar da yapılmış ve olası sarsıntının beklenenden daha az olabileceği
yolunda veriler elde edilmiş. Elbette ki böyle bir durumda can ve mal kayıpları
tahminleri de daha aza inecek. Ancak unutulmaması gereken konu bizim olası en
kötü senaryoya göre hazır olmamız gerektiği.
- Başbakanlığın hazırladığı 'Tampon Bölge' taslağı yararlı olur mu?
Bu yönetmeliğin amacı doğrudan aktif fay hatları üzerinde yerleşimin
önlenmesi, faya yakın alanlarda ise fay sakınım bantlarının oluşturulması.
İçinde aktif fay bulunmayan ya da en azından bu şekilde bir bilgi olmayan
yerleşim birimlerini ise ilgilendirmez. Geçmiş depremlerdeki tecrübelerimiz
aktif fay üzerinde yerleşim yapılmasının; tabii ki hayati önemi olan mühendislik
yapıları dışında, örneğin ne bileyim yolların faylar üzerinden geçme zorunluluğu
olan haller gibi doğru olmadığını, zaten en büyük hasarların da faya çok yakın
bölgelerde ve sorunlu zeminler üzerinde olduğunu gösteriyor. Bu yönetmelik bu
tür bölgeler için özel koşulları belirliyor. Dünyanın aktif fay üzerinde yer
alan bazı ülkelerinde; örneğin Kaliforniya'da Yeni Zelanda'da bu tür
yönetmelikler var.
|