1950’den Önce ve Sonra Yabancı Mimarlar
/P> Korumacılık veya “Tabula Rasa” Mimariyi korumacılık çırpınmalarına hapsetmek gerekmez. Doğa güzel ve
acımasız... İnsanlar kendilerini korurken barbar olabiliyor... Mimarın işi yapı
yapmak. Çevreye saygılı olmaktan öte, çevreye göre yapı yapmak. Soyut bir
korumacılıkta mimar ancak yardımcı olmalı, işi olan “yapı”yı iyi yapmalıdır.
Mimar doğada yapı yapmak için güzel yer arar. Sanki doğa, yapıları bekler ve
ancak orada insanla buluşur... Olması gerekir, diye düşünürüm. Korumacılara karşı yıkıcılar, dekonstrüktivistler... Her şeye yeni baştan başlamak isteyenler var. Gençler, dünya onlarla birlikte başlamasa da, onlarla birlikte yeni bir döneme girmesini isterler. Tabula Rasa, masanın üstünü temiz teslim almayı isterler. Sürekliliğin içinde olduklarını bilmek, başarılarının engellendiği duygusunu verir. Yapıcı veya yaratıcı bir yıkıcılık isterler... Korumak isteğinin beraberinde getirdiği düşünceyi de korumak ile, olan
varlığı ve düşüncesinden arındırılmış... Meydanı boş teslim almak koşullarının
ayın iki ucu gibi birbirlerine yaklaştığını görürüz. İkisi de dayatmacı, üretici
olmayan, yaşamın üreticiliğini engelleyen yaklaşımlardır.
|