15 Bin Bilim İnsanımız Var, Fırsat Kaçmasın!
Türkiye'de 'bilim şehirleri' kurulması için Ulusal İnovasyon Girişimi ile işbirliği kuran Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenler Derneği (TASSA), eylül ayında İstanbul'da düzenleyeceği ilk arama konferansıyla projenin temellerini atacak.
b>ABD'nin önde gelen akademik kurumlarında yaptıkları çalışmalarla öne çıkan Türk bilim insanları, birikimlerini Türk özel sektörünün hizmetine sunmak için proje hazırladı. Türkiye'de 'bilim şehirleri' kurulması için Ulusal İnovasyon Girişimi ile işbirliği kuran Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenler Derneği (TASSA), eylül ayında İstanbul'da düzenleyeceği ilk arama konferansıyla projenin temellerini atacak. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TASSA Konferansı için Boston'da bir araya gelen ABD ve Türkiye'den Türk bilim insanları özel sektör, üniversite ve kamu arasında köprü kurmanın yollarını tartıştı. Konuyla ilgili soruları yanıtlayan TASSA Başkanı ve Drexel Üniversitesi Biomedikal Mühendislik ve Sağlık Okulu Başkanı Banu Onaral, İstanbul ve Ankara'da kurulması planlanan bilim şehirlerinin ters beyin göçünün yanı sıra tüm dünyadan bilim insanlarını ve uluslararası sermayeyi Türkiye'ye çekebileceğini söyledi. Tayvan, Hindistan, Şanghay, İrlanda ve Güney Kore'de benzer şehirlerin kurulduğunu anlatan Onaral, Portekiz ve İspanya'da da bilim şehirlerinin kurulma aşamasında olduğunu söyledi. Onaral son olarak Suudi Arabistan'da Kral Abdullah'ın 10 milyar dolarlık bir üniversite şehri kurmak için hareke geçtiğini de ekledi. FIRSAT PENCERESİ AÇILDI Amerika ve Avrupa'nın eski görkemini kaybettiğine de değinen Onaral, "Bu ülkelerin yasaları bilim çalışmaları için esnek değil. Bu nedenle çoğu araştırmanın uzantıları Asya'da yaptırılıyor. Türkiye'nin elinde büyük bir fırsat penceresi var" dedi. "Bunun önündeki tek engel çeşitli kanunlar ve mevzuat olabilir. Bu çözüldüğü takdirde dünyaya atılmış büyük bilim ağı, genç nüfus, özel sektör, kamu harekete geçecektir. Hepsi hazır yalnız bir araya gelmiş değiller" diyen Onaral, bilim şehirleri projesinde ilk meyvelerin 5-10 yıl içinde alınabileceğini dile getirdi. 'Türkiye iyi beyin gücüne sahip' Cem Elbi, dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Merck Sharp & Dohme'de mide kanserine yol açan tümörleri yok etmeyi hedefleyen ilaç üzerine çalışıyor. Uzun yıllardır kanser araştırmalarında proje başkanı olarak görev alan Elbi, "Türkiye çok iyi bir beyin gücüne sahip. Ama devlet ve özel sektör işbirliğiyle uygun ortam yaratılması gerekiyor. Burada iyi eğitim alıp Türkiye'ye geri dönen çok bilim adamı var ama bilimsel açıdan biraz yavaş ilerliyoruz. İlerleme ancak devletin yasal, özel sektörün de finans desteğiyle olabilir" diye konuştu. 'Müthiş gençlerimiz var' TASSA Başkanı Banu Onaral, "Çok müthiş gençlerimiz var, onlarla gurur duyuyoruz" dedi. ABD'de genç ve parlayan Türk akademisyenleri ve doktora öğrencilerinin gerçekten dünya çapında olduğunu belirten Onaral, TASSA toplantılarını Türkiye'de de yapmak istediklerini belirterek, Aralık 2008'de bunun gerçekleşmesini planladıklarını söyledi. 