Limit nedeniyle 3 parçada ekleyebildiğim yorumumu şimdi seçimlerden sonra tekrar değerlendirdiğimizde; sadece birilerinin düşmanlığı ya da dostluğuyla politika yapılmayacağı bilakis, meselenizi vatandaşa iyi anlatmanız ve ikna etmeniz gerektiğinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Daha önceki yorumumuzda dediğimiz gibi "Şayet siz, meselenizi en cahil kişinin bile anlayacağı tarzda halka maletseydiniz şimdiye kendi iktidarınızı kurar ve hedeflerinize ulaşmış olurdunuz." Ama bunu yapmadığınız için yine ağlamaya devam edeceksiniz. İşte sayın politikacılar, mimarlar ve şehir plancısı arkadaşlar. Bize göre meselenin temel noktası bu. Gerisi hikâye... YANITLA
Hayati Binler
Şayet siz, meselenizi en cahil kişinin bile anlayacağı tarzda halka maletseydiniz şimdiye kendi iktidarınızı kurar ve hedeflerinize ulaşmış olurdunuz. Yapılması gereken bu ve bunun alt başlıklarıdır.
Sayın sosyal demokrat olduğunu iddia eden belediye başkan adayları ve siyasetçilerine acizane tavsiyelerim olarak sadece bir hususu beyan etmiş bulunmaktayım. Konu sadece teknik değildir. Meselenin bir misyoner edasıyla halka malettirilmesi meselesidir. Ne diyelim, 30 Mart sabahı daha güzel bir güneşle uyanmak temennisiyle.
YANITLA
Hayati Binler
Meslek sahiplerinin, meslek odalarının ve bazı entel kesimin sizi anlaması ve size hınk demesinin sizi iktidara taşıyacağını mı sanıyorsunuz? Heyhat... Böyle düşünüyorsanız 30 Mart sabahı yine o korkulu düşü görmeye hazırlanın.
Yapılacak şey şuydu ve şudur: Halkın şuurlandırılarak kentin bir rant aracı olamayacağı, bir otoyol olamayacağı ve sair menfi hususların olamayacağı; buna mukabil bu, şu ve o hususların olması gerektiğinin seçimin bittiği ertesi gün anlatmaya hem de bıkmadan usanmadan anlatmaya devam edilmesiydi ve edilmesidir. Yoksa sonuç aynıdır. Aynı filmi tekrar izleyip de farklı bir son bekleyen Bush fıkrasındaki Bay Bush'a dönersiniz. Bu millet çoğunluğuyla, hem de dindar Müslümanlar artık dünyevileşme ve maddiyat hususunda değişmişlerdir. Başı kapalı kadınlar sadece temizlikçi olmuyor. Ne kadar engellense de üniversiteyi bitiriyor, Cumhurbaşkanı, Başbakan, mebus karısı ve iş kadını oluyor. 4x4 cipe biniyor. Mağaza kapatıyor. Eskiden olan ve sadece ahireti düşünen, salt tevazu ve mahviyet içindeki hanımlar artık azaldı ve tarihte kaldılar. Dindar erkekler de dünyadan yanalar. Marka giyimi ve sair bütün dünyevi imkanlar artık dindarları cezbediyor ve ana çekim alanındalar. İşte siz, bütün bu gerçekleri görmeden CHP'nin kemikleşmiş ve halen parçalanmış toplam yüzde otuz reyiyle, meselenizi anlatmadan, sadece kendi kendinize konuşarak iktidara gelmeye çalışıyorsunuz. Ekmek bölünmeden doymak istiyorsunuz. Böyle bir şey mümkün mü? YANITLA
Volkan Sipahioğlu
Ankara'da doğmuş büyümüş bir mimar olarak, Gökçeğin yaptıklarının "anti Gökçekist" tavırla eleştirilmesinin yanlışlığına katılmakla beraber dünya şehirciliğinin, mimarlığının, gelişmişliğinin devam etmekte olan bu vizyonla elde edilemeyeceğini de net olarak gözlemliyorum.
Melih Gökçek'e adının başına "İ." koymaktan öte eleştiri, alternatif çözüm sunmadıkça Ankarayı ileri götüremeyiz. YANITLA
Ercüment Hiçyılmaz
Bütün bu sorunların kökten çözümü, Melih Gökçekin yeniden
seçilmemesindedir. YANITLA