'Ben de herkes gibi rahat yaşam isterim' Harvard Üniversitesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Türkiye'ye uygun bir proje olduğu zaman döneceğini söyledi. Tüm dünyada diyabet genini keşfeden profesör olarak tanınan Hotamışlıgil, "Bilim adamları artık dağda taşta çalışmak istemiyor. Hâlâ bilim adamlarının şerefi için çalışıyormuş gibi bir izlenim var. Ben gece 01.00'e kadar çalışıyorsam herkes gibi rahat yaşamak isterim" dedi. Türkiye'nin gelişen dünyada yerini seçmesi gerektiğini söyleyen Hotamışlıgil, "Bilim siyasete, parti programlarına da girmeli. Kısa vadeli düşünme geleneğinde bu iş olmaz" dedi. Hotamışlıgil, Amerika'daki durumu da şöyle aktardı: "Amerika'da finansal kriz bilim sektörünü de etkiledi. Devletin araştırmalara ayırdığı fonlar azaldı. Eskiden devlet araştırma bütçelerinin yüzde 25'ini karşılarken şimdi yüzde 10'a indi. Ayrıca Clinton Hükümeti daha çok desteklerdi. Son 5 yıldır devletin araştırmaya ayırdığı para aynı." 'İnsan kaynağında problem yok sorun sermaye ve uygulamada' Amerikalı teknoloji geliştirme şirketi Lucent Technologies'in eski direktörü olan Kenan Şahin, ABD'de bilim alanında önemli başarılara imza atan Türk girişimcilerden biri. Kurduğu şirketi Lucent'a satan Şahin, şu anda da şirketlere enerji ve bilişim alanında inovatif ürünler satan TIAX şirketiyle yola devam ediyor. 50 laboratuvar ve 200 mühendisle çalışan Şahin, "Türkiye'den kapımı çalan çok oluyor. Ama ben gelmeyi düşünmüyorum. Hedefim Almanya ve Japonya" dedi. Türkiye'nin şu an tarım gibi alanlarda patent süresi dolmuş projeleri alıp uygulayabileceğine işaret eden Şahin," Türkiye'de olsam inovasyonları uygulamaya geçiren doktora öğrencilerini işe alırdım" diye konuştu. Türkiye'de girişimciliğin geliştiğini söyleyen Şahin, "Türkiye'de insan kaynağı sorunu yok sermaye ve uygulama konusunda ciddi sorun var" dedi. 'Türkler icatları faydaya çevirmeli' Konferansa konuşmacı olarak katılan Hexagon Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Jan Nahum ise, "Dünyada o kadar yenilik ve icat var ki önemli olan bunları uygulamaya koymak. Dünyada bilim adamları herhangi bir yenilik geliştirdiğinde bunu Türk şirketleri ve KOBİ'ler takip edip faydaya çevirmeli" diye konuştu. 'İki taraf birbirine farklı bakıyor' BORUSAN Holding CEO'su Agah Uğur üniversitelerin iş dünyasını basit günü kurtaracak kurumlar, iş dünyasının da üniversiteleri teorik olarak gördüğünü söyledi. Uğur "İki tarafı bir araya getirecek platformalar yaratılmalı" diyor. ABD'de 15 bin Türk bilim insanı var ABD'de bilim adamı olarak kabul edilen master - doktora öğrencisi, doçent, profesör, bölüm başkanı gibi unvanlara sahip 15 bin Türk var. * TASSA bünyesinde 1200 Türk bilimadamı örgütlenmiş durumda. * ABD'de okuyan yabancı öğrenci sayısı 600 bin. * Harvard, MIT, Stanford, Berkeley gibi ülkenin en iyi kabul edilen okullarının oluşturduğu Ivy League üniversitelerinde doktora yapanların yüzde 60'ını yabancılar oluşturuyor. * Türkiye'de doktora yapan yabancıların oranı ise yüzde 10. * ABD'de üniversiteler öğretim elemanlarını gazete ilanıyla, normal işe alma sürecindeki gibi bulabiliyor. Türkiye'de ise Maliye Bakanlığı'ndan kadro verilmesini beklemek, önceliğin üniversitenin kendi öğrencilerineA verilmesi gibi engeller buluyor. |